TANIMA ve TANIMANIN İPTALİ DAVASI
TANIMA DAVASI
Tanıma; evlilik dışı doğan bir çocuk ile baba arasındaki soybağının kurulmasıdır. Tanıma, geçmişe etkili kurucu yenilik doğuran tek taraflı bir hukuki işlemdir. Yani çocuğun ana rahmine düştüğü andan itibaren hüküm ve sonuç doğuracaktır.
Tanıma, Babanın;
1*Nüfus memuruna başvurusu ile,
2*Mahkemeye başvurusu ile,
3*Resmi senet beyanı ile,
4*Vasiyetname beyanı ile, yapılabilir. Görüldüğü üzere Tanıma beyanı, ancak nüfus memuruna, mahkemeye, notere veya konsolosluğa yazılı başvuruyla olabilir.
Ancak unutulmamalıdır ki başka bir erkek ile soybağı bulunan çocuk, bu bağ ortadan kaldırılmadıkça tanınamaz. Örneğin çocuk evliliğin sona ermesinden başlayarak üç yüz gün içinde doğmuş ve ana da bu arada yeniden evlenmiş olursa, ikinci evlilikteki koca baba sayılır. Soybağının reddi makalemizde de detaylıca anlattığımız üzere buna karinelerin çakışması denilmektedir. Ancak bu karine çürütülürse ilk evlilikteki koca çocuğu tanıyabilir.
Şematik olarak açıklayacak olursak, Tanıma beyanında bulunabilmek için;
1* Tanıma beyanında bulunan kişi bizzat baba olmalı.
2* Tanıma beyanında bulunan babanın veli ya da vasisi varsa bunların da rızası alınmalı.
3* Tanıma beyanında bulunulacak çocuğun başka bir erkekle soy bağı bulunmamalı. ( Aksi taktirde önce Soybağının reddi davası açılması gerekir)
4* Tanıma beyanı ancak nüfus memuruna, mahkemeye, notere veya konsolosluğa yazılı başvuruyla yapılmalı.
Tanıma davasının açılabilmesi için bu dört şartın kümülatif varlığı aranır.
Ayrıca Tanınacak çocuk bakımından herhangi bir yaş ve süre sınırı konulmamıştır. Evlilik dışı çocuk cenin iken de tanınabilir, ergin olduktan sonra da tanınabilir, öldükten sonra da tanınabilir. Ancak, Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gerekir.
Tanıma Davasında Bildirim
Medeni Kanunumuzun 296. Maddesine göre “Beyanda bulunulan nüfus memuru, sulh hâkimi, noter veya vasiyetnameyi açan hâkim, tanımayı babanın ve çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluklarına bildirir. Çocuğun kayıtlı bulunduğu nüfus memurluğu da tanımayı çocuğa, anasına, çocuk vesayet
altında ise vesayet makamına bildirir. “
TANIMANIN İPTALİ DAVASI
Tanımanın iptali davası, çocuk ile tanıma beyanında bulunan kişinin arasında kurulan soy bağının mahkeme yoluyla kaldırılmasıdır. Tanıma beyanında bulunan kişi, yanılma, aldatma veya korkutma sebepleriyle tanıma beyanında bulunmuşsa, bu tanımanın iptalini talep etme hakkına sahiptir. Ancak tanıma iptalinin söz konusu olabilmesi için öncelikle geçerli bir tanıma durumunun söz konusu olması gerekir.
Tanımanın İptalini Kimler Talep Edebilir
1-Tanıyanın dava hakkı:
Tanıyan, yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava edebilir. Bu durumda İptal davası anaya ve çocuğa karşı açılır.
2-İlgililerin dava hakkı:
Ana, çocuk ve çocuğun ölümü hâlinde altsoyu, Cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tanımanın iptalini dava edebilirler. Bu durumda ise dava, tanıyana, tanıyan ölmüşse mirasçılarına karşı açılır.
Tanımanın İptalinde İspat
Medeni kanunumuzun 299. Maddesine göre “Davacı, tanıyanın baba olmadığını ispatla yükümlüdür.
Ana veya çocuk tarafından tanıyanın baba olmadığı iddiasıyla açılan iptal davasında ispat
yükü, tanıyanın, gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğuna ilişkin inandırıcı
kanıtları göstermesinden sonra doğar.” Kanun maddesinden de anlaşıldığı üzere davacı, tanıyanın baba olmadığını ispatlamakla yükümlüdür. Ancak dava ana ile çocuk tarafından açılırsa ispat yükü, tanıyanın gebe kalma döneminde ana ile cinsel ilişkide bulunduğunun inandırıcı kanıtları göstermesinden sonra doğar. Yani ana ile çocuğun tanımanın iptali davası açması durumunda ispat için bir şey yapmalarına gerek yoktur. Örneğin Ana veya çocuk tarafından açılan iptal davasında, tanıyan cinsel ilişkinin varlığını kanıtladıktan sonra, ana veya çocuk bu iddiayı çürütecek kanıtlar sunmak zorunda kalcaklardır.
Hak Düşürücü Süreler
Medeni kanunumuzun 300. Maddesine göre;
-Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
-İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer.
-Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer.
-Yukarıdaki süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.
Tanımanın İptali Davasında Görevli Ve Yetkili Mahkemeler
-Bu davada görevli mahkeme; Aile Mahkemesidir.
-Yetkili mahkeme ise, TMK m.283’e göre; “Soybağına ilişkin davalar, taraflardan birinin dava veya doğum sırasındaki yerleşim yeri mahkemesinde açılır.” Tanımanın iptali davası da soybağına ilişkin bir dava olması nedeniyle bu madde hükmüne tabidir.
EMSAL YARGITAY KARARLARI

YARGITAY ONBİRİNCİ CEZA DAİRESİ, Esas: 2018/521, Karar: 2020/1178, Tarih: 11.02.2020
“Sanıklar hakkında, sanığın, beraat eden sanık ile evlilik dışı ilişkilerinden doğan kız çocuğunu, diğer sanık …’in Antalya 2. Noterliği’nin 25.12.2009 tarihli, 30362 yevmiye numaralı düzenleme şeklindeki tanıma senedi ile tanıyarak kendi çocuğuymuş gibi nüfusa kaydettirdiği iddiasıyla çocuğun soybağını değiştirme suçundan açılan kamu davasında; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Sanık …’in, 10.12.2008 doğumlu …’in kendi çocuğu olmadığını, Yasemin ile Osman’ın evlilik dışı ilişkisinden dünyaya geldiğini beyan ederek, soybağının reddi için Aile Mahkemesine açtığı davanın, Antalya …’nin 05.03.2014 tarihli, 2013/695 esas, 2014/179 karar sayılı ilamı ile davacının talebi tanımanın iptali olarak nitelendirilerek süresinde açılmadığından bahisle ret edildiği; …’in halen sanık …’in aile nüfus kaydında kayıtlı olması, sanık …’ün sorgusunda, sanık … ile ilişkisinin bulunmadığını, çocuğun kendisinden olmadığını savunması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi için soybağının tespiti için sanıklar Osman ve Zübeyir yönünden gerekli DNA incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekir.”
YARGITAY İKİNCİ HUKUK DAİRESİ, Esas: 2004/1988, Karar: 2004/3092, Tarih: 11.03.2004
“Çocuk ile ana arasındaki soybağı doğumla, baba arasındaki soybağı ise; ana ile evlilik, tanıma veya hakim hükmü ile kurulur. Evlilik devam ederken veya evliliğin sona ermesinden başlayarak üçyüz gün içersinde doğan çocuğun babası kocadır. Koca soybağının reddi davası açarak babalık karinesini çürütebilir. Bu dava anaya ve çocuğa karşı açılır. Çocuk evlilik içersinde ana rahmine düşmüş ise kocanın baba olmadığını isbat etmesi gerekir. Koca bu davayı doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve herhalde doğumdan başlayarak beş yıl içinde açması gerekir. Gecikme haklı sebebe dayanıyorsa, bir yıllık sürenin sebebin ortadan kalktığı tarihten başlaması gerekir.Çocuk ile baba arasındaki soybağının mahkemece belirlemesini ana ve çocuk isteyebilir. Babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Çocuk ile başka erkek arasında soybağı ilişkisi varsa maddede öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihten işlemeye başlar.”
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU, Esas: 2011/160, Karar: 2011/247, Tarih: 29.04.2011
“Dava dilekçesinin içeriğine bakıldığında, davacının tanıma yolu ile dava dışı E.G. adına oluşturulan soybağının geçersiz olduğunu ileri sürerek nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve babalığa hükmedilmesini istediği görülmektedir. Nüfus kaydında baba olarak tescil edilmiş bulunan E.G.’nin davada yer alması kamu düzeni ile ilgili olduğundan, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmemiş olması, davacının tanımanın iptalini istemediği şeklinde yorumlanamaz. O halde, Mahkemece davanın babalığa ilişkin bölümü tefrik edilip, ayrı bir esasa kaydedilmeli; öncelikle tanımanın iptali davası sonuca bağlanmalı, babalık davası bakımından da, iptal davası bekletici sorun yapılmalı ve sonucuna göre karar verilmelidir.”
YARGITAY İKİNCİ HUKUK DAİRESİ, Esas: 2005/242, Karar: 2005/2196, Tarih: 16.02.2005
“Tanımanın iptali davası sonuçlanmadan babalık davası dinlenemez. Babalık davası için çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar.”
YARGITAY SEKİZİNCİ HUKUK DAİRESİ, Esas: 2017/8395, Karar: 2019/1853, Tarih: 25.02.2019
“Dava, 4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 297 ve devamı maddelerinde düzenlenen ilgili tarafından çocuk ve anne aleyhine açılan tanımanın iptali davasıdır. TMK’nin 300. maddesine göre, tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Yukarıdaki süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.”