KASTEN ÖLDÜRME SUÇU
Kasten öldürme suçu, ceza kanunumuzun 81. vd maddelerinde düzenlenmiştir. Kasten öldürme suçu, bir başkasının hayatını kasten sonlandırmak suretiyle işlenen bir suçtur. Kasten öldürme suçunun temel şekli ve nitelikli hallerini ayrı ayrı açıklamak önem arz etmektedir.
Öncelikle ilgili kanun maddelerine yer vermek gerekirse;
Madde 81- Kasten öldürme
(1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
Madde 82 – Nitelikli haller
(1) Kasten öldürme suçunun;
a) Tasarlayarak,
b) Canavarca hisle veya eziyet çektirerek,
c) Yangın, su baskını, tahrip, batırma veya bombalama ya da nükleer, biyolojik veya kimyasal silah kullanmak suretiyle,
d) Üstsoy veya altsoydan birine ya da eş, boşandığı eş veya kardeşe karşı,
e) Çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
f) Kadına karşı,
g) Kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle,
h) Bir suçu gizlemek, delillerini ortadan kaldırmak veya işlenmesini kolaylaştırmak ya da yakalanmamak amacıyla,
i) Bir suçu işleyememekten dolayı duyduğu infialle,
j) Kan gütme saikiyle,
k) Töre saikiyle, İşlenmesi halinde, kişi ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.
KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNUN UNSURLARI
a) Fail
Kasten adam öldürmenin faili herkes olabilir. Kadın, erkek, çocuk, yaşlı her kişi suçun faili olabilir. Ancak ceza kanunumuzun 82/d maddesinde yakın akrabalık ilişkisi suçun nitelikli hali olarak öngörülmüştür.
b) Mağdur
Adam öldürme suçunun mağduru, tıpkı failde olduğu gibi herkes olabilir. Mağdurun ırkı, cinsiyeti, yaşı önemli değildir. Mağdur aynı zamanda suçun üzerinde işlendiği suç konusudur. Bu yönden mağdur ve suç konusu birleşmektedir.
Suç mağdurunda iki özellik aranmaktadır :
1) İnsan olmak,
2) Hayatta olmak.
DİKKAT!!!
Adam öldürmede, mağdurun insan olması özelliği, “ana rahmindeki cenin” nedeniyle belirtilmiştir. Ana rahmindeki cenin, bu özellik nedeniyle insan olarak kabul edilmemekte ve cenini ortadan kaldırma, kasten adam öldürme olarak nitelendirilmemektedir. Cenin, ana rahminden tam olarak çıkıp nefes almaya başlamasından itibaren, kısaca doğumun bitmesi ile yani ana rahminden tamamen ayrılmasından itibaren insan olarak kabul edilmektedir.
Adam öldürme suçunun var olabilmesi için mağdurun hayatta olması gerekmektedir. Bu nedenle ölmüş kişi, suçun mağduru olamaz; ceset üzerinde adam öldürme suçu işlenemez.
Bu noktada önem arz eden hususlardan biri de ÖTENAZİ’dir. Ötenazi, kelime anlamı olarak da “İstek üzerine öldürme” anlamına gelmektedir.
Ötenazi’de, mağdurun içinde bulunduğu hastalığa tıp; tedavi ile bir çözüm getirememekte, hasta çekilmez acılar içinde bulunarak hayatına son vermek istemektedir.
Ötenazi; aktif, dolaylı ve pasif ötenazi olarak üçe ayrılmaktadır.
Aktif ötenazide; hastaya ya da mağdura karşı doğrudan doğruya öldürücü harekette bulunulmakta ve hayata son verilmektedir.
Dolaylı ötenazide; hasta üzerinde tedavi edici yöntemler kullanılmamakta, sadece hastanın acısı dindirilmeye çalışılmaktadır.
Pasif ötenazide; uygulanmakta olan tedavi geri bırakılmakta, tedaviden vazgeçilmektedir.
!!! Ülkemizde, ötenazi yasal olmamakla birlikte genel olarak doktorlar pasif ötanaziye evet demektedirler. Ve pasif ötanazi olarak görülmeyen doktorun hareketi doğal yollardan ölüm olarak kayıtlara geçmektedir.
KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ
Kasten öldürme suçunun nitelikli hallerine ilişkin kanun maddesine yukarıda yer vermiştik. Bu suçun nitelikli hallerinde, suçun unsurları değişmemekte, ancak yeni unsurlar eklenerek suç daha ağır bir görünüme bürünmektedir.
Nitelikli halleri şu şekilde belirtebilmek mümkündür;
1) FİİLİN TASARLANARAK İŞLENMESİ / TASARLAYARAK ADAM ÖLDÜRME
Ceza Kanunumuzun 82. Maddesinin 1. Fıkrasının a bendinde düzenlenen bu hal, kastın yoğun halini ifade etmektedir. Kasten adam öldürme bu nitelikli halinde yoğun bir isteme ile işlenmektedir. Bu yoğun hal, bir görüşe göre; failin, fiilini soğukkanlılıkla işlemesi şeklinde açıklanmıştır. Buna göre, adam öldürme gibi ağır bir hareket ve sonucu olan ölümü bilerek ve isteyerek yerine getiren ve bu süreci sinirsel bir değişmezlik içinde gerçekleştiren, mağduru hiçbir acıma, heyecan, sinirlenme olmaksızın öldüren kişi, taammüden fiilini işlemiş kişidir. Bu suçun cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.
2) FİİLİN CANAVARCA BİR HİSLE VEYA EZİYET ÇEKTİREREK İŞLENMESİ
Canavarca his, insan hayatının ortadan kaldırılmasından zevk duyulmasını ve bu zevkin tatmin edilmesi için öldürmenin yerine getirilmesidir. Sırf öldürmek için öldürmek, ölenin acı çekmesinden zevk duyarak eylemini sürdürmek bu hissi ortaya koyabilmektedir.
Canavarca hisle öldürmede, öldürme vahşi bir yöntemle, acımasızca, öldürmeden zevk alınarak fiil ürpertici bir şekilde işlenmektedir. Örneğin, bir insan kafasının kesilmesi, kişinin yakılarak öldürülmesi, vücuda ve başa kızgın yağ dökülmesi gibi.
Yargıtay, canavarca hissi; toplumun ortak bilincinin, duygusunun ve vicdanının hiçbir zaman onaylamayacağı, alçakça bir güdü, içtepi ve amaç itibariyle tehlikeli ve vahşi kötülük eğilimi sergileme şeklinde belirtmiştir.
3) YANGIN, SU BASKINI, TAHRİP, BATIRMA VEYA BOMBALAMA YA DA NÜKLEER, BİYOLOJİK VEYA KİMYASAL SİLAH KULLANMAK SURETİYLE FİİL İŞLENMESİ
Bu halde, öngörülen nedenlerden bazılarında tabiat kuvvetleri harekete geçirilmekte ve belirsiz kişiler için büyük tehlikeler yaratılmaktadır. Kanunda yazılı tabiat kuvvetlerinin veya silahların kullanılması, kendini koruma ve fiilden kurtulma olanağı kişinin elinden alınmaktadır.
Bu bent kapsamında öngörülen haller, büyük tahrip güçleri itibariyle pek çok kişinin ölümünü meydana getirebilecek özelliklere ve niceliklere sahiptir. Bu açıdan, failin öldürmeyi düşündüğü ve istediği kişiler dışındaki ölümlerde de olası kastı söz konusu olacaktır.
4) ÜSTSOY VE ALTSOYDAN BİRİNE YA DA EŞ VEYA KARDEŞE KARŞI FİİLİN İŞLENMESİ
Fail ile mağdurun üstsoy veya altsoy olması, bu ilişkinin kan hısımlığına bağlı olması, evlilik nedeniyle bu ilişkinin oluşmaması (sıhri hısımlık) gerekmektedir. Failin, kendisine veya eşine veya çocuğuna ya da anne, baba veya kardeşine karşı kasten öldürmesidir. Bu suçun cezası ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıdır.
5) KASTEN ADAM ÖLDÜRME SUÇUNUN, ÇOCUĞA YA DA BEDEN VEYA RUH BAKIMINDAN KENDİSİNİ SAVUNAMAYACAK KİŞİYE KARŞI İŞLENMESİ
Bu durumda olan mağdurların savunma olanakları çok zayıftır; Özellikle beden ve ruh bakımından
kendini savunamayacak durumda olma, somut olaylara göre değerlendirilmelidir.
Çocuğun kim olduğu TCK. 6/1-b’de tanımlanmıştır. Buna göre çocuk, on sekiz yaşını doldurmamış kişidir.
Beden ve ruh bakımından kendini savunamayacak halde bulunan kimseler, yaşlı, hasta, sakat ya da geçici, daimi rahatsızlık içinde bulunanları ya da benzer durumda olan kişileri belirtmektedir.
6) FİİLİN GEBE OLDUĞU BİLİNEN KİŞİYE KARŞI İŞLENMESİ
Bu nitelikli halin kabul edilmesinin nedeni, gene savunmasız bir kişiye karşı fiilin işlenmesi kolaylığı olduğu gibi, anne rahminde bir varlığın bulunmasıdır.
DİKKAT!! Bu nitelikli halin uygulanabilmesi için mağdurenin gebe olduğunun bilinmesi, dolayısıyla failin bunu bilmesi gereklidir. Failin bu durumu bilmesi veya bilebilmesi mümkün değilse bu nitelikli hal uygulanmaz.
Fiil sonucunda cenin de ölmüş ise, failde kast olmadığı için ayrıca çocuk düşürmeden sorumlu tutulmayacaktır.
7) KASTEN ADAM ÖLDÜRMENİN, KİŞİNİN YERİNE GETİRDİĞİ KAMU GÖREVİ NEDENİYLE İŞLENMESİ
TCK. 6/1-c kamu görevini yerine getiren kişinin, kamu görevlisi olduğunu belirtmektedir. Bu maddeye göre kamu görevlisi, kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir surette sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişidir.
Söz konusu madde çerçevesinde kamu görevlisi, kamusal faaliyetin yürütülmesini sağlayan kişi olmaktadır. Nitelikli halin kabul edilmesinin nedenini, kamu görevinin güvenlik içinde yürütülmesi ve kamu görevlisinin korunması gerekliliği oluşturmaktadır.
8) BİR SUÇU GİZLEMEK, DELİLLERİNİ ORTADAN KALDIRMAK VEYA İŞLENMESİNİ KOLAYLAŞTIRMAK YA DA YAKALANMAMAK AMACIYLA İŞLENMESİ
Bu bendin uygulanabilmesi için adam öldürme ile diğer suç veya suçlar arasında fikri ve fiili bir bağlantının bulunması gerekmektedir; ancak diğer suçun işlenmesinin şart olmadığı da belirtilmektedir.
9) SUÇUN, BİR SUÇU İŞLEYEMEMEKTEN DOLAYI DUYULAN İNFİALLE İŞLENMESİ
Failin bir başka suç işlemek istemesi ve fakat bu suçu işleyememesi dolayısıyla içine sürüklendiği kızgınlık ve tepki ile adam öldürme suçuna yönelmesi, daha ağır bir suçluluk biçimi olarak kabul edilmiştir.
10) KAN GÜTME SAİKİ İLE İŞLENMESİ
Kan gütme, bir kişinin, kendi ailesinden ya da akrabalarından birini başka bir aileden bir kişinin öldürmesi ya da buna teşebbüs etmesi karşısında onu öldürmeyi görev sayması ve bu eylemi yerine getirmesidir.
Kan gütmede, öncelikle, geçmişte meydana gelmiş bir ölüm vardır. Bu ölümün failine karşı, ölenin yakınları, akrabaları bir toplumsal baskı altında öldüren kişiyi izleyip onu görev bilinci içinde öldürmeyi amaçlarlar.
11) TÖRE SAİKİ İLE İŞLENMESİ
Töre, bir toplumdaki bireylerin büyük bir kısmının inandığı ve terbiye ve ahlak kuralları ve bunların etkilediği davranış biçimleri olarak belirtilmektedir.
Töre cinayetinde özellikle genç kız ve evli kadınların; aile veya aşiret ileri gelenlerinin onayı olmaksızın karşı cinsle ilişki kurması, evlenmesi, kaçması gibi olayların ailenin onurunu kırması gerekçesi ile aile meclisi kararı ile öldürülmesi söz konusudur.
KASTEN ADAM ÖLDÜRME SUÇUNUN CEZASI
Türk Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde düzenlenen kasten adam öldürme suçu, bir kimseyi kasten öldürme fiili ile işlenen bir suçtur. Bu suçun temel şeklinin cezası MÜEBBET HAPİS CEZASIDIR. Suçun nitelikli halleri olarak sayılan; tasarlayarak adam öldürme, canavarca hisle veya eziyet çektirerek adam öldürme suçunun cezası da AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASIDIR.
KASTEN ÖLDÜRME SUÇUNDA DAVA ZAMANAŞIMI
Dava zamanaşımı, bir suçun işlenmesinden sonra, suçun faili hakkında dava açılabilmesi veya açılmış bir davanın devam edebilmesi için belirli bir sürenin geçmesini ifade eden bir hukuki kavramdır. Kasten öldürme suçunda dava zamanaşımı süresi, suçun işlenmesinden itibaren 25 YILDIR. Dava zamanaşımı süresi dolduğunda, suçun faili hakkında dava açılamaz veya açılmış bir dava düşer. Kasten öldürme suçunun nitelikli hallerinde ise dava zamanaşımı süresi 30 YILDIR.
KASTEN ÖLDÜRME SUÇU KAPSAMINDA MEŞRU MÜDAFAA
Meşru müdafaa, kişinin kendini veya başkasını haksız saldırıdan korumak, haksız eyleme karşı koymasıdır. Haksız bir saldırıya karşı, saldırıdan kurtulmak veya zararı en aza indirmek için, saldırıya denk veya ondan daha az bir kuvvetle karşı koyan kimseye ceza verilmez.
Meşru müdafaa şartlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
-Saldırının haksız olması gerekir.
-Saldırının mevcut ve gerçekleşmesi beklenen bir tehlike oluşturması gerekir.
-Saldırıya karşı koyma zorunluluğu bulunması gerekir.
-Saldırıdan kurtulmak veya zararı en aza indirmek için yapılan eylemin orantılı olması gerekir.
Meşru müdafaa şartları sağlanmışsa, kişiye yaptığı eylemden dolayı verilemez. Meşru müdafaa şartlarının kısmen sağlanmış olması durumunda, cezanın alt sınırı 10 yıl olarak uygulanabilir.