CEZA YARGILMASINDA İSTİNAF
(BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ CEZA DAİRESİ)
Bölge adliye mahkemeleri hukuk ve ceza dairelerinden oluşur. Her bölge adliye mahkemesinde en az üç
hukuk ve en az iki ceza dairesi bulunur. Gerekli hâllerde dairelerin sayısı, Adalet Bakanlığının önerisi
üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca artırılıp azaltılabilir. Dairelerde bir başkan ile yeteri
kadar üye bulunur.
İstinaf da bir kanun yolu olarak nitelendirilmektedir. İlk derece mahkemesi kararının gerek maddi mesele
ve gerekse hukuksal açıdan denetimini sağlayan kanun yoluna istinaf adı verilmektedir İstinaf kanunyoluyla beraber davaların uzayacağı bir gerçektir. Klasik yani geniş anlamda istinafta ilk verilen son karar yok sayılarak yeni bir muhakeme gerçekleştirilir. Yani uyuşmazlık, ilk derece mahkemesinin önünde cereyan eden yargılamadan tümüyle bağımsız olarak yeni ortaya çıkan değişiklikler ve herhangi bir sınırlama olmaksızın ileri sürülebilen yeni deliller ve olaylar da dikkate alınarak karar verilmektedir CMK’da istinaf muhakemesine ilişkin hükümler incelendiğinde; davaların uzamasının önüne geçilmesi düşüncesinin hâkim olduğu, maddî gerçeğin ortaya çıkarılması ve muhakemenin makul sürede bitirilmesi ilkelerinin dengelenmek istendiği ve ilk derece muhakemesinin, her durumda yeni baştan tekrarını engelleyecek hükümler getirildiği görülmektedir. İstinaf mahkemesi, “yeniden muhakeme yapılmadan sonuca ulaşılmasına olanak bulunmayan durumlarda”, davaya başından itibaren bakarak karar verecektir. İstinaf ilk derece mahkemesinin son kararlarının hukuki ya da maddi sebeplerle kaldırılarak, yeniden bir son karar verilebilmesi için açılan bir kanunyolu davasının ve bu dava üzerine gerçekleştirilen muhakemenin adıdır.39 CMK’da istinaf istemini karar bağlayacak olan üst mahkeme bölge adliye
mahkemesi olarak gösterilmiştir. İstinaf yargılamasını gerçekleştirecek makam bölge adliye mahkemelerinin ceza daireleridir.
İSTİNAF KANUN YOLU İLE TEMYİZ KANUN YOLU ARASINDAKİ FARKLAR
Hem istinaf mahkemesi hem de temyiz mahkemesi birer üst mahkemedir. Temyiz kanunyolu ile istinaf
kanun yolunun en başta gayeleri farklıdır. Zira temyizde hukukî, istinafta ise hem maddî sorun hem de
hukukî sorun incelenmektedir. Ayrıca temyiz ve istinaf arasında hukukî sorunun inceleme gayesi
açısından arada fark vardır. İstinaf kanun yoluyla amaçlanan belli bir olayla ilgili doğru bir kararın
verilmesi olup temyizde olduğu gibi ülke içinde hukukun aynı şekilde uygulanmasının sağlanması
değildir.70 Klâsik temyizdeki gayeyi, hukukun ülke içinde bir örnek uygulanmasının sağlanması ve
yüksek mahkeme kararları ile hukukun gelişmesine rehberlik etmek; istinafta ise gayeyi, somut olayda
adil karar verilmesini sağlamak oluşturmaktadır. İlk derece mahkemelerince verilen son kararlarla, fiilin
sanık tarafından işlenip işlenmediği sorununu oluşturan maddi meseleyle beraber, suçu işlediği kabul
edildiğinde suçun niteliğinin ne olduğu ve cezanın belirlenmesi konularını içeren hukuki mesele hükme
bağlanmaktadır.
İstinaf yolunun benimsenmediği sistemlerde, denetim görevini üstlenen Yargıtay yalnızca hukuki
meseleyi denetlemektedir. İstinaf ilk derece mahkemesinin nihai kararlarının denetlenmesini sağlayan ilk
ve asıl denetim yoludur. Yani temyiz kanun yolundan farklı olarak istinafta hem yerel mahkemece
yapılan maddi tespitler ve hem de uygulanan normun yerindeliği açısından bir denetleme yapılmaktadır.
istinaf mahkemesinin, uyuşmazlığı maddî ve hukukî yönleri ile tekrar ele almasına ve karar vermesine
“davanın yeniden görülmesi” olarak nitelendirilmekte, istinaf yargılamasında “davanın yeniden
görülmesi” kuralı geçerli olup temyiz kanun yolunun aksine bozma istisnadır.
İstinaf kanun yolunda yargılamanın duruşmalı yapılması kuralken; temyiz kanun yolunda yargılamanın
duruşmalı yapılması istisnadır. İstinaf kanun yolunda doğrudan doğruyalık ve sözlülük ilkeleriyle bağlı
kalınır ve bu nedenle temyizden ayrılır.Temyiz bakımından Yargıtay’ın, yalnız temyiz başvurusunda
belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda
bunu belirten olaylar hakkında inceleme yapacağı şeklinde CMK m. 301’de yer verilen düzenlemeye
istinaf bakımından yer verilmediğinden istinaf mahkemesi gerek Cumhuriyet savcısı gerekse de tarafların
istinaf istinaf yoluna başvururken göstermiş oldukları gerekçelerle sınırlı olmaksızın inceleme yapabilir.
İstinaf yoluna sanık lehine başvurulması halinde yeniden verilecek hükümle belirlenmiş olan ceza önceki
hükümle belirlenmiş olan cezadan daha ağır olamaz. (CMK md. 265, 283)İ
İstinaf kanun yolunda ilk derece mahkemelerinin son kararları hem maddî yönden, yani mahkemelerin
delillerin tespiti, değerlendirilmesi ve sübut konusundaki yanılgıları yönünden, hem de hukukî yönden,
yani mahkemelerin sabit kabul ettikleri olaylara hukuk normlarını uygularken hata yapıp yapmadıkları
yönünden incelenir.İstinaf mahkemesi maddî olguları, ilk derece mahkemesinin tespitleriyle bağlı olmaksızın yeniden ve ilk
derece mahkemesinden bağımsız olarak tartışır; sözlülük ve doğrudan doğruyalık ilkeleri uygulanarak
öğrenme muhakemesi yapılır. İstinaf muhakemesi, sadece ilk derece mahkemesi kararında esas alınan
maddî olguların doğruluğunun denetlendiği bir muhakeme olmayıp, yeni delil sunabilmek (örneğin tanık
dinleme) ve maddî olgu ortaya koyabilmek mümkündür.
BOZMAYI GEREKTİRECEK NİTELİKTEKİ HUKUKA AYKIRILIKLARİ
İlk derece mahkemesince gerçekleştirilen muhakeme neticesinde verilen kararda bazı muhakeme hukuku
normlarının uygulanmaması ya da yanlış uygulanması şeklindeki hukuka aykırılıkların varlığının son
karara etki ettiğini düşünen kanun koyucu söz konusu halleri hukuka kesin aykırılık halleri olarak
değerlendirmiştir. Bu hallerde bölge adliye mahkemesi, hukuka aykırılığın son karara etki edip etmediği
hususunu araştırmaksızın bozma kararı verecektir. (CMK md. 280/1b.b).Hukuka kesin aykırılık halleri,
CMK’nın 280/1. maddesinin (b) bendinin CMK’nın 289. maddesine yaptırdığı göndermeyle, 289.
maddede dokuz bent halinde gösterilmiştir. Söz konusu hükme göre mahkemenin kanuna uygunol
arak teşekkül etmemiş olması; hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin
hükme katılması; geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul
olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip hâkimin
hükme katılması; mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili
görmesi; Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken diğer kişilerin
yokluğunda duruşma yapılması; duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi;
hükmün CMK’nın 230.maddesi gereğince gerekçeyi içermemesi; hüküm için önemli olan hususlarda
mahkeme kararı ile savunma hakkının sınırlandırılmış olması; hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde
edilen delile dayanması hukuka kesin aykırılık hallerini oluşturur.
ALEYHİNE İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURULABİLECEK KARARLAR
Aleyhine istinaf yoluna başvurulabilen kararlar ilk derce mahkemelerince verilen beraat, ceza
verilmesine yer olmadığı, mahkûmiyet, güvenlik tedbirlerine hükmedilmesi, davanın reddi ve
düşme kararlarıdır.(CMK md. 223/1, 272/1). CMK’nın 223/10. maddesi uyarınca adli yargı dışındaki
bir yargı merciine yönelik görevsizlik kararı da kanun yolları bakımından hüküm sayılır ve bu nedenle
söz konusu karara karşı kanun yoluna başvurulması mümkündür. Sanık hakkında adli para cezasının yanı
sıra herhangi bir güvenlik tedbirine hükmedilmiş olması halinde, verilen hükme karşı istinafa
başvurulabilmelidir. Kural olarak ilk derece ceza mahkemelerinin son kararlarına karşı istinaf kanun
yoluna başvurulabilir (CMK md. 272/1). Ceza mahkemelerinin son kararları, yani hüküm olarak kabul
edilen kararları; beraat, mahkumiyet, düşme, ceza verilmesine yer olmadığı kararı, davanın reddi,
güvenlik tedbirine hükmedilmesi şeklindeki kararlarıdır. Son karara etki eden ara kararları ile başkaca
kanun yolu öngörülmemiş ara kararları aleyhine de istinaf kanun yoluna başvurulabilir (CMK md.
272/2). Ancak, ilk derece ceza mahkemesinin verdiği ara karar için “itiraz kanun yolu” olmasına rağmen,
bu kanun yolu kullanılmamış ise aynı karar için istinaf başvurusu yapılamaz.
ZORUNLU İSTİNAF SINIRI
15 yıl ve daha fazla hapis cezalarına ilişkin hükümler, istinaf başvurusu yapılmasa bile bölge adliye
mahkemesince kendiliğinden incelenir (CMK md. 272/1-2.cümle).
ALEYHİNE İSTİNAF KANUN YOLUNA BAŞVURULAMAYAN KARARLAR
ilk derece mahkemesince belirtilen hükümleri aleyhine de istinaf kanun yoluna başvurulamaz (CMK
md. 272/3):
15000 TL dahil adli para cezasına “mahkumiyet hükümleri” aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulamaz.
Adli para cezası istinaf sınırı, sadece doğrudan hükmedilen adli para cezaları içindir. Hapis cezasından
çevrilen adli para cezalarının miktarı ne olursa olsun, bu kararlar aleyhine istinaf kanun yoluna başvuru
yapılabilir
Üst sınırı 500 günü geçmeyen adli para cezasını gerektiren suçlardan “beraat hükümleri” kesindir. Bu
hükümler aleyhine istinaf yoluna başvurulamaz (CMK md. 272/3-b).
Özlük haklardan lkanunlarda kesin olduğu yazılı bulunan hükümler aleyhine de istinaf kanun yoluna
başvurulmaz (CMK md. 272/3-c).
Müsadere, çocuklara veya akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirleri ile tüzel kişilere güvenlik tedbiri
uygulanmasına dair kararlar aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulabilir.
İSTİNAF MAHKEMESİNİN İTİRAZ İNCELEMESİNİN KAPSAMI
İstinaf mahkemesi, yalnız itiraz konusu sorunla sınırlı olmayıp, istinaf davasının kabul edilebilirliğini her
bakımdan inceleyecektir. İstinaf mahkemesinin itirazın kabulü ve reddine ilişkin kararları kesindir; bu
kararlara karşı kanun yolu bulunmamaktadır ve bu kararların geri alınması mümkün değildir. İtirazın,
istinaf mahkemesince kabul edilmesi, ilk derece mahkemesinin ret kararının kaldırılması anlamına
gelmektedir.
İstinaf yoluna başvuru, istinaf yolu davasının açılmasıdır. İstinaf olağan bir kanunyolu olduğu için olağan
kanun yoluna başvurabilenler istinaf yoluna da başvurarak istinaf davası açabilirler. CMK uyarınca
istinaf yoluna başvurabilmek için istek şartı, süre şartı ve harç şartı olmak üzere üç şart aranmıştır. Kural
olarak istinaf davası kendiliğinden açılamadığından, bir istem gereklidir. Bu durum “davasız yargılama
olmaz” ilkesinin de bir sonucudur. Yine sanıklardan birinin isteği diğerlerinin de istemi olarak
değerlendirilemez. Başvuruların yazılı şekilde olması yani bir dilekçeyle yapılması her ne kadar kural
olsa da tutanağa geçirilmek üzere sözlü başvurunun yapılması da mümkündür. Bu durumda tutanak
hakim tarafından onaylanır. (CMK md273/1)
Katılan da kanun yoluna başvurabileceği gibi, katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş ya da
katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş bulunanların da kanun yoluna başvurabilmesi mümkündür.
(CMKmd. 260/1). Şayet bu kimse ya da kimseler sebep göstermemişse, bu başvuru sanık aleyhine
yapılmış sayılır.
Şüphelinin ya da sanığın da kanun yoluna başvurması mümkündür. CMK md. 260/1).Müdafi, şüphelinin
ya da sanığın açık arzusuna aykırı olmamak koşuluyla kanun yoluna başvurabilir. (CMK md. 261).
Şüphelinin veya sanığın yasal temsilcisinin ve eşinin, şüpheliye veya sanığa açık olan kanun yollarına
süresi içinde kendiliklerinden başvurabilmeleri mümkündür. Şüphelinin veya sanığın başvurusuna ilişkin
Hükümler, şüphelinin veya sanığın yasal temsilcisi ve eşi tarafından yapılacak başvuru ve onu izleyen
işlemler için de geçerlidir. (CMK md. 262). Kendilerini ilgilendiren kararlar bakımından tanığın,
bilirkişinin ve diğer üçüncü kişilerin kanun yoluna başvurabilmeleri mümkündür. Ara kararlar söz
konusu olduğunda bu kimseler itiraz kanun yoluna başvurmaktadırlar. Ancak bir malın müsadere
edilmesine ya da edilmemesine ilişkin kararlar bakımından istinaf kanun yoluna başvurulması gereklidir.
(CMK md. 256, 257, 258). Zira müsadereye ilişkin olarak verilen karar CMK’nın 223/1. maddesi
uyarınca son karar niteliğindedir.
Kural olarak kanun yollarına başvurma belli sürelere bağlanmıştır. İstinafta hükmün ,istinaf yoluna
başvurma hakkına sahip olanlara tebliğ edildiği tarihten itibaren iki haftalık bir süre öngörülmüştür.
İstinafa başvurulması, hakkında bu yola başvurulan kararın kesinleşmesini önlediğinden mahkûmiyet
kararlarının uygulanmasına yani cezaların yerine getirilmesine engel olur
Bölge Adliye mahkemesi, istinaf davasını kabul ettikten sonra inceleme yaparak, mahkemenin son
kararının hukuka aykırılığı konusundaki uyuşmazlığı çözen kararını verir.156 Bölge adliye mahkemesi
söz konusu kararlarını genel ilkelere göre, gizli gerçekleştirilen müzakere neticesinde oylama yaparak
verir. Kararlar ise oybirliğiyle ya da oyçokluğuyla alınır.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARLARI
ESASTAN RET (ONAMA) KARARI
Bölge adliye mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararında usule veya esasa ilişkin herhangi bir hukuka
aykırılığın bulunmadığını, delillerde veya işlemlerde herhangi bir eksiklik olmadığını, ispat bakımından
değerlendirmenin yerinde olduğunu saptadığında istinaf başvurusunun esastan reddine karar verir B
ONAMA KARARI
Adliye Mahkemesi, ilk derece mahkemesinin kararında CMK’nın 289. maddesinde öngörülen hukuka
kesin aykırılık nedenlerinin varlığını tespit ederse Yargıtay gibi hükmün bozulmasına karar verir. Bu
durumda dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü bozulan ilk derece mahkemesine
veya kendi yargı çevresinde uygun göreceği diğer bir ilk derece mahkemesine gönderir. (CMK md. 280/1
b.b.).
DAVANIN YENİDEN GÖRÜLMESİ (ISLAH) KARARI
İstinaf mahkemesinin ret ve bozma kararlarının yanında ilk derecen mahkemesince verilen son kararı
kaldırmak suretiyle yerine yeni bir son karar vermesi mümkündür.161 Zira daha önce ilk derece
mahkemesince verilen hüküm hukuk düzeninden kaldırılmıştır.162 CMK’nın 289. maddesinde öngörülen
hukuka kesin aykırılık dışındaki hukuka aykırılık halleri bakımından, gerekli tedbirler alındıktan sonra
davanın yeniden görülmesine ve duruşma hazırlığı işlemlerine başlanmasına karar verilir. (CMK md.
280/1 b. c).
İSTiNAF MAHKEMELERİNİN KARARLARINA KARŞI KANUNYOLU
Bozma kararı, hukuka aykırılık sebebiyle ilk derece mahkemesinin son kararının kesin bir şekilde
ortadan kaldırılması anlamını taşır. Zira bozmadan sonra yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere
dosya kendisine gönderilen ilk derece mahkemesi bozma kararlarına uyar, verdiği eski kararında
direnemez. (CMK md. 284/1).İstinaf bakımından da kural olarak hâkim kararlarıyla, kanunun açıkça
gösterdiği hallerde mahkeme kararlarına karşı istinaf yoluna gidilebilmesinden hareketle, örneğin istinaf
mahkemesinin tanıklara ilişkindisiplin hapsi, gözlem altına alma, beden muayenesi, tutuklama kararı,
tutukluluk halinin devamına ilişkin karar, adli kontrol, el konulan eşyanın geri verilmesi isteminin reddi,
müdafilik görevinden yasaklama gibi verdiği kararlara ilişkin olarak itiraz kanun yoluna gidilmesi
mümkündür. Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin verdikleri kararlara yapılan itirazlarda üyenin
kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla
izleyen ceza dairesi; son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler. (CMK md. 268/3 b.
e). Yani itiraz kanun yoluna başvurulabilen ilk derece mahkemesinin hâkimlik makamı kararları ve
mahkeme kararlarının, istinaf muhakemesinde verilmesi halinde bu kararlara karşı itiraz yoluna gidilmesi
mümkündür. Zira burada itiraz yoluna başvurulabilmesinde belirleyici olan kararı veren merci değil,
kararın niteliği yani itirazın mümkün olup olmadığı konusudur.
TEMYİZ CMK MAD. 2861)
Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri temyiz edilebilir.(2)
Ancak;a)
İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adlî
para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları,
b) İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye
mahkemesi kararları
,c) Hapis cezasından çevrilen seçenek yaptırımlara ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak
bölge adliye mahkemesince verilen; seçenek yaptırımlara ilişkin her türlü kararlar ve istinaf
başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
d) Yeniden Düzenleme -7165 s.k. m.7 – 28.02.2018) İlk defa bölge adliye mahkemesince verilen ve 272
nci maddenin üçüncü fıkrası kapsamı dışında kalan mahkûmiyet kararları hariç olmak üzere, ilk derece
mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dâhil) hapis cezasını gerektiren
suçlar ve bunlara bağlı adlî para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
e) Adllî para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü
bölge adliye mahkemesi kararları,
f) Değişik: 18/6/2014-6545/78 md.) Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına
ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
g) On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece
mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak (…)istinaf başvurusunun esastan reddine dair
kararları,
h) Değişik: 18/6/2014-6545/78 md.) Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik
tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür
kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
ı) Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve
kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları, temyiz edilemez.
Ek:17/10/2019-7188/29 md.) İkinci fıkrada belirtilen temyiz edilemeyecek kararlar kapsamında olsa bile
aşağıda sayılan suçlar nedeniyle verilen bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları temyiz
edilebilir:a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra),
Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213),
Suç işlemeye tahrik (madde 214),
Suç ve suçluyu övme (madde 215),
Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),
Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217),(Ek:
3/10/2022-7418/30 md.) Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (madde 217/A),
Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299),
Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300),
Tür Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama (madde 301),
Silahlı örgüt (madde 314),
Halkı askerlikten soğutma (madde 318)
Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7 nci maddesinin ikinci
fıkrasında yer alan suçlar.c) Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci
fıkrası, 31 inci maddesi ve 32 nci maddesinde yer alan suçlar.
KAYNAK: Ankara Üniversitesi hukuk fakültesi,https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/621684
Prof.
Dr. Muharrem öze