MİRASIN REDDİ NEDİR?
Mirasın reddi, diğer bir adıyla reddi miras; Murisin terekesinin borca batık olması nedeniyle, yasal veya atanmış mirasçılarının mirasçılık sıfatlarını ve dolayısıyla mirasın doğurduğu hak ve yükümlülüklerini reddetmelerine denir. Yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar, murisin mirasının borca batık olması yani pasiflerin aktiflerden fazla olması nedeniyle mirası reddedebilirler. Mirasın reddi hakkına yalnızca yasal ve atanmış mirasçılar sahiptirler. Özetle reddi miras, mirasçıların kendilerine kalan mirası kendi istekleriyle reddetmeleri demektir.
Mirasın reddi, iki farklı konu ve ve dava türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunlar;
1- mirasın gerçek reddi,
2- mirasın hükmen reddidir.
1- MİRASIN GERÇEK REDDİ
Mirasın gerçek reddi; terekenin yasal ve atanmış mirasçılarının, kanunda öngörülen şartlara uyarak; mirası kabul etmediklerini sözlü veya yazılı olarak sulh hukuk mahkemesine bildirmeleridir. Mirası reddetmek isteyen mirasçı, miras bırakanın son yerleşim yeri Sulh Hukuk Mahkemesine yazılı veya sözlü olarak tek taraflı, kayıtsız ve şartsız bir irade beyanı ile başvurarak mirası reddedebilir. Mirasın gerçek reddi, hasımsız bir dava mahiyetindedir.
Medeni kanunumuzun 609. Maddesine göre;
“Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hâkimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.”
A- Mirası Ret Hakkına Sahip Kişiler
Mirası, yasal ve atanmış mirasçılar reddedebilmektedirler.
B- Mirası Ret Süresi
Medeni kanunumuzun 606. Maddesine göre; “Miras, üç ay içinde reddolunabilir. Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.”
Yani, Ret süresinin başlangıcı yasal mirasçılar için ölüm ve kendi mirasçılığını öğrendiği andır. Atanmış mirasçılar için ise, mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihtir. 3 aylık süre, bu tarihlerden itibaren işlemeye başlar.
C- Reddi Miras Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme
Medeni kanunumuzun 609. Maddesine göre; “Mirasın reddi, mirasçılar tarafından sulh mahkemesine sözlü veya yazılı beyanla yapılır. Reddin kayıtsız ve şartsız olması gerekir. Sulh hakimi, sözlü veya yazılı ret beyanını bir tutanakla tespit eder. Süresi içinde yapılmış olan ret beyanı, mirasın açıldığı yerin sulh mahkemesince özel kütüğüne yazılır ve reddeden mirasçı isterse kendisine reddi gösteren bir belge verilir.”
D- Reddin Geri Alınması
Ret beyanı, yenilik doğuran bir irade açıklaması olduğu için, sulh hakimine ulaştığı andan itibaren hüküm doğurur ve bu andan sonra kural olarak geri alınamaz. Ancak iki durumda ret beyanının geri alınabilmesi söz konusu olabilmektedir. Bunlardan ilki, bütün ilgililerin rıza göstermeleri ile ret beyanının geri alınmasıdır. İkincisi ise, ise İİK’ nın 183. maddesinde bahsedilen haldir. Bu maddeye göre; “Bir tereke 180 inci madde mucibince tasfiye halinde bulunur ve tasfiyenin kapanmasından evvel mirasçılardan biri gelerek mirası kabul eylediğini bildirirse borçların ödenmesi için mirasçının teminat göstermesi mukabilinde mahkeme tasfiyeyi durdurur. Bu halde tereke, İİK. m. 180’e göre tasfiye edilirken, mirası ret eden mirasçılardan her hangi biri önceki ret beyanını geri alır ve borçlar için yeterli teminat gösterirse, sulh hakimi tasfiyeyi durdurarak terekeyi mirası kabul eden mirasçılara teslim edecektir.
E- Reddi Miras Halinde Alacaklıların Korunması
Medeni Kanunumuzun 617. maddesine göre; “Malvarlığı, borcuna yetmeyen mirasçı, alacaklılarına zarar vermek amacıyla mirası reddederse; alacaklıları veya iflas idaresi, kendilerine yeterli bir güvence verilmediği takdirde, ret tarihinden başlayarak altı ay içinde reddin iptali hakkında dava açabilirler.” Bu maddeye göre, borcunu ödemeye yetecek malı olmayan mirasçının, kendisine geçen mirastan, alacaklılarının haklarını elde etmesine engel olmak, yani alacaklılarını zarara sokmak amacıyla mirası reddetmesi halinde; alacaklılara reddin iptalini talep etmek yetkisini vermektedir. Böyle bir talep ancak dava yolu ile olur ve iptale sadece mahkeme karar verir.
F- Reddi Mirasın Vekil Aracılığıyla Yapılması;
Mirasın reddi isteminin vekil aracılığıyla yapılması halinde, vekilin vekaletnamesinde özel yetki bulunması gerekir.
2- MİRASIN HÜKMEN REDDİ
Medeni Kanunumuzun 605. Maddesinin 2. Fıkrasına göre; “Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.” Yani, mirasbırakanın ölüm anındaki mal varlığı, borçlarını karşılamaya yetmiyorsa, diğer bir tabirle tereke borca batık ise; murisin ödemeden aciz olduğu kabul edilir. Ve bu durumda miras, kanun gereği hükmen reddedilmiş sayılır, ayrıca bir beyanda bulunmaya da gerek bulunmamaktadır.
Hükmen Reddin Şartları;
Medenî Kanunumuzun 605. maddesinin ikinci fıkrasındaki ret karinesinin uygulanabilmesi için, mirasbırakanın ölüm anında borçlarını ödemekten aciz olması ve bu durumun açıkça belli veya resmen tespit edilmiş olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekir. Mirasın hükmen reddi davası, gerçek redden farklı olarak hasımlı bir dava olup, davanın alacaklılara yöneltilmesi gerekmektedir.
Mirasın gerçek reddi ile hükmen reddi davaları arasındaki farkı özetlemek gerekirse;
| MİRASIN HÜKMEN REDDİ | MİRASIN GERÇEK REDDİ | |
| SÜRE | Süre sınırı bulunmamaktadır. | 3 aylık hak düşürücü süre |
| GÖREVLİ MAHKEME | Asliye hukuk mahkemesidir. | Sulh hukuk mahkemesidir. |
| HASIM | Dava, alacaklılara yöneltilmelidir. | Dava, hasımsız açılır. |
MİRASIN GERÇEK & HÜKMEN REDDİNE İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

YARGITAY ONDÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ
Esas : 2019/1015
Karar : 2020/459
Tarih : 16.01.2020
“Dava, terekenin borca batık olduğunun tespiti hukuksal nedenine dayalı olarak TMK’nun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır. Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, murisin ölüm tarihi itibariyle terekesinin açıkça borca batık olup olmadığının ve mirasçıların terekeyi kabul anlamına gelen işlemler yapıp yapmadıklarının araştırılması gerekmektedir. Mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkin talepler, süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Olayda, murisin terekesine ilişkin yapılan araştırmalar ölüm tarihi esas alınarak yapılmamıştır. Murisin taşınmazları, taşınırları ve bankalardaki mevduatları ölüm tarihi itibari ile araştırılmalı, mirasbırakanın hesabının bulunduğu belirtilen bankalardaki hesap hareketlerinin mirasbırakanın ölüm tarihi itibari ile temin edilerek mirasçıların terekeyi sahiplenmeye yönelik eylemleri ve terekenin aktif ve pasifi değerlendirilmelidir.”
YARGITAY ONDÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ
Esas : 2015/2685
Karar : 2015/9922
Tarih : 05.11.2015
“Dava, terekenin borca batık olduğunun tespitinin hukuksal nedenine dayalı olarak TMK’nın 605/2 maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi davasıdır. Kanunda bu konuda aksine bir düzenleme bulunmadığına göre, HMK’nın yürürlüğe girmesinden sonra açılacak terekenin borca batık olduğunun tespitine ilişkin davalarda davanın değerine bakılmaksızın asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görev, kamu düzenine ilişkin olup, Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması zorunludur. Bu durumda dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken yanlış niteleme ve değerlendirme sonucunda süreye tabi olmayan mirasın hükmen reddinin tespiti davasında davanın süre yönünden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.”
“TMK’nun 605/1 maddesinde gerçek ret, 605/2 maddesinde ise hükmen ret düzenlenmiştir. TMK’nın 605/1 maddesi uyarınca miras ancak üç ay içinde ret olunabilir. (TMK m. 606) Bu dava hasımsız açılabilir. görevli mahkeme ise Sulh Hukuk Mahkemesidir. Hükmen ret ise süreye tabi değildir. 6100 sayılı HMK’nun 2/1 maddesinde “dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarda, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir.”
“Hak düşürücü süre koşuluna bağlı olmayan mirasın hükmen reddi davası, alacaklıların taraf olarak gösterildiği ve terekenin borca batık olduğu ileri sürülerek açılan davalarda uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir.”
“Dava; mirasçılar tarafından hasım gösterilmeden süresi içinde açılan Türk Medeni Kanununun 605/1 maddesi gereğince mirasın gerçek reddine ilişkindir. Mirasbırakanın borçlarının bulunduğunun belirtilmesi mirasın hükmen reddinin tespitini talep etmek değil ret sebebini açıklayan bir beyandır. Kaldı ki talep edenler vekili 20.05.2016 tarihli dilekçesinde; murisin mirasının kayıtsız şartsız reddedildiğinin tespitini talep ettiğini beyan etmiştir. Mahkemece öninceleme duruşması yapılmak sureti ile talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken duruşma açılmadan evrak üzerinde yanılgılı değerlendirme ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş ve hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.”
