CEZA YARGILAMASINDA TEMYİZ
Temyiz; bölge adliye mahkemesinin bozma dışındaki hükümleri için Yargıtay tarafından hukuka aykırılık denetiminin yapıldığı kanun yolu aşamasıdır.
CMK’nın sistematiğinde temyiz incelemesi kural olarak bölge adliye mahkemesinin bozma dışındaki hükümlerinin denetlenmesi amacıyla başvurulabilecek kanun yoludur. İlk derece mahkemelerinin vermiş olduğu kararlara karşı doğrudan temyiz kanun yoluna başvurma imkânı bulunmamaktadır. Yürürlükteki mevzuatımızdaki bunun iki istisnası bulunmaktadır. Bunlardan ilki 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 15. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, Yargıtay’ın “ilk derece mahkemesi olarak … verilen hükümlerin”e karşı Ceza Genel Kurulu’nca yapılan temyiz incelemesi iken, ikincisi 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu’nda yer almaktadır. Kanun’un 18 maddesinin dördüncü fıkrasına göre görevli ağır ceza mahkemesinin (Madde 15) iadeyle ilgili vermiş olduğu karara karşı temyiz kanun yoluna başvurulabilir. Kararın hızlıca kesinleşmesinin sağlanması gerektiği için ve iadeyle ilgili olan hususların maddi vakıalardan çok hukuki sebeple ilgili olduğu için bu şekilde istisnai bir düzenleme yapılmıştır.
Temyiz kanun yolunun başlıca iki amacı bulunmaktadır: Bunlardan ilki bölge adliye mahkemesi tarafından verilen hükümlerin hukuka uygun olup olmadığı denetlenerek adil bir kararın ortaya çıkmasını sağlamak, ikincisi ise ülke genelinde içtihat birliğini oluşturmaktır.
Davasız yargılama olmaz ilkesi kanun yolları için de geçerli olan bir ilkedir. Yargıtay tarafından temyiz incelemesi yapılabilmesi için temyiz davasının var olması gerekmektedir. Yine bu ilke gereği bölge adliye mahkemesi tarafından verilen bir hükümle ilgili daha sonrasında bir hata fark edilse bile hükmü veren mahkeme tarafından hatanın düzeltilmesi mümkün değildir.
Temyiz başvurusunda sebep gösterme zorunluluğu ve sebeple bağlılık kuralı bulunmaktadır. Tüm
bunlar bir araya geldiğinde ise başvurunun doğru ve etkili şekilde yapılması oldukça önem arz etmektedir. Eğer temyize konu edilemeyecek bir hüküm söz konusuysa hüküm kesinleşir. Bu durumlarda ise şartları mevcutsa artık sadece CMK’daki olağanüstü kanun yollarına başvurulabilir
Temyiz başvurusunun konusunu bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin bozma dışında kalan hükümleri oluşturur. Ayrıca hüküm niteliğinde olmayan ancak hükümden önce verilip hükme esas teşkil
eden veya başka kanun yolu öngörülmemiş mahkeme kararları da hükümle beraber temyiz edilebilir
CMK’nın 286. Maddesine göre aşağıdaki kararlara karşı temyiz kanun yolu kapalıdır:
Buna göre;
a)İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezaları ile miktarı ne olursa olsun adli para cezalarına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine dair BAM kararları,
b)İlk derece mahkemelerinden verilen beş yıl veya daha az hapis cezalarını artırmayan bölge adliye mahkemesi kararları,
c)İlk derece mahkemelerinin görevine giren ve kanunda üst sınırı iki yıla kadar (iki yıl dahil) hapis cezasını gerektiren suçlar ve bunlara bağlı adli para cezalarına ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
d)Adli para cezasını gerektiren suçlarda ilk derece mahkemelerinden verilen hükümlere ilişkin her türlü bölge adliye mahkemesi kararları,
e)Sadece eşya veya kazanç müsaderesine veya bunlara yer olmadığına ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
f)On yıl veya daha az hapis cezasını veya adli para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararları,
g)Davanın düşmesine, ceza verilmesine yer olmadığına, güvenlik tedbirine ilişkin ilk derece mahkemesi kararları ile ilgili olarak bölge adliye mahkemesince verilen bu tür kararlar veya istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararlar,
h)Yukarıdaki bentlerde yer alan sınırlar içinde kalmak koşuluyla aynı hükümde, cezalardan ve kararlardan birden fazlasını içeren bölge adliye mahkemesi kararları, Temyiz edilemez.
5271 sayılı CMK’nın 286/2-f. maddesinde “On yıl veya daha az hapis cezasını veya adlî para cezasını gerektiren suçlardan, ilk derece mahkemesince verilen beraat kararları ile ilgili olarak istinaf başvurusunun esastan reddine dair kararların” temyiz edilemeyeceği açıkça düzenlenmiştir.
CMK KAPSAMINDA TEMYİZ EDİLMEYECEK KARARLAR OLSA DAHİ BU SUÇLAR AÇISINDAN TEMYİZ İSTİSNASI DÜZENLENMİŞTİR.BUNA GÖRE ;
a) Türk Ceza Kanununda yer alan;
- Hakaret (madde 125, üçüncü fıkra),
- Halk arasında korku ve panik yaratmak amacıyla tehdit (madde 213),
- Suç işlemeye tahrik (madde 214),
- Suçu ve suçluyu övme (madde 215),
- Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama (madde 216),
- Kanunlara uymamaya tahrik (madde 217),
- (Ek:13/10/2022-7418/30 md.)
121 Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma (madde
217/A), - Cumhurbaşkanına hakaret (madde 299),
- Devletin egemenlik alametlerini aşağılama (madde 300),
- Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Devletin kurum ve organlarını
aşağılama (madde 301), - Silâhlı örgüt (madde 314),
- Halkı askerlikten soğutma (madde 318), suçları.
b) Terörle Mücadele Kanununun 6 ncı maddesinin ikinci ve dördüncü fıkrası ile 7 nci
maddesinin ikinci fıkrasında yer alan suçlar.
c) Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 28 inci maddesinin birinci fıkrası, 31
inci maddesi ve 32 nci maddesinde yer alan suçlar.
(Ek:17/10/2019-7188/29 md.) İkinci fıkrada belirtilen temyiz edilemeyecek kararlar
Temyiz istemi ve süresi
Madde 291 – (1) Temyiz istemi, hükmün gerekçesiyle birlikte tebliğ edildiği tarihten itibaren iki hafta içinde hükmü veren mahkemeye bir dilekçe verilmesi veya zabıt kâtibine bir beyanda bulunulması suretiyle yapılır; beyan tutanağa geçirilir ve tutanak hâkime onaylattırılır. Tutuklu bulunan sanık hakkında 263 üncü madde hükmü saklıdır.
Gerekçeli kararın tebliğ edildiği tarihten itibaren iki haftalık temyiz süresi bulunmaktadır.
CEZA MUHAKEMELERİ KANUNA GÖRE TEMYİZ NEDENLERİ
CMK 288 Maddesi ile devamı maddelerinde temyiz nedenleri belirtilmiştir. Buna göre ;
Madde 288 – (1) Temyiz, ancak hükmün hukuka aykırı olması nedenine dayanır. (2) Bir hukuk kuralının uygulanmaması veya yanlış uygulanması hukuka aykırılıktır.
HUKUKA AYKIRILIK HALLERİ
Madde 289 – (1) Temyiz dilekçesi veya beyanında gösterilmiş olmasa da aşağıda yazılı hâllerde hukuka kesin aykırılık var sayılır:
a) Mahkemenin kanuna uygun olarak teşekkül etmemiş olması.
b) Hâkimlik görevini yapmaktan kanun gereğince yasaklanmış hâkimin hükme
katılması.
c) Geçerli şüphe nedeniyle hakkında ret istemi öne sürülmüş olup da bu istem kabul
olunduğu hâlde hâkimin hükme katılması veya bu istemin kanuna aykırı olarak reddedilip
hâkimin hükme katılması.
d) Mahkemenin kanuna aykırı olarak davaya bakmaya kendini görevli veya yetkili
görmesi.
e) Cumhuriyet savcısı veya duruşmada kanunen mutlaka hazır bulunması gereken
diğer kişilerin yokluğunda duruşma yapılması.
f) Duruşmalı olarak verilen hükümde açıklık kuralının ihlâl edilmesi.
g) Hükmün 230 uncu madde gereğince gerekçeyi içermemesi.
h) Hüküm için önemli olan hususlarda mahkeme kararı ile savunma hakkının
sınırlandırılmış olması.
i) Hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması.
Madde 294 – (1) Temyiz eden, hükmün neden dolayı bozulmasını istediğini temyiz başvurusunda göstermek zorundadır. (Ek cümle:2/3/2024-7499/20 md.) Cumhuriyet savcısı temyiz dilekçesinde, temyiz isteğinin sanığın yararına veya aleyhine olduğunu açıkça belirtir.
Hukuka aykırılıklar niteliklerine göre hukuka kesin aykırılık, nispi hukuka aykırılık; maddi hukuka aykırılık, usul hukukuna aykırılık gibi ayrımlara tabi tutulmaktadır. Hukuka aykırılıkların temyiz başvurusunun kabul edilmesi bakımından temyiz sebebi olarak bir önemi bulunmamakla birlikte temyiz incelemesinde göstermiş olduğu nitelikler farklıdır.
Temyiz düzenlemesindeki sebep gösterme zorunluluğu temyiz başvurusunun kabul edilmesinin bir unsuru olarak kanunda yer almaktadır. CMK’nın 298. maddesine göre, temyiz başvurusunda temyiz sebebinin bulunmaması halinde başvurunun reddedileceği düzenlenmiştir.48 Diğer yandan Yargıtay tarafından temyizde incelenecek hususlar başvuruda gösterilen sebeplerle (CMK m.301) ve hukuka kesin aykırılık halleriyle (CMK m.289/1) sınırlıdır. Temyiz incelemesinde yalnızca hukuka aykırılık denetimi yapıldığı için temyiz sebebi de hukuka aykırılıkla ilgili bir sebebe dayanmalıdır.
Temyiz Başvurusunda Usul
Temyiz başvurusu hükmü veren bölge adliye mahkemesine dilekçe verilmesi veya zabıt katibine beyanda bulunulması şeklinde yapılabilir. Başvuru beyanla yapıldıysa tutanağa geçirilir ve bu tutanak hâkime onaylatılır. CMK’nın 263. maddesinde tutuklulara özgü düzenlenen kanun yoluna başvuru usulü temyiz başvurusu için de uygulama alanı bulur. Temyiz başvurusu yukarıda da bahsedildiği gibi kararın tebliği itibaren on beş gün içerisinde yapılmalıdır. Temyiz başvurusu harca tabi değildir.
Kural olarak temyiz başvurusunun durdurma ve aktarma etkisinin bulunduğu kabul edilmektedir. Temyiz başvurusu hükmün kesinleşmesini (CMK m.293/1) ve dolayısıyla infazını engellediği için durdurma etkisi; temyiz incelemesi, hükmü veren mahkemece değil Yargıtay tarafından yapıldığı için aktarma etkisi bulunmaktadır.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının tebliğnamesi CMK’nın 297. maddesinin 3. fıkrasında düzenlenmiştir ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tebliğname verilmesi özel daire tarafından inceleme yapılabilmesi için “ön şarttır”.59 Nitekim CMK’nın 297. Maddesinin 2. fıkrası uyarınca, dosya doğrudan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmektedir
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının itirazı kanun yolunda da, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tebliğnamesi ile bağlı değildir.
Temyizde incelenecek hususlar
Madde 301 – (1) Yargıtay, yalnız temyiz başvurusunda belirtilen hususlar ile temyiz istemi usule ilişkin noksanlardan kaynaklanmışsa, temyiz başvurusunda bunu belirten olaylar hakkında incelemeler yapar.
Yargıtay tarafından yapılacak ön inceleme CMK’nın 298. maddesinde düzenlenmektedir. İlgili maddenin gerekçesinde Yargıtay tarafından yapılacak ön incelemenin yalnızca, hükmü veren mahkeme tarafından temyiz başvurusunun reddedilmesi ve temyiz edeninin Yargıtay’dan bu hususta karar vermesini istemesi veya hükmü veren mahkemenin kabul edilebilirlik incelemesi yapmaksızın dosyayı Yargıtay’a göndermesi durumlarında gerçekleştirilebileceğini belirtmektedir. temyiz başvurusunun reddi, temyiz başvurusunun kabulü veya dosyanın iadesi (tevdi).
Temyiz başvurusunun reddedilmesiyle birlikte verilmiş olan hüküm kesinleşir. Temyiz başvurusunun kabul edilmesiyle, daire esas üzerinde incelemeye başlayacaktır
Yargıtay incelemesi kural olarak dosya üzerinden yapılır. Dosya üzerinden yapılan incelemelerde, dosyalar önceden üyeler ve yardımcıları arasında bölüşülür. Kurulda bu dosyalar izah edildikten sonra
yapılan müzakere sonucunda karar verilmektedir. Bununla birlikte, “on yıl veya daha fazla hapis cezasına ilişkin hükümler” hakkındaki inceleme duruşmalı olarak yapılabilmektedir.
Duruşmalı inceleme
Madde 299 – (1) On yıl veya daha fazla hapis cezasına ilişkin hükümlerde, Yargıtay, incelemelerini uygun görmesi halinde duruşma yoluyla yapabilir. Duruşma gününden sanığa, katılana, müdafi ve vekile haber verilir. Sanık, duruşmada hazır bulunabileceği gibi, kendisini bir müdafi ile de temsil ettirebilir.126
Temyiz İncelemesinin Sonunda Verilen Kararlar
Yargıtay davanın temyiz isteminin esastan reddine (onama), hükmün bozulmasına karar verebileceği gibi davanın esasına veya hukuka aykırılığın düzeltilmesine (ıslah, iyileştirme) karar verebilir (CMKm.302, 303).Bunların dışında kanunda yer almasa da Yargıtay düşme kararı verebilir. Temyiz İsteminin Esastan Reddi Kararı (Onama, Tasdik) Yargıtay, inceleme kapsamında hukuka aykırılık bulunmadığını saptarsa temyiz isteminin esastan reddine karar verir (CMK m.302/1)
Bozma Kararı
Yargıtay, hukuka kesin aykırılık halleri veya temyiz incelemesi kapsamında “hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle” temyiz edilen hükmü bozar. CMK’nın 302. maddesi uyarınca, bozma sebeplerini ve bozma sebebi olmamakla birlikte tespit edilen diğer hukuka aykırılıkları bozma kararında gösterme zorunluluğu getirilmiştir.
Hükmün bozulmasının diğer sanıklara etkisi
Madde 306 – (1) Hüküm, sanık lehine bozulmuşsa ve bu hususların temyiz isteminde bulunmamış olan diğer sanıklara da uygulanması olanağı varsa, bu sanıklar da temyiz isteminde bulunmuşcasına hükmün bozulmasından yararlanırlar.
Temyiz isteminin esastan reddi veya hükmün bozulması
Madde 302 – (1) Bölge adliye mahkemesinin temyiz olunan hükmünün Yargıtayca hukuka uygun bulunması hâlinde temyiz isteminin esastan reddine karar verilir. (2) Yargıtay, temyiz edilen hükmü, temyiz başvurusunda gösterilen, hükmü etkileyecek nitelikteki hukuka aykırılıklar nedeniyle bozar. Bozma sebepleri ilâmda ayrı ayrı gösterilir. (3) Hüküm, temyiz dilekçesinde gösterilen sebeplerle bozulduğunda, dilekçede açıklanmış olmasa bile saptanan bütün diğer hukuka aykırılık hâlleri de ilâmda gösterilir. (4) Hükmün bozulmasına neden olan hukuka aykırılık, bu hükme esas olarak saptana İşlemlerden kaynaklanmış ise, bunlar da aynı zamanda bozulur
Yargıtaydan verilen bozma kararına uyulması hâlinde ilk derece mahkemesi tarafından verilen karara karşı, istinaf veya temyiz sınırlarına bakılmaksızın sadece temyiz yoluna başvurulabilir.
Hukuka Aykırılığın Düzeltilmesi (Islah Kararı, İyileştirme)
Hukuka aykırılığın düzeltilmesi, yalnızca hukuki denetim yapılan temyiz kanun yolu için istisnai bir düzenlemedir. Davanın esasına ilişkin karar verilmesi öğretide iki temel şarta bağlanmıştır: Maddi meselenin yeni bir araştırma yapılmasının gerekmemesi ve mahkemeye bırakılmış değerlendirme yetkisinin söz konusu olmaması.
CMK’nın 303. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen hukuka aykırılığın düzeltilmesi halleri beraat, düşme ve sabit cezaya hükmedilmesi gereken haller;
Cumhuriyet Başsavcılığının iddiasına uygun olarak sanığa cezanın en alt derecesine uygulamayı uygun gördüğü haller;
-yalnızca kanunun madde numarasının yanlış yazılmış olması;
-sonradan yürürlüğe giren bir düzenleme ile suçun yaptırımı azaltılması
-veya hareket suç olmaktan çıkarılması; yaş küçüklüğü hükümlerinin uygulanmaması veya yanlış uygulanması; cezada artırım veya indirim yapılırken matematiksel hata yapılması; TCK m. 61’in uygulanmasında hata yapılması veya yargılama giderleri veya ücret tarifesine aykırı karar verilmesi şeklindedir
Yargıtayca davanın esasına hükmedilecek hâller, hukuka aykırılığın düzeltilmesi
Madde 303 – (1) Hükme esas olarak saptanan olaylara uygulanmasında hukuka aykırılıktan dolayı hüküm bozulmuş ise, aşağıdaki hâllerde Yargıtay davanın esasına hükmedebileceği gibi hükümdeki hukuka aykırılığı da düzeltebilir:
a) Olayın daha ziyade aydınlanması gerekmeden beraate veya davanın düşmesine ya
da alt ve üst sınırı olmayan sabit bir cezaya hükmolunması gerekirse.
b) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının iddiasına uygun olarak sanığa kanunda yazılı
cezanın en alt derecesini uygulamayı uygun görürse.
c) Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümde doğru
gösterilmiş olduğu hâlde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmış ise.
d) Hükümden sonra yürürlüğe giren kanun, suçun cezasını azaltmış ve mahkemece
sanığa verilecek cezanın belirlenmesinde artırma sebebi kabul edilmemiş veya yeni bir kanun
ile fiil suç olmaktan çıkarılmış ise birinci hâlde daha az bir cezanın hükmolunması ve ikinci
hâlde hiç ceza hükmolunmaması gerekirse.
e) Sanığın açıkça saptanmış olan doğum ve suç tarihlerine göre verilecek cezanın
belirlenmesinde gerekli indirim yapılmamış veya yanlış indirim yapılmış ise.
f) Artırma veya indirim sonucunda verilecek ceza süresi veya miktarının
belirlenmesinde maddî hata yapılmış ise.
g) Türk Ceza Kanununun 61 inci maddesindeki sıralamanın gözetilmemesi yüzünden
eksik veya fazla ceza verilmiş ise.
h) Harçlar Kanunu ile yargılama giderlerine ilişkin hükümlere ve Avukatlık Kanununa
göre düzenlenen ücret tarifesine aykırılık mevcutsa.
Düşme
Düşme sebebi söz konusu olduğunda, Yargıtay esastan ret, ıslah veya bozma kararlarından farklı olarak uyuşmazlığın esası hakkında karar verme aşamasına geçmeden de derhal düşme kararı verebilir. Yargılamanın sonundan düşme sebebinin fark edilmesi durumunda, yalnızca sanık aleyhine karar verilmesi gerekiyorsa düşme kararının verilmesi gerekir (CMK m.223/9
Yargıtay Hükmünün Gönderileceği Merci
Esastan ret veya hukuka aykırılığın düzeltilmesi kararları, CMK’nın 304. maddesinin 1. fıkrası uyarınca ilk derece mahkemesine gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilir. Kararın bir örneği ise bölge adliye mahkemesine gönderilir. (CMK m.304/1)
Yargıtay kararının gönderileceği merci
Madde 304 – (1) (Değişik:20/2/2019-7165/8 md.) Yargıtayca 302 nci maddenin birinci fıkrası veya 303 üncü madde uyarınca verilen kararlara ilişkin dosya ilk derece mahkemesine, kararın bir örneği ise bölge adliye mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilir. (2) Yargıtay, dosyayı 303 üncü maddede belirtilenlerin dışında kalan hâllerde yeniden incelenmek ve hüküm verilmek üzere hükmü bozulan bölge adliye mahkemesine veya diğer bir bölge adliye mahkemesine gönderir. (Ek cümleler:20/2/2019-7165/8 md.) Ancak bozma kararı,
a) İstinaf başvurusunun esastan reddi kararına ilişkin ise dosya, gereği için kararı veren ilk derece mahkemesine,
b) Hukuka aykırılığın düzeltilerek istinaf başvurusunun esastan reddi kararına ilişkin ise dosya, gereği için kararı veren ilk derece mahkemesine ya da bozma kararının içeriği doğrultusunda Yargıtayca uygun görülmesi halinde bölge adliye mahkemesine, gönderilir. Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderildiği hallerde, kararın bir örneği de bölge adliye mahkemesine gönderilir.
(3) Hüküm, mahkemenin hukuka aykırı olarak kendisini görevli veya yetkili görmesinden dolayı bozulmuşsa, Yargıtay aynı zamanda dosyayı görevli veya yetkili mahkemeye gönderir.
(4) İlk derece mahkemesi tarafından doğrudan temyiz yolu açık bulunan hükümlerle ilgili olarak verilen karara ilişkin dosya, hükmü veren ilk derece mahkemesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına verilir.
Bozmadan Sonraki İnceleme
Bozma kararını takiben davaya bakacak olan mahkeme, duruşma açarak ilgililerden bozmaya ilişkin görüşlerini sorar (CMK m.307/1). Bu duruşma uyup uymama konusunda bir karar verilince sona erer ve ancak bu karar verildikten sonra yeni bir duruşma başlayacaktır.
Davaya yeniden bakacak mahkemenin işlemleri
Madde 307 – (1) Yargıtaydan verilen bozma kararı üzerine davaya yeniden bakacak bölge adliye veya ilk derece mahkemesi, ilgililere bozmaya karşı diyeceklerini sorar. (2) Sanık, müdafii, katılan ve vekilinin dosyada varolan adreslerine de davetiye tebliğ olunamaması veya davetiye tebliğ olunmasına rağmen duruşmaya gelmemeleri nedeniyle bozmaya karşı beyanları saptanmamış olsa da duruşmaya devam edilerek dava yokluklarında bitirilebilir. Ancak, sanık hakkında verilecek ceza, bozmaya konu olan cezadan daha ağır ise, her hâlde dinlenmesi gerekir.
Direnme
Yargıtay’ın bozma kararına karşı direnme, CMK’nın 307. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili düzenleme uyarınca, dosyanın gönderildiği mahkemenin direnme hakkı vardırDirenme kararı verildikten sonra, kararına direnilen dairenin kararı yerinde görmemesi durumunda dosya Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na gönderilir. Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 27. maddesi uyarınca ön sorun karara bağlanır
Uyma
Uyma kararından sonra yapılan duruşma, bozmadan önceki duruşmanın devamı niteliğindedir. Uyma kararı verilmesinden sonra bu kararın geri alınması mümkün değildir. Bu nedenle, yukarıda da belirtildiği üzere, davetiyenin sanığa tebliğ edilememesi veya tebliğ edilmesine rağmen sanığın gelmemesi hallerinde gıyapta davanın bitirilebileceği kabul edilmektedir (CMK m.307/2). Ancak verilecek ceza daha ağır ise sanık mutlaka yeniden dinlenecektir.
KAYNAK:TBB Dergisi 2022 (162) Kazım Furkan AĞKUŞ / Oğuz BANDIR