Ceza yargılamasında kesin olarak ifade edilebilecek bir durum söz konusu olamaz. Bir ceza davası savcılık makamı tarafından açılır. Hakkınızda bir ceza davası açılmış ise savcılık makamı iddianamesinde, TCK kapsamında ilgili suçu işlendiğinizi iddia etmektedir. Savcılık makamı iddianamesinde davaya konu olaya ilişkin suçun maddi ve manevi unsurlarının oluştuğunu iddia etmekte ve buna ilişkin delilde sunmaktadır. Hal böyle iken ceza avukatı olarak yukarıdaki soruya cevap olarak bu davadan yüzde yüz beraat edersin demek doğru olmaz. Ancak uygulamada pek çok kez gördüğümüz üzere savcılık makamları tarafından yanlış ve eksik inceleme ile açılan davalar olmakta olup, bu davaların sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerimizi yine mesleki bilgi ve tecrübelerimize göre kesin olarak ifade edilmeyecek şekilde oransal anlamda bir değerlendirmeler yapılabilmektedir.

Avukatların ceza davası açmak yetkisi bulunmamaktadır. Bu yetki sadece kamu adına savcılık makamlarına aittir. Avukatlar müvekkilleri adına sadece savcılık makamına suç duyurusunda bulunabilir.

Bir avukat avukatlık mesleği ile bağdaşmayan hiçbir söz ve davranış içerisinde bulunmamalıdır. Ancak bazı meslektaşlarımız kişilerin iradelerini fesada uğratmak ve bu kişilerden haksız kazanç elde etmek için bu ve benzeri sözleri söylemektedir. Bu avukatlara itibar edilmemesi gerekmekte olup, Zira bu kişilerin hiçbir yargı yetkilisi ile bir bağlantısı olmadığı gibi Hakim savcı gibi yargı görevlilerininde bu kişiler ile yasal olmayan bir şekilde bu ve benzeri kişiler ile bir görüşmesi ve bağlantısı bulunmamaktadır. Bu anlamda hak arama hürriyetini yargısal süreçte , hukuk düzenin belirlediği sınırlar içerisinde yerine getirilmeli aksi yöndeki fikir ve eylemlerden kaçınılmalıdır.

Bir avukat takibi yürüttüğü davanın tarafı olmadığı gibi davanın sonucuna göre davayı kazanması veya kaybetmesi gibi bir durum söz konusu olmaz. Ancak avukatın iyi olup olmaması konusunda bilinmesi gereken iki hususa değinmek gerekir ise ; birincisi avukatın, müvekkiline karşı vekalet henüz çıkarılmadan önce bilgisi ve tecrübesine göre dava ile ilgili öngörü ve yapacakları konusunda dürüst davranması ikincisi ise vekalet çıkarıldıktan sonra avukatın takibini yürüttüğü dava için bir avukatın üzerine düşen ve yapması gereken işleri azami seviyede yapmaya çalışmalıdır. Bu anlamda yukarıda ifade etmeye çalıştığımız üzere, avukatın iyi veya kötü olduğunu belirleyecek unsurlardan önemli gördüklerimizin başından bunlar vardır.

Hiçbir avukatın takibini yürüttüğü bir dava nedeni ile müvekkilin aleyhine karşı taraf ile ortak hareket etmesi mümkün olmayacağını düşünmekteyim. Ancak dava sürecinden üzerine düzen sorumluluklarını ihmalen veya bilgisizliğinden kaynaklanan nedenlerden ötürü yerine getirmemiş olabilir ancak bu durum avukatın kasten hareket ettiğini anlamına gelmeyecektir. İstisnaları belkide az olmak ile birlikte hiçbir meslektaşımızın belirli menfaat üzerinden kendi müvekkilini zarar uğratabileceğini düşünmemekteyiz.

Yukarı verilen bu soruların cevabını verebilmemiz için dava dosyanız incelemek gerekir. Ancak bu incelemenin yapılabilmesi için avukata danışmanlık ücreti ödemeniz gerekecektir. Zira avukat sizin dosyanız için zaman ayırıp, emek sarfedecektir. Ancak bilinmelidir ki ileride telafisi mümkün olmayacak zararlar görmemeniz için yargısal sürecin başında iyi bir Avukat ile anlaşıp sürece başlamak, sizin dava sonunda mağdur olmanızın önüne geçecektir.

Avukatlar barolar birliğinin belirlediği ücret tarifesininde belirtilen ücretlerin altında bir ücret ile anlaşıp vekalet çıkaramaz. Ancak bu ücreti üzerinde aldığı ücretlerin avukat arasında farklılık göstermesinin bir çok nedeni vardır. Buna göre ;

1-Avukatın bilgisi tecrübesi talep edilen ücretin miktarını etkiler

2-Avukatın içerisinde bulunduğu ekonomik koşullar talep edilen ücretin miktarını etkiler

3-Avukat dava sürecinin aşamaları konusunda yanlış bir bilgiye sahip olması talep edilen ücretin miktarını etkiler

4-Avukatın iş yoğunluğu da talep edilen ücretin miktarını etkiler

5-Müvekkil adayının gelir durumu da talep edilen ücretin miktarını etkiler

Dava süreleri davaya ve mahkemesine göre değişmektedir. Bunun başlıca nedenlerinden başlıcaları mahkeme ve hakim sayısının azlığı bu nedenle mevcut mahkemelerde iş yoğunluğun oldukça fazla olması, yargılamanın aşamalarını belirleyen kanun maddelerinin varlığı , tarafların aşamalarda süreci uzatma çabalarını söyleyebiliriz. Avukatın dava sürelerinin uzayıp kısalmasından genellikle bir etkisi bulunmamaktadır . İstisnai durumlarda az bir süre etkisi olabilmektedir. Mazeret vererek duruşmalara katılmamak gibi

Derhal avukat talep etme hakkınız vardır. Susma hakkınızı kullanabilir ve yalnızca avukatınızla görüştükten sonra ifade verebilirsiniz. Avukatsız veya işinde ehil olmayan bir avukat ile bir şekilde ifade vermenin ileride telafisi mümkün olmayan zararlara yol açtığını bir çok olayda tecrübe ettik. Bu nedenle ilk ifadenizi ceza alanında uzman bir avukat ile vermenizi size şiddet ile tavsiye etmekteyiz.

Cezanın infazından sonra belli sürelerin geçmesiyle adli sicil kaydı silinebilir. Ayrıntılar işlenen suça göre değişir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir