Trafik kazasında mağdur olduysanız, trafik kazası tazminat hakkınızı trafik kazalarında uzman bir avukat yardımı ile alabilirsiniz. Bu konuda uzman bir trafik kazası avukatı size profesyonel olarak yardımda bulunur. Trafik kazası tazminatının alınabilmesi için yaralanmalarda yaralanmanın miktarı, maluliyet puanı belirlenmesi gerekmektedir. ‘da Trafik kazasında uzman bir avukat, sizin maluliyet oranınızın kısa zamanda alınmasında, yüksek puanlı olmasında, doğru mevzuata göre alınmasında etkili olabilmelidir. Trafik kazası tazminatının miktarında ve alınma süresinde maluliyet yani yaralanma puanı ve hesabı önemli bir etkendir. Trafik kazası tazminatının alınabilmesinde, tazminat miktarının belirlenmesinde kullanılacak hesaplama yöntemlerinden doğru olanların doğru bir şekilde kullanılması çok önemlidir. Uzman bir trafik kazası avukatının, bu hesaplamaları da tüm incelikleri ile biliyor olması gerekmektedir. Trafik kazası tazminatının alınma süresi de avukatın trafik kazası davalarında tecrübeli ve uzman bir avukat olması çok önem taşımaktadır. Trafik kazasında mağdur olduysanız, trafik kazası tazminatınızı almak istiyorsanız ve fakat uzman bir trafik kazası avukatınız yoksa tazminat hakkınıza kavuşmanız yıllarca uzaması söz konusu olabilecektir.

Trafik kazası tazminatınızı alabilmeniz için destek alacağınız trafik kazası avukatı, kazada kimin kusurlu olduğu konusunda da bilgi ve tecrübe sahibi olmalıdır. Aksi halde tazminat miktarınız azalabileceği gibi, imkansız hale de gelebilir. Kaza zabıtlarında verilen kusur oranları ya da nitelendirmeleri bazen yanlış olabilmektedir. Hatta mahkemeler ve hatta Adli Tıp Kurumu bile kusur raporlarında hata yapabilmektedirler. Hukukumuzun bunun farkında olması, raporları mahkemeden, adli tıptan geldi diye hemen kabul etmemesi, incelemesi ve değerlendirebilecek bilgiye ve eğitime sahip olması gerekir. Trafik kazasının alınması için mevcut yollar nelerdir. Bunlardan hangisi sizin olayınız için en uygunudur. Hangisi süreyi uzatır ya da tazminatı arttırır. Bu hususları bilen bir trafik kazası avukatı hem tazminat alma sürenizi kısaltabilecek hem de tazminat miktarınızı yükseltebilecektir. Bazen de tazminatın yüksek olabilmesi için uzun yollardan hak aramanın gerekli olduğunu tespit edebilecek ve size seçme hakkı tanıyabilecektir.

Şimdi konu ile ilgili makalemize göz gezdirmekte fayda var ….

TRAFİK SİGORTASI (ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI ) ve SİGORTA ŞİRKETLERİNİN SORUMLULUĞU

Sigorta, bazı risklerin meydana gelmesi sonucu sigorta konusu olan şeyde meydana gelebilecek zararların teminat altına alınması demektir. Yani önceden o zarara karşı önlem alınmasıdır. Türk hukukunda kanun gereği trafik sigortası yaptırmak zorunludur ve Trafik sigortası yaptırma zorunluluğu, genel itibariyle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda düzenlenmiştir. Trafik sigortası diğer bir adıyla “karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası”dır. Trafik sigortası ile sigorta ettirenin, rizikonun (tehlikenin) gerçekleşmesi sonucu uğrayabileceği zararlardan kurtulması, bu sonuçları onun için başkasının üstlenmesi amaçlanmaktadır. Trafik sigortasında, motorlu araç işleticisinin sorumlu olması gereken ve üçüncü kişilere veya araçlara verilecek olan zararı sigorta şirketi karşılamaktadır. Yani işletenin sorumluluğunu sigorta şirketi üstlenmektedir.

TRAFİK SİGORTASI ( ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI)

Trafik sigortası ile meydana gelen trafik kazalarının en azından maddi zararlarını biraz olsun
gidermek amaçlanmıştır. Zorunlu mali sorumluluk sigortası ile belirlenmiş şartlar çerçevesinde meydana gelen kazalardan doğacak tazminatı, sigorta limiti dâhilinde sigortacı karşılar. Bu sayede hem zarar
gören sigortalı hem de zarara neden olan sigorta ettiren (motorlu taşıt işleten) ekonomik bakımdan korunmuş olur.

SİGORTACININ (SİGORTA ŞİRKETİNİN) SORUMLULUĞU
Meydana gelen bir trafik kazasında sigortacının(sigorta şirketinin) sorumlu olabilmesi için bazı şartların gerçekleşmesi gerekir. Araç işleten ve teşebbüs sahibinin sorumluluğunun şartları; trafik kazasından doğan zararın motorlu aracın işletilmesinden doğması , işletenin kurtuluş kanıtı getirememesi ve motorlu araç ile zarar arasında uygun illiyet bağının olmasıdır.
Özetleyecek olursak:
 Bir zarar meydana gelmiş olmalı
 Bu zarar bir trafik kazasından doğmuş olmalı
 Kazaya ve zarara bir motorlu araç sebep olmuş olmalı
 Kaza/zarar ile motorlu araç arasında illiyet bağı olmalı
 Trafik kazasından doğan zarar, aracın işletilmesinden veya işletilme halinde olmayan araçlarda işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurundan ya da araçtaki bozukluktan veya kazadan sonra yapılan yardım fiilinden ileri gelmeli
 İşleten, söz konusu zarardan sorumluluğunu ortadan kaldırabilecek bir kurtuluş kanıtı getirememiş olmalıdır.

ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI’NIN KAPSAMI (KTK md 85)
Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.

Sigortacının meydana gelen zarardan sorumlu olabilmesinin koşulları:
 Poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında meydana gelen bir kaza söz
konusu olmalı
 Söz konusu kaza neticesinde üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına ya da bir
şeyin zarara uğramasına sebebiyet verilmiş olmalıdır.
!!!!! Ancak burada şu hususa dikkat çekmek gerekir ki: Trafik sigortasının bir sorumluluk sigortası olması nedeniyle, sigortacının sorumluluğunun doğabilmesi için sigorta ettirenin meydana gelen zarardan sorumlu tutulabiliyor olması gerekir. Yani sigorta ettirenin kusurlu olması ve kendisinin meydana gelen zararlardan kısmen veya tamamen sorumlu tutulabiliyor olması gerekir. Sigorta ettirenin sorumlu
olmadığı hallerde sigortacının da sorumluluğundan söz edilemez.

TRAFİK SİGORTASI KAPSAMINA GİREN TEMİNAT TÜRLERİ
1*Maddi Zararlar Teminatı: Hak sahibinin zarar gören araçta meydana gelen değer kaybı dahil doğrudan malları üzerindeki azalmadır.
2*Sağlık Giderleri Teminatı: Yapılan tüm tedavi giderlerini içeren teminattır.
3*Sürekli Sakatlık Teminatı: Üçüncü kişinin sürekli sakatlığı dolayısıyla ileride ekonomik olarak uğrayacağı maddi zararları karşılamak üzere, bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek teminattır.
4*Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı: Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır. Yani trafik kazası neticesinde hayatını kaybeden kimsenin kendisinin
“desteği” konumunda olduğu kimselere ödenecek olan tazminattır.

TRAFİK SİGORTASI TEMİNATI DIŞINDA KALAN HALLER
1. İşletilme halinde olmayan araçların sebep olacağı zararlar,
2. sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
3. İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
4. Sigortalının, eşinin, sigortalının usul ve fürunun, sigortalıya evlat edinme ilişkisiyle bağlı olanların, sigortalının birlikte yaşadığı kardeşlerinin, mallarına gelen zararlar sebebiyle ileri sürebilecekleri talepler,
5. Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri,
6. Zarar görenlerin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında sigortalı araçta veya bu araç vasıtasıyla çekilen römorkta/yarı römorkta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlardan dolayı sigortalıya karşı ileri sürülecek talepler,
7. Manevi tazminat talepleri,
8. Sigortalının, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
9. Sigortalının aracına veya bu araç vasıtasıyla çekilen römorklara ve yarı römorklara veya çekilen araçlara gelecek zararlar nedeniyle ileri sürülecek talepler,
10. Çalınan veya gasp edilen araçların sebep oldukları ve Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalının sorumlu olmadığı zararlar, aracın çalındığını veya gasp edildiğini bilerek binen kişilerin zarara uğramaları nedeniyle ileri sürülecek talepler ile çalan ve gasp eden kişilerin talepleri,
11. Motorlu bisikletlerin kullanılmasından ileri gelen zararlar,
12. Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi zarar verici olguya bağlı olarak oluşan yansıma veya dolaylı zararlar nedeniyle yöneltilecek tazminat talepleri,
13. Cezai kovuşturmadan doğan tüm giderler ile idari ve adli para cezaları.”
14. Hatır taşıması veya aracın hatır için verilmesi sırasında ortaya çıkan zararlar da sigorta teminatının dışındadır.

ALKOLLÜ ARAÇ KULLANIMI ve SİGORTACININ RÜCU HAKKI
Sigorta şirketinin rücu hakkı; sigorta şirketinin, sigortalıya tazminatı ödedikten sonra, kazadaki kusurlu kişiden hasar tutarını talep etmesine denir. Sigortalının alkollü şekilde araç kullanılması neticesinde kaza meydana gelmesi durumunda sigortacı ödemek zorunda kaldığı miktar için sigortalıya rücu etme hakkına sahiptir.
Sigortacının, sigortalıya rücu edebileceği durumlar;
1-Kazanın, işletenin ve eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin “kasti bir hareketi veya ağır kusuru” sonucu olması,
2-Aracın ehliyete sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından konulmuş olması,
3-Aracın alkollü içki veya uyuşturucu madde almış kişilerce kullanıldığı esnada kazanın meydana gelmesi,
4-Tehlike ve zararlı maddelerin izin ve önlem alınmadan taşınması,
5-İşletenin, kazayı ihbar etme, zararı azaltıcı önlem alma ve delilleri toplama gibi yükümlülüklerin yerine getirmemesinden kaynaklanan veya artan zararlar nedeniyle,
6-Aracın çalınmasının veya gasp edilmesinin, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusuru sonucu olması,
7-Sigortalı araç sürücüsünün olay yerini terk etmesi ve kaza ile ilgili belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması.

DAVA AÇMADAN ÖNCE SİGORTAYA BAŞVURU ZORUNLULUĞU
Karayolları Trafik Kanunu md. 97’de aynen “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu düzenlemeler uyarınca; trafik kazası neticesinde mağdur olan kişilerin, kaza nedeni ile ortaya çıkan zararlarının tazmini adına ilgili sigorta şirketine karşı gerek adli yargıda dava açmadan evvel gerekse de Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurmadan evvel sigorta şirketine doğrudan başvuru yapmış olmaları yasal zorunluluktur. Sigorta kuruluşuna ön başvuru dava şartıdır. Bu başvurunun yerine getirilmeksizin dava açılması halinde ise kural olarak dava, dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddedilecektir.

İLGİLİ KANUN HÜKÜMLERİ
Trafik kazalarına dair hukuki sorumluluk ve sigortanın sorumluluğuna dair hükümler Karayolları Trafik Kanunu’muzun 85.-111. Maddeleri arasında iki bölüm olarak düzenlenmiştir. Birinci bölümde İşletenin Hukuki Sorumluluğu, ikinci bölümde ise Sigorta ve kapsamı düzenlenmiştir. Makalemizin devamında bu maddeleri ayrı ayrı değerlendirmekte fayda var.

Madde 85-İşleten Ve Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin Hukuki Sorumluluğu:
Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Motorlu araç ölüme veya yaralanmaya sebebiyet vermiş ise, kazaya karışan aracın başkalarına devir ve temliki veya üzerinde bir hak tesisini önlemek amacıyla olaya el koyan Cumhuriyet Savcılıklarınca, aracın tescilli olduğu tescil kuruluşuna trafik kaydı üzerine şerh düşülmesi için talimat verilir. Kaza anı ile Cumhuriyet Savcılığınca trafik kaydı üzerine şerh düşülmesi arasında geçen süreler içinde kötü niyetle yapılan araç tescilleri hükümsüz sayılır. Şerhin konulduğu tarihten itibaren bir ay içerisinde, şerhin kaldırıldığına veya devamına ilişkin mahkeme kararı ibraz edilmediği takdirde bu şerh hükümsüz sayılır.
İşletilme halinde olmayan bir motorlu aracın sebep olduğu trafik kazasından dolayı işletenin sorumlu tutulabilmesi için, zarar görenin, kazanın oluşumunda işleten veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere ilişkin bir kusurun varlığını veya araçtaki bozukluğun kazaya sebep olduğunu ispat etmesi gerekir.
İşleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibi, hakimin takdirine göre kendi aracının katıldığı bir kazadan sonra yapılan yardım çalışmalarından dolayı yardım edenin maruz kaldığı zarardan da sorumlu tutulabilir. Ancak, bu durumda işletici teşebbüs sahibinin sorumlu kılınabilmesi için kazadan kendisinin sorumlu olması veya yardımın doğrudan doğruya kendisine veya araçta bulunanlara yahut kazaya taraf olan üçüncü kişilere yapılması gerekir.
İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.

Madde 86-İşletenin Veya Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahibinin, Sorumluluktan Kurtulması Veya Sorumluluğun Azaltılması:
İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.
Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.

Madde 87 – Genel Hükümlerin Uygulanması:
Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir ( Bu nedenle hatır taşıması söz konusu ise Zorunlu Trafik Sigortasından faydalanma imkanı yoktur).
Zarar görenin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında araçta taşınan eşyanın uğradığı zararlardan dolayı işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu da genel hükümlere tabidir.

Madde 88 – Zarar Verenlerin Birden Fazla Olması:
Bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Birden fazla kişinin sorumlu olduğu durumlarda, bunlar arasındaki ilişki bakımından zarar, olayın bütün şartları değerlendirilerek paylaştırılır. Özel durumlar ve özellikle araçların işletme tehlikeleri, zararın iç ilişkide başka türlü paylaştırılmasını haklı göstermedikçe, işletenler ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri kusurları oranında zarara katlanırlar.

Madde 89 – İşletenler Veya Araç İşleticisinin Bağlı Olduğu Teşebbüs Sahipleri Arasında Zararın Tazmini:
Birden çok motorlu aracın katıldığı bir kazada işletenlerden biri bedensel bir zarara uğrarsa, özel durumlar ve özellikle işletme tehlikeleri başka türlü paylaştırmayı haklı göstermedikçe, kazaya katılan araçların işletenleri ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri kendilerine düşen kusur oranında, zararı gidermekle yükümlüdürler.
İşletenlerden ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahiplerinden birine ait bir şeyin zarara uğraması halinde, zarar gören, ancak zarar veren işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kimsenin kusuru veya geçici olarak temyiz gücünü kaybetmesi veya zarar verene ait araçtaki bir bozukluk yüzünden zararın vuku bulduğunu ispat etmesi halinde zarar veren işleten veya işleticinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi tazminatla yükümlü tutulur.
Tazminatla yükümlü olan işletenler veya işleticinin bağlı olduğu teşebbüs sahipleri zarar gören işletene veya işleticinin bağlı olduğu teşebbüs sahibine karşı müteselsilen sorumludurlar.

Madde 90 – Maddi Ve Manevi Tazminat:
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.

Madde 91 – Mali Sorumluluk Sigortası Yaptırma Zorunluluğu:
İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur( zorunlu trafik sigortasını yaptırılmayan araçların trafiğe çıkarılması yasaktır).
Zorunlu mali sorumluluk sigortasına ilişkin primler peşin ödenir. Ancak, Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlık primlerin taksitler halinde tahsil edilmesine ilişkin düzenleme yapmaya yetkilidir.
Sigorta yaptıranların, sigorta şirketlerine ödeyecekleri sigorta priminin % 5’i oranındaki tutar, sigorta şirketi tarafından tahsil edildiği ayı takip eden ayın en geç 20’sine kadar İçişleri Bakanlığı Merkez Saymanlığı hesabına yatırılır. Yatırılan bu tutarlar bütçeye gelir kaydedilir.
Geçerli teminat tutarları üzerinden zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmayan araçlar trafikten men edilir.
Yabancı plakalı taşıtların Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakanlıkça belirlenecek usul ve esaslara göre Türkiye’de geçerli sigortaları yoksa bunlar için zorunlu mali sorumluluk sigortası Türkiye sınırlarına girişleri sırasında yapılır.
Milletlerarası hukukun meşru saydığı hallerde, ortak savunma veya barış harekâtı çerçevesinde Türkiye’de harekât, eğitim veya tatbikat maksadıyla bulunmasına izin verilen yabancı silâhlı kuvvetlerin neden olabileceği hasar ve zararların tazmini konularının özel bir anlaşmayla düzenlendiği hallerde, bu kapsamda Türkiye’ye girecek yabancı askerî araçlar bakımından bu madde hükmü uygulanmaz.
Bu madde hükmüne uymayanlar 1 800 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar.

Madde 92 – Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar:
Aşağıdaki hususlar, zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamı dışındadırlar.
a) İşletenin; bu Kanun uyarınca eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilere karşı yöneltebileceği talepler,
b) İşletenin; eşinin, usul ve füruunun, kendisine evlat edinme ilişkisi ile bağlı olanların ve
birlikte yaşadığı kardeşlerinin mallarına gelen zararlar nedeniyle ileri sürebilecekleri talepler,
c) İşletenin; bu Kanun uyarınca sorumlu tutulmadığı şeye gelen zararlara ilişkin talepler,
d) Bu Kanunun 105 inci maddesinin üçüncü fıkrasına göre zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatı altında yapılacak motorlu araç yarışlarındaki veya yarış denemelerindeki kazalardan doğan talepler,
e) Motorlu araçta taşınan eşyanın uğrayacağı zararlar,
f) Manevi tazminata ilişkin talepler.
g) Hak sahibinin kendi kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
h) İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri,
i) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 17/7/2020 tarihli ve E.:2019/40; K.:2020/40 sayılı Kararı ile)
j) Destekten yoksun kalan hak sahibinin, destek şahsının kusuruna denk gelen tazminat talepleri,
k) Gelir kaybı, kâr kaybı, iş durması ve kira mahrumiyeti gibi dolaylı zararlar,
l) Hasar sebebiyle trafikten çekme veya hurdaya çıkarılma işlemi görmüş araçların değer kaybı tazminatı talepleri,
m) 12/4/1991 tarihli ve 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki terör eylemlerinde ve bu eylemlerden doğan sabotajda kullanılan araçların neden olduğu ve sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri ile aracın terör eylemlerinde kullanıldığını veya kullanılacağını bilerek binen kişilerin ve terör ve sabotaj eyleminde yer alan kişilerin uğradıkları zararlara ilişkin talepler.
31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan gelir kaybına ilişkin ödemelerde, 5510 sayılı Kanunun 21 inci maddesi uyarınca sigortacının Sosyal Güvenlik Kurumuna karşı sorumluluğu varsa, bu sorumluluk sigortacının kendi sigortalısının kusuru oranında devam eder.

Madde 93 – En Az Sigorta Tutarları:
Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilir ve Resmi Gazetede yayımlanır. Tarife ve talimatların tespitinde; araç türleri; coğrafi bölge; sigorta süresi içinde herhangi bir hasar ödemesine neden olmayan işletenlerin primlerinin indirilmesi yoluyla ödüllendirilmesi, hasar ödemesine neden olan işletenlerin primlerinin yükseltilmesi yoluyla cezalandırılması ve gerekli görülen diğer hususlar dikkate alınır.

Madde 94 – Sigorta Sözleşmesinin Verilmesi Ve İşletenin Değişmesi Halinde Yapılacak İşlemler:
Sigortalı aracı işletenlerin değişmesi halinde, devreden kişi 15 gün içinde sigortacıya durumu bildirmek zorundadır.
Sigortacı sigorta sözleşmesini durumun kendisine tebliği tarihinden itibaren onbeş gün içinde feshedebilir.
Sigorta fesih tarihinden onbeş gün sonrasına kadar geçerlidir.
Bu madde hükmüne uymayanlar 1 800 000 lira para cezası ile cezalandırılırlar.

Madde 95 – Tazminatın Azaltılması Veya Kaldırılması Sonucunu Doğuran Haller:
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.

Madde 96 – Zarar Görenlerin Çokluğu:
Zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur.
Başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır.

Madde 97 – Doğrudan Doğruya Talep Ve Dava Hakkı:
Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.

Madde 98 – Sağlık Hizmet Bedellerinin Ödenmesi:
Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve
kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmeti geri ödeme usul ve esasları çerçevesinde Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır. Ancak, Sosyal Güvenlik Kurumu, bu kapsama girenler yönünden genel sağlık sigortalısı sayılanlar için belirlenen sağlık hizmetlerine ilave sağlık hizmetlerini belirler, protez ve ortezler için farklı birim fiyatı tespit eder. Bu sağlık hizmetleri sağlık uygulama tebliğindeki istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dâhil edilmez.
Trafik kazalarına sağlık teminatı sağlayan zorunlu sigortalarda; sigorta şirketlerince yazılan primlerin
ve Güvence Hesabınca tahsil edilen katkı paylarının % 15’ini aşmamak üzere, münhasıran bu teminatın
karşılığı olarak Hazine Müsteşarlığınca sigortacılık ilkeleri çerçevesinde maktu veya nispi olarak belirlenen tutarın tamamı sigorta şirketleri ve 3/6/2007 tarihli ve 5684 sayılı Sigortacılık Kanununun 14 üncü maddesinde düzenlenen durumlar için Güvence Hesabı tarafından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılır. Söz konusu tutar, ilgili sigorta şirketleri için sigortacılık ilkelerine göre ayrı ayrı belirlenebilir. Aktarım ile sigorta şirketlerinin ve Güvence Hesabının bu teminat kapsamındaki yükümlülükleri sona erer. Cumhurbaşkanı söz konusu tutarı % 50’sine kadar artırmaya veya azaltmaya yetkilidir.
Bu madde çerçevesinde sigorta şirketleri ve Güvence Hesabı tarafından ödenecek meblağın süresinde
ödenmemesi halinde 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.
Sigorta şirketleri ve Güvence Hesabından Sosyal Güvenlik Kurumuna aktarılacak meblağın belirlenmesi ve ödenmesi ile sağlık hizmetleri için teminat sağlanan sigortaların tespiti ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunun görüşü alınarak Hazine Müsteşarlığınca belirlenir. Trafik kazası sebebiyle Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kurumlarınca gerçekleştirilen tedavi giderleri bakımından, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Sağlık Bakanlığına yapılacak ödemeye ilişkin usul ve esaslar Sosyal Güvenlik Kurumu ve Sağlık Bakanlığı tarafından ayrıca belirlenir.

Madde 99 – Tazminat Ve Giderlerin Ödenmesi:
Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu
mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.
Ödemeyi yapan sigortacı,ödenen miktarın sorumluluk oranlarında paylaşılmasını diğer sigortacılardan yazılı olarak talep eder. Diğer sigortacılar talep tarihinden itibaren sekiz iş günü içinde kendilerine düşen
miktarı talepte bulunana öder.
Bu madde hükmüne uymayan sigortacılar, 108 000 000 lira hafif para cezası ile cezalandırılırlar.

Madde 100 – İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortasına Uygulanacak Hükümler:
Bu Kanunun sorumluluğun kaldırılması veya tazminatın azaltılmasına ilişkin 95 inci maddesi, doğrudan doğruya talep ve dava hakkına ilişkin 97 nci maddesi ve zamanaşımına ilişkin 109 uncu maddesi ihtiyari mali sorumluluk sigortasında da uygulanır.

Madde 101 – Sigorta Sözleşmesi Yapmaya Yetkili Sigorta Şirketleri Ve Sigorta Yapma Zorunluluğu:
Bu Kanunda öngörülen zorunlu mali sorumluluk sigortası Türkiye’de kaza sigortası dalında çalışmaya yetkili olan sigorta şirketleri tarafından yapılır. Bu sigorta şirketleri zorunlu mali sorumluluk sigortasını yapmakla yükümlüdürler.
Bu madde hükmüne uymayan sigorta şirketleri, 108 000 000 lira hafif para cezası ile cezalandırılırlar.

Özel Durumlar
Madde 102 – Motorlu Araç Römorkları:
Bir römorkun veya yarı römorkun veya çekilen bir aracın sebep olduğu zarardan dolayı, çekicinin işleteni, motorlu aracı işletenin sorumluluğuna ilişkin hükümlere göre sorumlu tutulur. Çekilen araçla ilgili olarak sorumluluk genel hükümlere tabidir.
Çekicinin sorumluluk sigortası, çekiciyi işletenin, römorkun sebep olduğu zarardan dolayı sorumluluğunu da kapsar.
İnsan taşımada kullanılan römorklar, römork için ek bir sorumluluk sigortası yaptırılarak tüm katarın en az zorunlu mali sorumluluk sigortası tutarlarının kapsamına girmesi sağlanmadıkça, trafiğe çıkarılamaz.

Madde 103 – Motorsuz Taşıtlar Ve Motorlu Bisiklet:
Motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğu genel hükümlere tabidir.

Madde 104 – Motorlu Araçlarla İlgili Mesleki Faaliyette Bulunanlar:
Motorlu araçlarla ilgili mesleki faaliyette bulunan teşebbüslerin sahibi, gözetim, onarım, bakım, alım – satım, araçta değişiklik yapılması amacı ile veya benzeri bir amaçla kendisine bırakılan bir motorlu aracın sebep olduğu zararlardan dolayı; işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın işleteni ve araç için zorunlu mali sorumluluk sigortası yapan sigortacısı bu zararlardan sorumlu değildir.
Yukarıda yazılı teşebbüs sahipleri kendilerine bırakılan motorlu araçların tümünü kapsamak üzere esasları Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edilecek bir zorunlu mali sorumluluk sigortası yaptırmaya ve denetimlerde bu sigortanın yapıldığını belgelemeye mecburdurlar.
İşletenin sorumluluk sigortasına ilişkin hükümler, burada da uygulanır.
Motorlu araçları mesleki veya ticari amaçlar için elinde bulunduran teşebbüs sahipleri bu araçların yönetmelikte gösterilecek biçimde bir defterini tutmakla yükümlüdürler.
Bu madde hükümlerine uymayan teşebbüs sahipleri, 108 000 000 lira hafif para cezası ile cezalandırılırlar.
İkinci fıkrada sözü edilen sigortayı yaptırmayan teşebbüs sahiplerinin bu işyerleri, mahallin en büyük mülki amirince 15 güne kadar faaliyetten men edilir.

Madde 105 – Yarışlar:
Yarış düzenleyicileri, yarışa katılanların veya onlara eşlik edenlerin araçları ile gösteride kullanılan diğer araçların sebep olacakları zararlardan dolayı motorlu araç işleteninin sorumluluğuna ilişkin hükümler uyarınca sorumludurlar.
Yarışçıların veya onlarla birlikte araçta bulunanların uğrayacakları zararlarla, gösteride kullanılan araçların uğradıkları zararlardan dolayı sorumluluk genel hükümlere tabidir.
Yarış düzenleyicilerinin, yarışa katılanların ve yardımcı kişilerin yarış esnasında üçüncü kişilere karşı olan sorumluluklarını karşılamak üzere bir sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur. Bu gibi yarışlara izin vermeye yetkili olan makamın talebi üzerine Ticaret Bakanlığı durum ve şartlara göre en az sigorta tutarlarını belirlemekle görevlidir. Motorlu araçlar için yapılacak sigortalarda en az sigorta tutarları zorunlu mali sorumluluk sigortasındaki tutarlardan az olamaz.
Bu Kanunun zarar görenin doğrudan doğruya sigortacıyı dava edebilmesine ilişkin 97 nci maddesi hükümleri ile zarar görenlerin birden çok olması haline ilişkin 96 ncı maddesi hükümleri burada da uygulanır.
Yetkili makamdan izin alınmaksızın düzenlenen bir yarışta vukubulan zararlar, zarara sebep olan motorlu aracın sorumluluk sigortacısı tarafından karşılanır. Böyle bir durumda, sigortacı, yarış için özel bir sigortanın yapılmamış olduğunu bilen veya gerekli özenin gösterilmesi halinde bilebilecek olan işleten veya işletenlere rücu edebilir.
Bu madde hükümleri ortalama hızı saatte en az elli kilometrenin üstünde olan veya ulaşılacak hıza
göre değerlendirme yapılması öngörülen motorlu araç veya bisiklet sporu gösterilerinde uygulanır. Bu hükümler, yarış güzergahının diğer trafiğe kapatılması halinde de geçerlidir. İçişleri Bakanlığı bu madde hükümlerinin, başka yarışlar bakımından da uygulanmasına karar verebilir.

Madde 106 – Devlete ve Kamu Kuruluşlarına Ait Araçlar:
Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere,il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır. Bu kuruluşlar, 85 inci maddenin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere 101 inci maddedeki şartları haiz milli sigorta şirketlerine mali sorumluluk sigortası yaptırmakla yükümlüdürler.

Madde 107 – Çalınan Veya Gasbedilen Araçlarda Sorumluluk:
Bir motorlu aracı çalan veya gasbeden kimse işleten gibi sorumlu tutulur. Aracın çalınmış veya gasbedilmiş olduğunu bilen veya gereken özen gösterildiği takdirde öğrenebilecek durumda olan aracın sürücüsü de onunla birlikte müteselsilen sorumludur. İşleten, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerden birinin, aracın çalınmasında veya gasbedilmesinde kusurlu olmadığını ispat ederse, sorumlu tutulamaz. İşleten, sorumlu olduğu durumlarda diğer sorumlulara rücu edebilir.
Aracın çalındığını veya gasbedildiğini bilerek binen yolculara karşı sorumluluk, genel hükümlere tabidir.

Ortak Hükümler
Madde 109 – Zamanaşımı:
Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.
Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır.
Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar. Diğer hususlarda, genel hükümler uygulanır.

Madde 110 – Görevli ve Yetkili Mahkeme:
İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.

Madde 111 – Sorumluluğa İlişkin Anlaşmalar:
Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da,yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.

EMSAL YARGITAY KARARLARI

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU, Esas: 2011/13, Karar: 2011/191, Tarih: 15.04.2011
Sigortacının sorumluluğundan söz edebilmek için zorunlu trafik sigortası yapılan aracın üçüncü kişilerin zararına neden olacak bir kazaya karışması ve bu kazada sigortalı araç işletenin sorumluluğunun bulunması gerekir. Davacı, işleten olarak her iki araç bakımından da üçüncü kişi olmadığı gibi kendi üzerinde borçluluk ve alacaklılık sıfatı birleşmiştir. Alacaklı ve borçlu sıfatları aynı kişide birleştiğinde borç sona ereceğinden, aracın işleteninin kendi sorumluluğunu üstlenen zorunlu trafik sigortacısından talepte bulunması mümkün değildir.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU, Esas: 2013/72, Karar: 2013/1558, Tarih: 13.11.2013
Kazanın meydana gelmesinde kusursuz olan araç sürücüsünün trafik kazasında ölmesi sonucu, ölen sürücünün desteğinden yoksun kalanların, aracın işleteninin sigortacısı olan davalı sigorta şirketinden destekten yoksun kalma tazminatı talep ettikleri davada; 2918 sayılı KTK’nın 85. maddesi gereğince, trafik sigortacısının, işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği hallerde zararı gidermekle yükümlü olduğu; aynı Kanunun 86. maddesi gereğince; araç işleteninin, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabileceği, bu itibarla, davacıların desteği olan sürücünün kusursuz, dava dışı araç sürücüsünün tam kusurlu olması nedeniyle, işletenin sorumluluğuna gidilebilmesi için gerekli olan illiyet bağı kesildiğinden, işletenin destek zararının tazmini bakımından hukuki bir sorumluluğunun bulunmadığı, dolayısıyla davalı sigorta şirketinin de hukuki sorumluluğunun bulunmayacağı gözetilmelidir.

YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2015/14237 K. 2018/7746 T. 13.9.2018
“Davacı …, davalı … adına kayıtlı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olup, kaza sırasında sigortalı aracı kullanan kişinin olay yerini terk ettiğini, ehliyet ve alkol durumunun belirsiz olduğunu ileri sürerek poliçe kapsamında ödediği tazminatı sigortalıdan rücuan tazmini talebinde bulunmuştur.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası poliçe genel şartlarının B.4. maddesinde sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği haller düzenlenmiş olup, rücu hakkının doğduğunun ve maddede sayılan bu hallerin mevcut olduğunu ispat yükü sigorta şirketindedir. Davacı vekili dava dilekçesinde rücu nedeni olarak sürücünün firar ettiğini belirtmiş olup sürücünün olay yerini terk etmesi sigortacıya rücu hakkı vermez. Sigorta şirketinin somut delillerle genel şartlar B.4. maddesinde sayılan hallerin gerçekleştiğini ispat etmesi gerekir. Davacı …, zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları uyarınca, sürücünün ehliyetsiz olduğunu veya alkollü bulunduğunu somut delillerle kanıtlaması buna göre araştırma inceleme yapılması gerekir.

YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2016/16770 K. 2017/8930 T. 11.10.2017
“Dava ödenen tazminatın sigortalısından rücuan istemine ilişkindir. Sigorta Poliçesi Genel Şartlara göre rücu sebepleri gösterilmiştir. Davacı, davalıya ait aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısıdır. Zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Tutulması ve Sigortacının İşletene Rücu Hakkı” başlığını taşıyan B.4 maddesi gereği; Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye dair kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene rücu edebilir. Somut olayda olduğu gibi sürücünün kaza mahallini terk etmesi tek başına rücu sebebi değildir.TTK 1409.maddesine göre sigortacı sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan sorumludur. Ayrıca sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat külfeti sigortacıya aittir. Bu kapsamda toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile gerekçesi gösterilmeden davanın kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.”

YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ E. 2015/17172 K. 2018/9813 T. 30.10.2018
“Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4. maddesi gereği, davacı sigortacının sigortalısına rücu edilebilmesi için sadece olay yerinin terk edilmesinin yeterli olmadığı, bu sebeple zararın artmasına neden olunmasının gerektiği, davacı yanın olay yerinin terk edilmesi sebebiyle zararın arttığını iddia ve ispat edemediği, davacının davalı sigortalısına rücu hakkının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesi, taraflar arasındaki poliçe ve ZMSS Genel Şartları gereği, davacının davalı sigortalısına rücu hakkı bulunmadığının usulünce tartışılıp araştırılmış ve tespit edilmiş olmasına göre; davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA…”

YARGITAY ONYEDİNCİ HUKUK DAİRESİ, Esas: 2011/1517, Karar: 2012/1373, Tarih: 09.02.2012
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup, davalı sigorta şirketi davacıların desteğinin sürücüsü olduğu aracın trafik sigortacısıdır. Meydana gelen kazada her iki araç sürücüsü de hayatını kaybetmiştir. Mahkemece kusur durumunun belirlenmesi için alınan bilirkişi raporunda davacıların desteğinin kusursuz olduğu, tam kusurun şerit ihlali yapan diğer aracın sürücüsünde olduğu kabul edilmiş ve rapor mahkemece de benimsenmiştir. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi delaletiyle 85. maddesinde aracın işletilmesi nedeniyle meydana gelen zararlardan araç işleteninin sorumlu olduğu ve işletenin bu sorumluluğunun karşılanması için trafik sigortası yaptırmasının zorunlu olduğu düzenlenmiştir. O halde trafik sigortası araç işletenin sorumluluğunu üzerine almış bulunmasına göre ancak işletenin zarardan sorumlu tutulabildiği hallerde zararı gidermekle yükümlüdür. Aynı yasanın 86. maddesinde araç işleteni, kazanın üçüncü kişinin ağır kusurundan kaynaklandığını kanıtlaması halinde sorumluluktan kurtulacağı belirtilmiştir. Dava konusu olayda dava dışı araç sürücüsünün tam kusurlu eylemi kazaya neden olmuştur. Bu nedenle araç işleteni ve trafik sigortacısının meydana gelen zarardan sorumlu tutulması mümkün değildir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekir.

YARGITAY ONYEDİNCİ HUKUK DAİRESİ, Esas: 2013/20111, Karar: 2015/14790, Tarih: 22.12.2015
Taşıma sırasında meydana gelen trafik kazası sonucu davacıların yaralanması nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davaya konu kaza davacının yolcu olarak taşındığı sırada meydana geldiğinden, davalı zorunlu mali mesuliyet sigortacısına ancak taşımacılık mali sorumluluk sigortası limitinin üzerinde kalan kısım yönünden başvurulabileceği, zira taşıma ilişkisinde, taşımacılık mali sorumluluk sigortası, mali sorumluluk sigortası ve ihtiyari mali sorumluluk sigortası arasında sıralı sorumluluk ilişkisi bulunduğu, manevi tazminat istemleri teminat kapsamında olmadığından, zorunlu mali sorumluluk sigortacısı aleyhine manevi tazminata hükmolunamayacağı, öte yandan bir meblağ sigortası olan zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı olan davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun, diğer davalılardan farklı ve ayrı olduğu gözetilerek, belirlenen sakatlık oranı ve Genel Şartlar’a ekli cetvellere göre ödenmesi gereken meblağın, konusunda uzman bir bilirkişi aracılığıyla tespit ettirilerek davalı zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısının sorumluluğunun tespiti gerektiği gözetilmelidir.

YARGITAY ONBİRİNCİ HUKUK DAİRESİ, Esas: 1995/2056, Karar: 1995/3648, Tarih: 17.04.1995
Zorunlu trafik sigortasında sigortacı, işletenin hukuki sorumluluğunu üzerine almıştır. Sürücü veya yardımcıları, zorunlu mali sorumluluk dışında kalmadıklarından, bunlar da, işletene karşı tazminat isteğinde bulunabilirler. Bu sebeplerle, kazada araç sürücüsü ölmüşse, sigorta şirketinden tazminat bedelini isteyebileceği gibi ölen sürücünün belli oranda kusurlu olması, sigortacının sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Alacak, ticari iş niteliğindeki sigorta sözleşmesinden kaynaklanmış olduğundan, reeskont oranında ticari temerrüt faizi yürütülmesinde usulsüzlük yoktur.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir