İFTİRA ( TCK m. 267-269 )
NEDİR? İftira, herhangi bir kimsenin, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesidir. İftira fiilinin maddî eser ve delillerini uydurarak işlenmesi halinde nitelikli hal oluşur ve verilecek ceza arttırılır.
Madde 267
(1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.
(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; hükmolunur.
(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya
göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.
(7) ( Anayasa Mahkemesi Tarafından İptal edildi )
(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.
(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın ve yayın organıyla ilan olunur. İlan masrafı, hükümlüden tahsil edilir.
Madde 268 – Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
(1) İşlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse, iftira suçuna ilişkin hükümlere göre cezalandırılır.
Madde 269- Etkin pişmanlık
(1) İftira edenin, mağdur hakkında adlî veya idari soruşturma başlamadan önce, iftirasından dönmesi halinde, hakkında iftira suçundan dolayı verilecek cezanın beşte dördü indirilir.
(2) Mağdur hakkında kovuşturma başlamadan önce iftiradan dönme halinde, iftira suçundan dolayı verilecek cezanın dörtte üçü indirilir.
(3) Etkin pişmanlığın;
a) Mağdur hakkında hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi,
b) Mağdurun mahkûmiyetinden sonra gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın yarısı,
c) Hükmolunan cezanın infazına başlanması halinde, verilecek cezanın üçte biri, İndirilebilir.
(4) İftiranın konusunu oluşturan münhasıran idari yaptırım uygulanmasını gerektiren fiil dolayısıyla;
a) İdari yaptırıma karar verilmeden önce etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın yarısı,
b) İdari yaptırım uygulandıktan sonra etkin pişmanlıkta bulunulması halinde, verilecek cezanın üçte biri,
indirilebilir.
(5) Basın ve yayın yoluyla yapılan iftiradan dolayı etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanılabilmesi için, bunun aynı yöntemle yayınlanması gerekir.
FAİL
İftira suçunun faili herkes olabilir. İftira suçu özgü suçlar kapsamında düzenlenmemiştir. Aynı zamanda suçun faili yalnızca gerçek kişiler olabilecektir.
MAĞDUR
İftira suçunun mağduru en geniş tanımıyla, toplumu oluşturan herkestir. İftira suçu neticesinde ,failin işlediği suç sebebiyle doğrudan olarak zarar gören veya bu suç sebebiyle ekonomik zarara uğrayan kişiler de bu suçun mağduru sayılırlar. Mağdur sadece gerçek kişiler olabileceğinden tüzel kişiler ve adliye iftira suçunda ancak suçtan zarar gören olabilmektedirler.
İFTİRA SUÇUNUN ŞARTLARI ?
İftira suçunun oluşabilmesi için aşağıdaki şartların bir arada bulunması gerekmektedir. Bunlar;
1-Mağdura hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesi
2-Mağdura isnat edilen fiilin objektif olarak gerçek dışı olması
3-Failin, isnat ettiği fiili mağdurun işlemediğini biliyor olması
4-Failin suçu kovuşturmaya yetkili makamlara ihbar ya da şikayette bulunarak veyahut basın yoluyla hukuka aykırı fiil isnat etmesi.
İFTİRA SUÇUNUN NİTELİKLİ HALLERİ
1-İftira suçu maddi eser ve delillerin uydurulması ile işlenmesi halinde faile verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır. Kendi lehine yanlı delil üretilerek iftira suçunun işlenmesinde daha ağır müeyyide uygulanacaktır.
2-İftira suçundan mağdur olan kişi hakkında yapılan yargılama sonucunda beraat kararı verilmiş veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ancak iftira nedeniyle gözaltına alınma veya tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa fail hakkında verilecek ceza yarı oranında artırılacaktır.
3-İftira suçundan mağdur olan kişi hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş, ancak kendisinin gözaltına alınması veya tutuklanması halinde iftira eden kişi hakkında ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümler de uygulanacaktır.
4-İftira suçundan mağdur olan kimse, ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapisten ceza almış ise iftira suçunu işleyen kişi hakkında 20 yıldan 30 yıla kadar hapis cezasına hükmedilecektir.
5-Mağdur hakkında verilen hapis cezasının infazına başlanmış ise 20 yıldan 30 yıla kadar verilecek hapis cezası üzerinden yarı oranında artırım yapılacaktır.
ŞİKAYET
İftira suçunun soruşturulması veya kovuşturulması şikayete tabi değildir. Dolayısıyla re’sen soruşturma ve kovuşturma usulleri uygulanır.
KUSURLULUK
İftira suçu doğrudan kastla işlenebilir. Suçun olası kast ya da taksirle işlenebilmesi mümkün değildir. Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunan ya da basın ve yayın yoluyla, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlayan kimsenin, ihbar veya şikayette bulunduğu kişinin suçsuz olduğunu bilmesi özel şart olarak aranmaktadır.
TEŞEBBÜS
İftira suçu, sırf hareket suçu niteliğinde olması nedeniyle bu suç teşebbüse elverişli değildir.
ZAMANAŞIMI
İftira suçunun dava zamanaşımı süresi 8 yıldır. Dava zamanaşımı süresi olan 8 yıllık sürenin dolmasıyla birlikte artık iftira suçunun failine ceza verilemeyecektir. Ancak 267/8 gereğince iftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.
GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME
Görevli mahkeme Asliye Ceza Mahkemesidir. İftira suçu nedeniyle açılan dava suçun işlendiği yer Asliye Ceza Mahkemesinde görülecektir.
EMSAL YARGITAY KARARLARI
Yargıtay 4. CD, 16.10.1990, 4159/5088
“…Sanığın iki ayrı kişiye, iki ayrı mektupla iftirada bulunduğu kabul edildiği halde, iftira cürmünün hem adliyeye ve hem de kişilere karşı olduğu gözetilmeden ve sanık hakkında T.C. Yasasının 80. maddesi ya da gerçek içtima hükümlerinden hangisinin uygulanacağı tartışılmadan hüküm kurulması,…”
YCGK., 12.05.1998, 4/108-178:
“Hakkın kullanılması olarak kabul edilen ihbar ve şikayet hakkı Anayasanın 36 ve 74. maddelerinde düzenlenmiştir. Herkes kendisi veya kamu ile ilgili konularda yetkili makamlara şikayette bulunmak ve dava açmak hakkına sahiptir. Bu hakkın, hakkı doğuran
nedenin koyduğu sınırlar içinde kullanılması, hakların kötüye kullanılmaması zorunludur. Yakınma hakkı kullanılırken, belirli bir kimseye suç oluşturan bir eylemin yüklenmesi, yakınmanın doğal sonucudur. Bir suç yüklenmeden, yakınma hakkını kullanılması olanaksızdır. Yakınma hakkının kullanılmasındaki ölçü, fail tarafından ihbar veya şikayetin konusunu oluşturan eylemin, mağdur tarafından işlenmediğini bilip bilmemesidir. Fail, işlendiğini ileri sürdüğü eylemin mağdur tarafından işlenmediğini kesin olarak bildiği halde suç işlediğinden
bahisle yetkili mercie ihbar veya şikayette bulunmuşsa, iftira suçu oluşacaktır.”
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas: 2019/ 12806 Karar: 2020 / 14132 Karar Tarihi:24.06.2020
“Katılan avukat ile sanık mahkeme yazı işleri müdürü olan sanık arasında bir dosyanın bulunup bulunmaması sebebiyle tartışma yaşandığı, ancak sanığın tüm dosya içeriğinden ve beyanlardan anlaşıldığı üzere gerçekleşmediği halde katılan n kendisine yönelik tehditte bulunduğuna ve yaralamaya teşebbüs ettiğine ilişkin tutanak düzenlediği ve bu kapsamda avukat hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na ve Ankara Baro Başkanlığı’na şikayette bulunarak katılanın soruşturma geçirmesine neden olduğu anlaşılmıştır. Sanık, yaşanan bir tartışmayı olduğundan farklı göstererek hiç bir maddi vaka ve somut olguya dayanmadan katılanın tehdit ve kasten yaralamaya teşebbüs suçlarını işlemediğini bildiği halde işlenmiş gibi göstermek suretiyle hukuka aykırı bir fiil isnadında bulunması karşısında TCK.nın 267. maddesinde düzenlenen iftira suçu tüm unsurları ile oluştuğu halde hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA”
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas: 2017/ 15387 Karar: 2020 / 8328 Karar Tarihi:04.02.2020
“İftira suçunun oluşabilmesi için; yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak işlemediğini bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat edilmesinin gerektiği, somut olayda; katılanı şikayette bulunarak suç isnadında bulunan sanığın eyleminin, yasal unsurları itibariyle TCK.nın 267. maddesinde düzenlenen iftira suçunu oluşturduğu ve sanığın asılsız ihbarı üzerine katılanın teknesinde arama yapılması nedeniyle sanık hakkında sübut bulan eyleminden dolayı TCK.nın 267/1. ve 267/3. maddeleri gereğince mahkumiyeti yerine yazılı şekilde beraatine karar verilmesi, Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA”
Yargıtay 8.Ceza Dairesi, Esas: 2023/ 1264, Karar: 2023 / 22167, Karar Tarihi: 06.12.2021
“Resmi belgede sahtecilik suçundan zamanaşımı süresi içerisinde mahallinde işlem yapılması mümkün görülmüştür. İftira suçunun özel halini düzenleyen TCK.nın 268. maddesinde tanımlanan “başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması” suçunun oluşabilmesi için, kişinin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanması gerektiği somut olayda; sanığın, 05.05.2015 tarihli hırsızlık esnasında yakalanmadığı sanığın bu suç soruşturması kapsamında kendi kimlik bilgilerini gizleyerek başkasına ait kimlik bilgilerini kullanmadığının buna yönelik herhangi bir soruşturma evrakının veya belgenin düzenlenmediğinin anlaşılması karşısında; unsurları oluşmayan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan sanığın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi,…’’