Makalemize başlamadan önce şu hususu ifade etmek gerekir. Esasen 3 farklı halde istihkak davası açılabilmektedir. Bunlar;
1-Eşya Hukukundan Kaynaklanan (malın elden çıkması halinde) İstihkak Davası,
2-İcra İflas Hukukundan Kaynaklanan Hacizde İstihkak Davası (Buraya tıklayarak makalemize erişebilirsiniz),
3-Miras Hukukundan Kaynaklanan İstihkak Davası (Buraya tıklayarak makalemize erişebilirsiniz).
Bu makalemizde; Eşya hukukundan kaynaklanan, yani malın rıza dışı elden çıkması halinde açılacak istihkak davasına yer verilmiştir.
EŞYA HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN (MALIN ELDEN ÇIKMASI HALİNDE) İSTİHKAK DAVASI
>Eşya hukukundan kaynaklanan yani hukuki dayanağını Medeni Kanunumuzdan alan istihkak davası; zilyet olmayan (mal elinde bulunmayan) malikin, malik olmayan zilyete karşı açtığı davadır. Zilyet olmayan malik, bu dava ile haksız olarak ele geçirilen veya alıkonulan eşyanın geri verilmesini amaçlamaktadır. Özetle, istihkak davası; malik olunan bir malın rıza dışı elden çıkması durumunda asıl malikin, malın zilyetliğini tekrar kazanması için açılacak davadır. Asıl malik, istihkak davasını kazanması halinde, rıza dışı elinden çıkan malın zilyetliğini tekrar kazanır.
>İstihkak davası, Medeni Kanunumuzun 683. Maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre;
“Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzenin sınırları içinde o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi her türlü haksız el atmanın önlenmesini de dava edebilir.” denilmektedir.
>İstihkak davasının hem taşınırlar hem de taşınmazlar için açılması mümkündür. Ancak, taşınırlarda malın iadesi sağlanır iken, taşınmazlarda kaydın düzeltilmesi sağlanır.
>İstihkak davasını açma hakkı, o malın asıl malikine aittir. İstihkak davası mutlak şekilde mülkiyet hakkına bağlıdır. Bu nedenle davacı, mutlaka mülkiyet hakkını kanıtlamalıdır. Bu davanın davalısı ise, davanın açıldığı tarihte dava konusu mala zilyet olan kişidir.
>İstihkak davasında İspat yükü kural olarak davacının üzerindedir. Davacı ilk olarak, dava konusu mala malik olduğunu ispat etmek durumundadır. Davacının, söz konusu malın maliki olduğunu nasıl ispatlayacağı hususu da malın taşınır ve taşınmaz olmasına göre farklılık göstermektedir. Dava konusu malın menkul yani bir taşınır olması halinde davacı, bu malı hangi hukuki sebebe dayanarak kazandığını da ispat etmek zorundadır. Ancak davacı, Medeni Kanunumuzun 985. Maddesinde düzenlenen “menkuller hakkındaki zilyetlikten doğan mülkiyet karinesine” dayanabiliyorsa, artık mülkiyet sahibi olduğunu ispatlaması zorunlu değildir. Dava konusu malın gayrimenkul yani taşınmaz olması halinde ise davacı, kural olarak tapu sicilindeki kayda dayanarak mülkiyet hakkını kanıtlamalıdır. Davacı aynı şekilde, söz konusu taşınmazın mülkiyetini asli iktisap yolu ile kazandığını da iddia ve ispat edebilir. Ayrıca, davacı, Medeni Kanunumuzun 992. Maddesinde düzenlenen, “gayrimenkuller bakımından mülkiyet karinesine” de dayanabilir.
Davalının da, davacının malik olmadığını ispat ederek malı iade etmekten kaçınabilmesi mümkür. Davalı, davacının malik olmadığını veya kendisinin malın zilyedi olması konusunda geçerli bir hukuki sebebinin olduğunu ispatlayabilirse davacının mülkiyet iddiasını çürüterek davanın reddedilmesini sağlayabilecektir.
>İstihkak davası, ayni hakka dayanılarak açılan bir davadır. Bu nedenle, herhangi bir zamanaşımı veya hak düşürücü süreye tabi değildir.
>İstihkak davasında görevli mahkeme, Asliye Hukuk Mahkemesidir. Yetkili mahkeme ise, taşınmazlarda malın bulunduğu yer mahkemesi, taşınırlarda ise kural olarak davalının davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.
>Kural olarak, malı elinden çıkan bir kimse, iki farklı dava açabilmektedir. Bunlardan biri İstihkak davası iken bir diğeri de taşınır davasıdır. Bu iki dava arasındaki farklara kısaca yer vermek gerekirse;
1- İstihkak davasının, hem taşınırlar hem de taşınmazlar için açılabilmesi mümkündür. Ancak taşınır davası, yalnızca taşınırlar yani menkuller için açılabilmektedir.
2- İstihkak davasını yalnızca malik olan kimse açabilmektedir. Ancak Taşınır davasını, zilyet olan kimsenin de açabilmesi mümkündür.
3- İstihkak davası, ayni bir hakka dayanması nedeniyle herhangi bir süreye tabi tutulmamıştır. Ancak taşınır davası, 5 yıllık hak düşürücü süreye tabi tutulmuştur.
Diğer İstihkak Davalarına İlişkin Makalelerimiz İçin Tıklayın;
1-İcra İflas Hukukundan Kaynaklanan Hacizde İstihkak Davası,