……….. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
(AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA)
DOSYA NUMARASI : …… Esas
CEVAP SUNAN
DAVALI : ……
VEKİLİ : Av. Hasan Basri SARI
…….
DAVACI : …….
VEKİLİ : ……
KONU : Cevap dilekçemizin sunulması ve iş bu davanın reddi taleplerimizden ibarettir.
AÇIKLAMALARIMIZ:
Yukarıda Esas numarası verilen dosya mahkemeniz nezdinde müvekkil aleyhine açılan iş bu dava ile davacı taraf; evlilik birliği içerisinde edinildiğini ve müvekkil adına kayıtlı olduğunu iddia ettiği taşınır ve taşınmaz mallar ile ilgili olarak katılma payı, katkı payı ve değer artışı alacağı olduğu iddiası ile iş bu davayı ikame etmiştir. Davacı yanca müvekkil aleyhine ikame edilen iş bu dava haksız ve hukuka aykırı olup davanın reddine karar verilmelidir. Şöyle ki;
Müvekkil ile davalı arasında ……. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin….. Esas sayılı dosyası ile çekişmeli boşanma davası halihazırda derdesttir. Yargıtay kararları ile sabit olunduğu üzere iş bu davanın esasına girilebilmesi için taraflar arasında görülen boşanma davasının kesinleşmesi gerekmektedir. Bu hususta Yargıtay uygulaması da bu yöndedir. Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 2005/1208 E, 2005/4267 K sayılı ilamında, “Davacı-davalı kadının istediği eşya, borsa hesabı, mal rejimi nedeniyle binadan alacak, araca katkı bedeli ile ilgili istem, boşanmanın eki niteliğinde olmayıp, bu istemler ancak boşanma davası ile ilgili hüküm kesinleşip tasfiye gündeme geldiğinde karara bağlanabilir. Bu nedenle bu konudaki dava ve istemler tefrik edilerek boşanma ile ilgili davanın bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre karar vermek gerekir” şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu sebeple, Yargıtay uygulaması da dikkate alınarak, öncelikle … Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına karar verilerek söz konusu dosyanın kesinleşmesinin beklenmesine karar verilmesini talep ediyoruz.
Davacı, her ne kadar aile bütçesine ekonomik yardımda bulunduğunu ve bu sebeple müvekkilin kişisel malı olan malların edinilmesinde katkıda bulunduğunu iddia etmiş ve davasını bu iddiasına dayandırmış ise de davacının iş bu iddiası yersizdir. Zira evlilik birliği içerisinde edinilmiş bir mal varlığı bulunmamaktadır. Davalının edinilmiş mallar kategorisinde olduğu varsayımında bulunarak talep ettiği ….. Plakalı araba, müvekkilin kişisel malıdır. Zira, müvekkil adına kayıtlı bulunan …. Plakalı arabanın alınmasında davacı tarafın hiçbir maddi katkısı bulunmamaktadır. Söz konusu taşınmaz malın bedelinin tamamını müvekkil karşılamıştır. Bu sebeple, davacı tarafın söz konusu taşınmaz mal ile ilgili bir talep hakkı mevcut değildir.
Şöyle ki; taraflar evlenmeden önce müvekkil, …… marka araç satın almıştır. Tarafların evlenmesinden sonra müvekkilin araç ihtiyacı olması nedeniyle müvekkil aldığı aracı satmış ve üzerine evlenmeden önce biriktirdiği belli bir miktar parayı da ekleyerek ……. marka bir araba satın almıştır. Belli bir süre geçtikten sonra müvekkil, aracını değiştirmek istemiş ancak tarafların herhangi bir birikimi olmaması nedeniyle müvekkil …… Bankasından kendi adına belli bir miktar kredi çekmiş ve aracını da satarak üstüne koyduğu miktar ile ……. marka bir araç satın almıştır. Müvekkil söz konusu aracı da belli bir süre kullandıktan sonra …… Bankasından çektiği kredi borçları ve evlilik birliğinin getirdiği maddi yüklerin ve borçların altından kalkabilmek adına aracı …… TL ye satarak mevcut borçları ödemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.06.2008 Tarih, 2008/2-432 E, 2008/444 E sayılı ilamı incelendiğinde, “Birleşen davalar, boşanma ve katılma alacağı isteğine ilişkindir. Somut olayda; taşınmaz ve araç, taraflar arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilmiştir. Bu mallar, yeni rejime ( edinilmiş mallara katılma ) kocanın kişisel malı olarak girmiştir. Edinilmiş mal değildir. Bu nedenle, davacı; katkı payı karşılığı veya değer artış payı nedeniyle davalıdan alacak talebinde bulunamaz.. O halde, isteğin reddi gerekir.” şeklinde hüküm kurulmuştur. Yine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 04.02.2010 Tarih ve 2008/19251 E, 2010/1757 K sayılı ilamında “Eşlerden birinin edindiği mala, diğer eşin doğrudan maddi bir katkısı yoksa, bu talep kabul edilemez.” şeklinde hüküm kurulmuştur. Bu sebepler ve Yüksek Mahkeme Kararları da dikkate alınarak, davacı tarafça açılan haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmelidir.
Son olarak, davacı yanca müvekkil adına kayıtlı bulunan taşınır ve taşınmazların kayıtları üzerine ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmesi talep edilmiş olup somut olayda ihtiyati tedbir konulmasını gerektirecek şartlar mevcut bulunmadığından, bu talebin reddine karar verilmelidir.
Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etme zorunluluğumuz hasıl olmuştur.
HUKUKİ SEBEPLER : TMK, HMK, TBK vesair ilgili mevzuat.
HUKUKİ DELİLLER : …….. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası, gayrimenkul kayıtları, trafik tescil müdürlüğü kayıtları, mali ve sosyal durum araştırmaları, nüfus kayıtları, ilgili yerlere yazılacak müzekkereler, tanık, bilirkişi incelemesi, keşif ve karşı tarafın göstereceği delillere karşı delil sunma hakkımız saklı kalmak kaydıyla yasal ve takdiri her türlü delil.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah olunan ve re’sen değerlendirilecek sebeplerle;
1-Öncelikle, ….. Asliye (Aile) Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı Boşanma dosyasının BEKLETİCİ MESELE yapılmasına,
2-Haksız ve hukuki dayanaktan yoksun iş bu davanın reddine,
3-İhtiyati tedbir konulmasını gerektirecek şartlar mevcut bulunmadığından, ihtiyati tedbir talebinin reddine,
Yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına, karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz. ../../2023
Davalı
............
Vekili
Av. Hasan Basri SARI