TENKİS DAVASI İLE İLGİLİ BİLİNMESİ GEREKENLER

Tenkis davası, miras bırakanın tasarruf özgürlüğünü aşarak saklı pay sahibi mirasçıların miras hakkına yaptığı tecavüzün giderilmesi ve miras bırakanın yaptığı tasarrufun kanuni sınırlar içerisine çekilmesi için açılan bir davadır. Tenkis davası açabilmek için iki koşulun gerçekleşmesi gerekir. Bunlardan ilki, miras bırakanın sağlar arası ya da ölüme bağlı tasarruflarla tasarruf nisabını aşması, ikinci koşul ise, mirasçıların saklı paylarını elde edememiş olmasıdır.

TENKİS DAVASI NEDİR ?


Tenkis davası, miras bırakanın tasarruf özgürlüğünü aşarak saklı pay sahibi mirasçıların miras hakkına yaptığı tecavüzün giderilmesi ve miras bırakanın yaptığı tasarrufun kanuni sınırlar içerisine çekilmesi için açılan bir davadır. Tenkis davasının konusunu, saklı payları ihlal eden ölüme bağlı tasarruflar ile kanunda belirtilen sağlar arası tasarruflar oluşturur. Tenkis davası kural olarak saklı paylı mirasçıların ve istisna olarak da bu mirasçıların alacaklılarının, miras bırakanın tasarruf oranını aşan kazandırmalarının bu aşan oranda etkisizleştirilmesini mahkemeden talep ettikleri davadır. Saklı payı ihlal edilen birden fazla mirasçının olması durumunda, bu kişiler tenkis davasını birlikte açabilecekleri gibi, ayrı ayrı da açabilirler. Ancak dava sonucunda verilen karar kişisel etkili olduğundan, yalnızca davanın tarafları arasında hüküm doğurur. Bunun anlamı, hükmün mirasın açıldığı tarihten itibaren etkili olması ve tenkis davası açmayan mirasçıların davanın sonunda verilen karardan yararlanamamasıdır.

Kısaca özetlemek gerekirse;
Tenkis davası açabilmek için iki koşulun gerçekleşmesi gerekir. Bunlardan ilki, miras bırakanın sağlar arası ya da ölüme bağlı tasarruflarla tasarruf nisabını aşması, ikinci koşul ise, mirasçıların saklı paylarını elde edememiş olmasıdır. Miras bırakanın tasarruf nisabını aşıp aşmadığını tespit edebilmek içinse, öncelikle terekeden kanunda belirtilen bazı değerlerin çıkarılıp eklenmesiyle net terekenin bulunması, daha sonra ise, net terekeden saklı paylar toplamının çıkarılması gerekir. Tasarruf nisabının hesaplanması için terekeden çıkarılması gereken değerler; miras bırakanın borçları, cenaze giderleri, terekenin mühürlenmesi ve yazımı giderleri ile miras bırakan ile birlikte yaşayan kişilerin üç aylık bakım giderleridir. Terekeye eklenmesi gereken değerler ise; miras bırakanın denkleştirmeye tabi tasarrufları, tenkise tabi sağlar arası tasarrufları ile hayat sigortası satın alma bedelidir.
Tenkis davasıyla ilgili az çok fikir sahibi olduktan sonra konuyu daha detaylı incelemekte fayda var.

TENKİS DAVASININ AÇILABİLMESİ İÇİN ;
Tenkis davası, miras bırakanın yapmış olduğu tasarruflarla mirasçıların saklı paylarını elde etmelerini engellemesi durumunda, sözü edilen mirasçılar tarafından açılabilen bir davadır. Tenkis davası açmak
için iki koşulun bir arada bulunması gereklidir. Bunlardan ilki, miras bırakanın sağlar arası ya da ölüme bağlı tasarruflarla tasarruf nisabını aşmış olmasıdır. İkinci koşul ise, mirasçıların saklı paylarını elde edememiş olmasıdır.

TASARRUF NİSABI NEDİR?
Tenkis davası açabilmek için bulunması gereken ilk koşul, miras bırakanın yapmış olduğu sağlar arası ya da ölüme bağlı tasarrufları ile ölüm tarihindeki terekenin durumuna ve saklı paylı mirasçıların yakınlık derecesine göre, kanunda öngörülen tasarruf özgürlüğünün sınırını (tasarruf nisabını) aşmış olmasıdır.
Miras bırakanın tasarruf nisabının belirlenebilmesi için ise, terekenin ölüm tarihindeki değerinin tespit edilmesi ve kanunda belirtilen değerlerin eklenip çıkarılmasıyla net terekenin hesaplanması ile bu değerden saklı paylar toplamının çıkarılması gerekir. Eklenecek ve çıkarılacak değerler makalemizin devamında ayrıca açıklanacaktır.

TEREKE ve TEREKENİN BELİRLENMESİ ?
Tereke ; miras bırakanın ölüm tarihi itibarıyla sahip olduğu ve mirasçılarına intikal edebilen mal, hak, alacak ve borçların tümüdür. Terekenin belirlenmesinde, gerek mevcut mal ve haklar, gerekse eklenecek ve çıkarılacak değeler, miras bırakanın ölümü, yani mirasın açıldığı tarihteki parasal karşılıklarıyla hesaba katılırlar. TMK m.507/I’e göre tasarruf edilebilir kısım, terekenin miras bırakanın ölüm tarihindeki durumuna göre hesaplanır. Belirttiğimiz üzere Tenkis davasının ilk koşulu miras bırakanın tasarruf nisabını aşmasıdır. Bu bakımdan, tenkis davası açabilmek için ilk etapta, tasarruf nisabının hesaplanması ve terekenin belirlenmesi gerekir.
Miras bırakanın tasarruf nisabı, terekenin değerinden saklı paylar toplamının çıkarılması ile bulunur. Mesela terekenin tümü 1 tam sayı olarak kabul edilirse, saklı paylar toplamını belirten kesrin 1’den çıkarılması sonucu tasarruf nisabı elde edilmiş olur. Örneğin; bir terekede saklı paylar toplamı ¾ ise, miras bırakanın tasarruf nisabı ¼ olacaktır.

Terekeden Çıkarılacak Değerler;
TMK m.507/II’de tasarruf nisabının hesaplanması için terekeden çıkarılması
gereken değerler belirtilmiştir. Bu değerler;
1-miras bırakanın borçları,
2-cenaze giderleri,
3-terekenin mühürlenmesi ve yazımı giderleri ile
4-miras bırakan ile birlikte yaşayan kişilerin üç aylık bakım giderleri, olarak ifade edilmiştir.

Terekeye Eklenecek Değerler;
Net terekenin hesaplanabilmesi için;
1-miras bırakanın denkleştirmeye tabi tasarrufları,
2-miras bırakanın tenkise tabi sağlar arası tasarrufları ile
3-hayat sigortası satın alma bedelinin değerinin terekeye eklenmesi gerekir.
!!!!Ancak tenkise tabi ölüme bağlı tasarruflar da net terekenin hesabında terekenin aktifine eklenmez. Çünkü bu tasarruflar, miras açıldığı sırada henüz terekeden çıkmamıştır.

DENKLEŞTİRME ve DENKLEŞTİRMEYE TABİ TASARRUFLAR ?
TMK m.669/I’e göre, yasal mirasçılar, miras bırakandan miras paylarına mahsuben elde ettikleri sağlar arası karşılıksız kazandırmaları, denkleştirmeyi sağlamak için terekeye geri vermekle birbirlerine karşı yükümlüdürler.
TMK m.669/II’ye göre ise, miras bırakanın çeyiz veya kuruluş sermayesi vermek ya da bir malvarlığını devretmek veya borçtan kurtarmak ve benzerleri gibi karşılık almaksızın altsoyuna yapmış olduğu kazandırmalar, aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmiş olmadıkça, denkleştirmeye tabidir.
Ancak TMK m.675’e göre ise, olağan hediyeler, geleneğe uygun evlenme giderleri ile alışılmış ölçülerde yapılan çeyiz giderleri denkleştirmeye tabi değildir.
!!!!!! Denkleştirme davası sadece miras bırakanın sağlığında yapmış olduğu kazandırmalar hakkında açılabilir. Bu davalar ölüme bağlı tasarruflara ilişkin olarak açılamaz. Tenkis davasının konusu ise hem ölüme bağlı tasarruflar hem de sağlararası işlemlerdir.

TENKİSE TABİ SAĞLAR ARASI TASARRUFLAR?
Miras bırakanın yapmış olduğu ölüme bağlı tasarrufların tamamı tenkise tabi iken, sağlar arası tasarruflar bakımından bu durum TMK m.565’te sayılanlarla sınırlı tutulmuştur. Bu kazandırmaların; denkleştirmeye tabi olmaması, geçerli bir kazandırıcı işleme dayanması ve karşılıksız olması gerekmektedir. TMK m.565’e göre;
“Aşağıdaki karşılıksız kazandırmalar, ölüme bağlı tasarruflar gibi tenkise tabidir:

  1. Miras bırakanın, mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçıya miras payına mahsuben yapmış olduğu sağlar arası kazandırmalar, geri verilmemek kaydıyla altsoyuna malvarlığı devri veya borçtan kurtarma yoluyla yaptığı kazandırmalar ya da alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayesi,
  2. Miras haklarının ölümden önce tasfiyesi maksadıyla yapılan kazandırmalar,
  3. Miras bırakanın serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yaptığı bağışlamalar ve ölümünden önceki bir yıl içinde adet üzere verilen hediyeler dışında yapmış olduğu bağışlamalar,
  4. Miras bırakanın saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yaptığı açık olan kazandırmalar”.
    ÖZETLE: Altsoya yapılan mal devri, borçtan kurtarma, kuruluş sermayesi ve alışılmışın dışındaki çeyiz vb. gibi kazandırmalar TENKİSE TABİ DURUMLARDIR.

TENKİSE TABİ OLMAYAN TASARRUFLAR?
A. Adet Üzerine Verilen Hediyeler
B. Miras Bırakanın Serbestçe Dönme Hakkını Saklı Tutmadığı ve Ölümünden Önceki Bir Yıldan Daha Önce Yapmış Olduğu Bağışlamalar
C. Ahlaki Bir Ödevin Yerine Getirilmesi Amacıyla Verilen Şeyler
D. Kazanılmamış Haktan Feragat Edilmesi
E. Eşler Arasındaki Mal Rejiminden Kaynaklanan Talepler

TENKİSTE SIRA
TMK m.570’te tenkiste sıra düzenlenmiştir. Bu hükme göre; “Tenkis, saklı pay tamamlanıncaya kadar, önce ölüme bağlı tasarruflardan; bu yetmezse, en yeni tarihlisinden en eskisine doğru geriye gidilmek üzere sağlar arası kazandırmalardan yapılır. Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara
yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlar arası kazandırmalar en son sırada tenkis edilir.”
Hükümden de anlaşıldığı üzere, öncelikle ölüme bağlı tasarruflar tenkis edilecektir. Eğer ölüme bağlı tasarrufun tenkisine rağmen saklı pay ihlali devam ediyorsa, sağlar arası tasarruflar da en yeni tarihli olandan başlanarak tenkis edilecektir. !!!Ancak her durumda Kamu tüzel kişileri ile kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan kazandırmalar ancak ölüme bağlı ve sağlar arası tasarrufların tenkis edilmesine rağmen saklı payların karşılığının alınamaması durumunda tenkise tabi olacaktır.

SAKLI PAY ve SAKLI PAYLI MİRASÇILAR ve PAY ORANLARI ?
Saklı pay kavramı, bir Yargıtay kararında şu şekilde açıklanmıştır: “…Kanun koyucu, yasal mirasçıların bir kısmına, miras bırakanın tasarruflarıyla ortadan kaldırılamayan, dokunulamayan bir miras hakkı tanımıştır. Kanun koyucu tarafından tanınan bu hakka saklı pay (mahfuz hisse) denir. Kendisine saklı pay tanınan mirasçılar da saklı paylı mirasçı denmektedir. Saklı paylı mirasçının hakkı, miras bırakanın iradesinden bağımsız olarak güçlendirilmiştir. Miras bırakan, saklı pay üzerinde saklı paylı mirasçıların haklarını ortadan kaldıracak tasarruflarda bulunamaz. Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın saklı paylarına el atması halinde, onun ölümünden sonra bu el atmanın ortadan kaldırılmasını, saklı paylarının
tamamlanmasını talep ve dava edebilirler…”
Yargıtay kararından da görüldüğü üzere Saklı payın temel amacı, miras bırakanla yakın hısımlık içerisindeki mirasçıların korunmasıdır. Saklı pay bütün yasal mirasçılara tanınmamıştır. TMK m.505’e göre saklı paylı mirasçılar yalnızca;
1- miras bırakanın altsoyu,
2- ana-babası
3- ve miras bırakanın eşidir.
!!! Kardeşlerin, saklı payı kanunda düzenlenmemiştir. Dolayısıyla miras bırakanın kardeşleri tenkis davası açamayacaklardır.
Saklı paylı mirasçıların saklı pay oranları ise, TMK m.506’da yine tahdidi olarak
Sayılmıştır. Bu hükme göre; saklı pay oranları;
-altsoy için yasal miras payının ½’si,
-ana-babadan her biri için yasal miras payının ¼’ü,
-sağ kalan eş için altsoy veya ana baba zümresiyle birlikte mirasçı olması halinde yasal miras payının tamamı, diğer hallerde ise yasal miras payının ¾’üdür.

TENKİS DAVASININ DAVACISI ?
TMK m.560/I ve 562’de belirtildiği üzere; mirasçılar ile saklı paylı mirasçıların alacaklıları ve iflas idaresi bu davanın davacısı olabilmektedirler.
TMK m.562 hükmüne göre; “ Miras bırakan, tasarruf edebileceği kısmı aştığında, saklı payı zedelenen mirasçı, iflası halinde iflas dairesinin veya mirasın geçtiği tarihte kendisine karşı ellerinde ödemeden aciz belgesi bulunan alacaklıların ihtarına rağmen tenkis davası açmazsa, iflas idaresi veya bu alacaklılar,
alacaklarının elde edilmesi için gerekli olan oranda ve mirasçıya tanınan süre içinde tenkis davası açabilirler. Mirasçılıktan çıkarılanın çıkarma tasarrufuna itiraz etmemesi durumunda da iflas idaresi veya alacaklılar, aynı koşullarla tenkis davası açabilirler.”

TENKİS DAVASININ DAVALISI ?
Tenkis davasının davalıları, miras bırakanın lehine tasarruf nisabını aşan ve saklı payları ihlal eden kazandırmalarda bulunduğu kişilerdir. Bu kişiler, mirasçı (yasal veya atanmış) ya da üçüncü kişiler olabilir. Bu kişiler, gerçek kişi veya tüzel kişi de olabilirler.

TENKİS DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME ?
Tenkis davası, miras bırakanın yerleşim yeri Asliye Hukuk mahkemesinde açılmalıdır.

TENKİS DAVASINDA HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ?
TMK m.571/I’e göre, “Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten başlayarak bir yıl ve her halde vasiyetnamelerde açılma tarihinin, diğer tasarruflarda mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer.”

TENKİS DAVASINDA İSPAT YÜKÜ ?
Tenkis davasında ispat yükü davacı olan saklı paylı mirasçıya aittir. Tenkis davasında davacı, saklı paylı mirasçı olduğunu, mirasta hak sahibi olduğunu, miras bırakanın öldüğünü ve dava konusu tasarruf nedeniyle saklı payını elde edemediğini ispatlamalıdır.

EMSAL YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 3. HD, E. 2014/21093, K. 2015/2415, T.17.02.2015
“…Kanun koyucu, yasal mirasçıların bir kısmına, miras bırakanın tasarruflarıyla ortadan kaldırılamayan, dokunulamayan bir miras hakkı tanımıştır. Kanun koyucu tarafından tanınan bu hakka saklı pay (mahfuz hisse) denir. Kendisine saklı pay tanınan mirasçılar da saklı paylı mirasçı denmektedir. Saklı paylı mirasçının hakkı, miras bırakanın iradesinden bağımsız olarak güçlendirilmiştir. Miras bırakan, saklı pay
üzerinde saklı paylı mirasçıların haklarını ortadan kaldıracak tasarruflarda bulunamaz. Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın saklı paylarına el atması halinde, onun ölümünden sonra bu el atmanın ortadan kaldırılmasını, saklı paylarının tamamlanmasını talep ve dava edebilirler…”

Yargıtay 2. HD, E.2006/5762, K.2006/17883, T.19.12.2006
“…739 parsel sayılı taşınmaz 01.02.1979 tarihinde satın alınmıştır. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin 512.maddesi gereğince bu taşınmazla ilgili tenkis hesabı yapılıp sonucuna göre davalıların sorumlu tutulması gerekirken, daha önce satın alınan 142 parsel sayılı taşınmazın tenkise tabi tutulması ve bu şekilde yanlış yöntem izlenmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir…”

Yargıtay İBK E.1994/4, K.1994/4, T.11.11.1994,
“…Tenkise tabi tasarrufa konu mallar ile terekeye dahil diğer mal ve alacakların Medeni Kanunun 454/I maddesi uyarınca ölüm günündeki fiyatlara göre belirlenen değerleri toplanıp, aynı maddenin 2.fıkrasında belirlenen pasifler düşüldükten sonra, bulunan rakam terekenin ölüm gününe göre net tutarını oluşturmaktadır. İşte bu net tutar üzerinden, davacı mirasçının saklı payı hesaplanır. Net tereke tutarı, davacının miras payı ve saklı payı ile çarpılarak saklı pay bir değer olarak bulunur. Tasarruf dışı terekeden davacının miras payına isabet eden söz konusu saklı payı karşılanamıyorsa, ikisi arasındaki fark tasarrufların tenkis edilecek miktarını oluşturur. Medeni Kanunun 512.maddesinde açıklanan tertip ve 503.ve 505.maddelerinde yer alan kurallar da dikkate alınarak birden çok lehtardan her birinden alınması gereken miktar bulunur. Bu rakamın o davalıya yapılan kazandırmaya oranı sabit tenkis oranını oluşturur…”

Yargıtay HGK, E.2008/2-442, K.2008/458, T.15.06.2008
“…Murisin ölümünden bir yıldan daha önceki zamanda gerçekleştirdiği bağışlamalar ancak saklı payı zedeleme kastıyla yapıldığının aşikar olması halinde tenkise tabi tutulur…Davalıya ölümden 4 yıl önce yapılan bu bağışın saklı payı zedeleme kastıyla yapıldığını gösterir herhangi bir delil sunulamamıştır. Bu durumda davanın reddine karar verilmesi gerekirken…”

Yargıtay HGK, E.2010/1-360; K.2010/372, T.07.07.2010
“…Ölüme bağlı tasarrufların aksine, miras bırakanın yaptığı sağlar arası kazandırıcı hukuki
işlemler kayıtsız şartsız tenkise tabi tutulmamıştır. Burada işlemin tenkise tabi tutulabilmesi için ön koşul; saklı paya el atma, tasarruf edilebilirlik sınırın aşılmasıdır. Ancak bu da yeterli değildir. Sağlar arası tasarrufların tenkise tabi tutulabilmesi için saklı paya el atma yanında, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 565.maddesinde açıklanan koşulların da gerçekleşmesi gerekmektedir…”

Yargıtay 2. HD, E.2007/8646, K.2007/9277, T.20.03.2007
“…Ölüme bağlı tasarruflar her halde tenkise tabidir. Mahkemece vasiyete konu tüm malların öncelikle belirlenmesi ve tenkis hesabı yapılması zorunludur…”

Yargıtay 2. HD, E.2009/9435, K.2010/13492, T.06.07.2010
“… Dava konusu taşınmazlar 05.04.2005 tarihinde miras bırakan tarafından oğlu İ’ye kayıtsız şartsız bağışlanmıştır. Miras bırakanın altsoyuna karşılıksız olarak yaptığı bu sağlar arası kazandırma, aksi miras bırakan tarafından açıkça belirtilmediğinden, kural olarak denkleştirmeye tabidir. Bunun aksini ispat etmekle davalı yükümlüdür…”

Yargıtay 2. HD, E.2011/9794, K.2011/12587, T.18.07.2011
“…Miras bırakan tarafından sağlığında eşine yaptığı kazandırma, açıkça denkleştirmeye tabi olduğu belirtilmedikçe kural olarak denkleştirmeye tabi tutulamaz. Davalı eşe yapılan kazandırma TMK m.669/’IIde sayılanlardan değildir. Bu durumda karşılıksız kazandırmanın miras payına mahsuben yapıldığına ve denkleştirmeye tabi olduğunu davacı her türlü delille ispat edebilir…”

Av. Ferdi DEMİR
HBS HUKUK & DANIŞMANLIK BÜROSU

“İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır…”

VİCTOR HUGO