Cinsel İstismar Örnek Savunma Dilekçesi

KONYA … AĞIR CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO : ……….

SSÇ : ………… (T.C ……….)

MÜDAFİİ : Av. Hasan Basri SARI
Feritpaşa Mh. Ulaşbaba Cd. Mustafa Kaya İş Merkezi No 24/301,
Selçuklu/Konya

MAĞDUR : ……….. ( T.C ………..)

SUÇ : Şantaj, Çocuğun cinsel istismarı

KONU : Savunmalarımızın sunulması ile söz konusu isnat edilen suçlardan Müvekkilin yargılama sonucunda Beraatine karar verilmesi talebi hakkındadır.

AÇIKLAMALAR :

Suça Sürüklenen Çocuk Müvekkil …………’a isnat edilen suçlamaları hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. İddianamede müvekkil SSÇ isnat edilen suçlar hiçbir surette işlenmemiştir.
Şöyle ki
Mağdurenin soruşturma aşamasında alınan ifadeleri ve mahkeme huzurundaki beyanları, somut gerçeklikten uzak ve bir çok çelişki barındırmaktadır. Bu çelişkiler sırası ile detaylıca belirtilecektir;

1-)Müvekkil ile mağdure lise arkadaşlarıdır. Mağdure, müvekkilden hoşlanmış ve bu hoşlantısı maalesef ki takıntı boyutuna ulaşmıştır. Mağdure, müvekkilin kendisiyle çıkması için kendisini 16 yaşında olarak göstermiş ve gerçek yaşını daima gizlemiştir. Mağdurenin fiziki görünüşünün de yaş olarak büyük göstermesi müvekkilin hataya düşmesine sebebiyet vermiştir. Mahkeme huzurunda yapılan gözlemlerde de sayın mahkemenizce, mağdurenin fiziki görüntüsünün 16 yaş ile uyumlu olduğu kanaatine varılmıştır. Soruşturma aşamasındaki ifadelerinde, kendisini asla 16 yaşında tanıtmadığını ısrarla savunan mağdure, mahkemeniz huzurunda ‘ …….’ diyerek açıkça ikrar etmiş ve soruşturma aşamasındaki ifade ve isnatlarını kesin bir şekilde çürütmüştür.

Yargıtay Ceza Genel Kurulu Esas 2013/743 Karar :2014/8
“Fail, cinsel ilişkide bulunduğu mağdurenin 15 yaşını doldurmadığı halde, 15 yaşını doldurduğu düşüncesiyle mağdure ile rızasıyla cinsel ilişkide bulunur ve şikayetçi olmayan mağdurenin yaşı konusundaki hatası esaslı, diğer bir ifadeyle kabul edilebilir bir hata olursa, bu takdirde fail 5237 sayılı TCK’nın 30. maddesinin birinci fıkrası uyarınca suçun maddi unsurlarından olan mağdurun yaşına ilişkin bu hatasından yararlanacak, bunun sonucu olarak yüklenen suç açısından kasten hareket etmiş sayılmayacağından ve bu suçun taksirle işlenmesi hali kanunda cezalandırılmadığından 5271 sayılı CMK’ nin 223. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendi
gereğince beraatına karar verilmesi gerekecektir.”

Yargıtay 14. CD, Tarih 10.10.2013, Esas 2012/14876, Karar 2013/10478
“…Diğer sanığın soruşturma ve yargılama evresinde 14 yaş içinde bulunan mağdurenin yaşını 17
olarak bildiğini belirtmesi, mağdurenin fiziksel olarak yaşından büyük gösterdiğinin anlaşılması ve
sanığın mağdurenin gerçek yaşını bildiğine, öbür sanıkların kendisine yaş konusunda bilgi verdiklerine ilişkin kesin ve inandırıcı delil bulunmaması karşısında, sanığın hata kurumundan yararlandırılması ve suçun maddi unsurlarında hataya düştüğü gerekçesi ile beraatine karar verilmesi gerekir.”

2-)Mağdure ile müvekkil yaklaşık ….. bir flört süreci yaşamış , bu süreç içeresinde herhangi bir cinsel birliktelikleri olmamıştır. Müvekkil SSÇ , mağdure ile yaşadıklarını samimi bir şekilde anlatmış, sadece ……açıkça ifade etmiştir. Mağdure bu süreç içerisinde müvekkili birkaç defa eve davet etmiş ve evde görüşmüşlerdir. Aynı evde yalnız olmalarına rağmen cinsel bir birliktelik yaşamamış sadece vakit geçirip eğlenmişlerdir. Müvekkil, ne mağdurun çıplak halini görmüş ne de kendi çıplak halini mağdureye sergilemiştir. Tanık anlatımlarıyla da sabit olduğu üzere mağdure bir defasında arkadaşı …… ile evdeyken müvekkili ve arkadaşlarını eve davet etmiş , eve geldiklerinde ise üstlerine kapıyı kilitlemiş ve anahtarı saklamıştır. Mağdure her ne kadar beyanlarında ‘ …..’ demiş olsa da , bu gerekçe ile anahtarları niye sakladığını anlamak mümkün değildir. İddia edildiği gibi cinsel bir birliktelikleri yaşanmadığı için müvekkilin , mağdureyi tehdit etmesi de söz konusu olmayacaktır. Zira müvekkilin elinde, mağdureyi tehdit edebileceği hiçbir kozu bulunmamaktadır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 02.04.2019 tarihli, 2018/7784 E. ve 2019/8658 K.
“Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurenin aşamalarda değişen çelişkili ve ayrıntı içermeyen yan delille desteklenmeyen beyanları, sanığın suçu inkara yönelik istikrarlı savunmaları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanık savunmasının aksine atılı suçu işlediği hususunda cezalandırılmasına …her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilmediği(…)” hususu bozma sebebi sayılmış, mağdurun kendi içerisinde çelişen beyanlarının ayrıntı içermekten uzak olduğu, olayın gerçekleştiği yer, zaman ve mekanın ayrıntılarıyla açıklanmadığı durumda, mağdurun beyanlarının güvenilir delil olma vasfını yitireceği belirtilmiştir.”

3-) Mağdurenin ifadelerinde yakın arkadaşım olarak belirttiği ……………. , görgüye dayalı herhangi bir bilgisinin olmadığını , olaya dair bilgilerinin sadece mağdureden duydukları ile sınırlı olduğunu açıkça belirtmiştir. Tanık …….. , karakoldaki ifadesinde vermiş olduğu beyanların tutanağa yanlış geçirildiğini, SSÇ ile mağdurenin zorla ilişkiye girdiklerine dair bir bilgisinin olmadığını, mahkeme huzurundaki ifadesinde açıkça belirtmiştir. Ayrıca tanık ……. ifadesinde ‘ ……… (mağdure) bana; ………’ diyerek , müvekkilin kendi ifadeleri ile çeliştiğini açıkça ortaya çıkarmıştır. Zira mağdure, ifadelerinde ………. beyan etmiştir. Mağdurenin ifadesinin doğruluğunu bir an için kabul eder isek, o zaman her şeyini rahatlıkla anlatabildiği yakın arkadaşı ………’ye ne için yalan ve yanlış bilgi verdiğini anlamak oldukça güç olacaktır. Mağdure ……. ifade etmiş ancak herhangi bir ayrıntı belirtmemiştir. Zira söz konusu olayın gerçekliğinin araştırılması için aracın park halindeki konumu, çevrede başka insanların olup olmadığının belirtilmesi son derece önemlidir. Müvekkil, mağdure ile zorla birlikte olmaya çalışırken çevrede mağdurenin bağırarak yardım isteyebileceği hiçimse mi bulunmamaktaydı. Çevrede hiç kimsenin olmadığı bir yere gittiklerini varsayarsak, mağdure ne için tenha ve kimsenin olmadığı bir yere gittiklerini müvekkile hiç sormamıştır. Zira, mağdure yaşı ve olgunluğu gereği, olayları kavrayabilecek yetkinliğe haizdir.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 12.11.2019 tarihli, 2015/9801 E. ve 2019/12380 K. ;
“Sanığın istikrarlı savunmaları ve tüm dosya içeriğine göre, mağdurenin aşamalarda herhangi bir delille desteklenmeyen soyut beyanları dışında sanığın cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek atılı suçlardan beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,” bozma nedeni sayılmıştır.

4-)Mağdure , gerçekleştiğini iddia ettiği fiillerin ve iddia edilen gerçekleşme tarihlerinin üzerinden çok uzun zaman geçtikten sonra şikayetçi olmuş akabinde şikayetini geri çekmiştir. Mevcut durum Yargıtay karalarına da yansımış ve Yargıtay fiilin gerçekleşme tarihinin üzerinden uzun zaman geçtikten sonra şikayet edilmesini mağdurun aleyhinde değerlendirmştir.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 12.01.2015 tarihli, 2014/3031 E. ve 2015/69 K.
“sanık hakkındaki şikâyetin iddia edilen olaydan hemen sonra yapılmaması,”, mağdurun iddialarının güvenilirliğinin sorgulanmasına neden olacaktır. Her somut olayın özellikleri ayrıca değerlendirilmeli, gecikmenin sebebinin makul nedenlerle açıklanıp açıklanamadığı incelenmelidir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 25.10.2016 tarihli, 2015/13 E. ve 2016/387 K.
“mağdurenin cinsel ilişkinin meydana geldiğini belirttiği tarihten 14 ay gibi uzunca bir süre ihbarda(…)” bulunması, iddianın inandırıcılığını zedelediği ifade edilmiştir.

TANIKLARIN BEYANLARI DOĞRULTUSUNDA

Söz konusu olaya tanıklık eden ve ifade veren ……, bizzat görgü tanığı olup , mağdurenin kendisini 16 yaşında diye tanıttığını belirtmiştir. SSÇ mağdureden ayrıldıktan sonra, mağdurenin sürekli kendisinin yanına gelerek ‘………’ dediğine tanıklık etmiştir. Mağdure , SSÇ’ yi takıntı haline getirmiş ve tekrar barışmak için her yolu denemiştir.
Tanıklık eden ve ifade veren ………., bizzat görgü tanığı olup , mağdurenin kendisini 16 yaşında diye tanıttığını belirtmiştir.
Tanıklık eden ve ifade veren ……., bizzat görgü tanığı olup , mağdurenin kendisini 16 yaşında diye tanıttığını belirtmiştir. Mağdurenin sürekli SSÇ’nin sınıfına geldiğini ve kendisini rahatsız ettiğini, SSÇ ‘ yi takıntı haline getirdiğini beyan etmiştir.

ADLİ TIP RAPORU DOĞRULTUSUNDA

Mağdurenin beyanları doğrultusunda yapılan kontroller ve adli tıp raporu sonucunda cinsel bir ilşki yaşadığına dair dış genital organlarında herhangi bir travmatik bulguya rastlanmamıştır. Mağdurenin hymen açıklığının normal bir genişlikte olduğu adli tıp raporuyla sabittir. Mağdurenin anatomikman bakire olması, hymen yapısının yırtılmaksızın duhule müsait olması ve hymenin elastik yapısı her ne kadar cinsel bir birlikteliğin yaşanmadığına kesin delil teşkil etmese de cinsel bir birlikteliğin yaşandığı ve bakireliğin bozulduğu anlamına da gelmemektedir. Aynı şekilde yapılan anal muayenede fiili livataya delalet edecek herhangi bir fizik muayene bulgusu saptanmamıştır.
Yargıtay 14. Ceza Dairesi’nin 05.03.2018 tarihli, 2017/1679 E. ve 2018/1557 K.
“Mağdurelerin aşamalardaki çelişkili anlatımları, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın atılı suçlardan mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekir”. Mağdurun aşamalarda iddialarının çelişmesi, bu beyanların delil olarak inandırıcılığının ve güvenilirliğinin kaybolmasına neden olmaktadır.

MAĞDURENİN BEYANLARINDAKİ BARİZ ÇELİŞKİLER

Mağdure ifadesinde, ….. ve bu durumu arkadaşı ………’in bildiğini ifade etmiştir. Ancak tanık …… , beyanında ‘ …………….’ demiştir. Mağdure verdiği ifade ile samimi arkadaşı …….. anlattıkları arasında açık bir çelişkiye düşmüştür.

Mağdure, beyanlarında kendisi ile flörtleştiği süreçte müvekkilin başka kızlar ile de takıldığını ifade etmiştir. O süreçte müvekkil ile iddia ettiği gibi aralarında bir cinsel ilişki dahi yaşanmamışken , mağdurenin kendisi ile sevgili olduğu halde başka kızlarla takılan bir kişiyi niye hayatında tutmaya davam ettiğini de anlamak oldukça güçtür. Zira aksi hayatın olağan akışına son derece aykırıdır.

Mağdure beyanlarının akabinde , ‘ ……..’ dedi, demiştir. Hemen ardından ….. kendisine …….. cinsel içerikli videosunu attığını ifade etmiştir. Kurulan bu iki cümle arasındaki mantıksızlığı anlamak için ütopik bir hayal dünyasına sahip olması gerektiği aşikardır.

Mağdure CİM de verdiği ifadesinde ”…….. ‘ demiştir.” Olaylar mağdurenin iddia ettiği gibi gelişmiş ise kendisi ile daha önce zorla birlikte olan bir kişiye nasıl olurda ……demiştir . Mağdurenin anlattıkları tamamen somut gerçeklikten uzak , hiçbir mantıksal boyutu olmayan açıklamalardır.

Son olarak önemle belirmek gerekir ki Yargıtay kararlarında da esas alındığı üzere Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan olası kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır!

Yukarıda detaylıca açıklanan gerekçeler ve iddia edilen suçların işlendiğine dair hiçbir somut delilin mevcut olmaması sebebiyle müvekkilin üzerine atılı suçlardan beraat etmesi gerektiği aşikardır. Emsal Yargıtay kararları da işbu dava göz önünde alındığında talebimizi destekler niteliktedir. Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde , müvekkilin beraati talebimiz hasıl olmuştur.

HUKUKİ NEDENLER : Sair mevzuat

NETİCE ve TALEP : Yukarıda arz ve izah edilen veya mahkemece re’sen takdir edilen sebeplerle;

1-) Müvekkilin iddia edilen suçu işlediğine ilişkin olarak hiçbir somut delil bulunmaması ve müvekkilin suçsuz olması sebebiyle BERAATİNE karar verilmesini,
2-) Mahkeme aksi kanaatte ise lehe hükümlerin uygulanmasını ,
vekaleten ve saygıyla arz ve talep ederiz. ….2023

Müdafii Av. Hasan Basri SARI