MAL REJİMİ NEDİR?
Mal rejimi, kural olarak tarafların evlilik birliği içerisindeki edindikleri malvarlığı değerlerinin paylaşımını düzenlemektedir. Zira, evlilik esnasında edinilen mal varlıklarını eşlerin yönetme, yararlanma, bu malların üzerindeki tüm tasarruf haklarının ve mal rejiminin sona ermesi halinde tasfiyesindeki paylaşım hak ve usullerinin ne şekilde olacağına verilen ad, mal rejimidir.
Ülkemizde, 01.01.2002 tarihinde yürürlüğe giren 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu, yasal mal rejimi olarak “edinilmiş mallara katılma rejimi”ni benimsemiş, böylece eski Medeni Kanundaki yasal mal rejimi olarak kabul edilen “mal ayrılığı” rejiminden vazgeçmiştir. TMK. m.202/1’de açıkça mal rejiminin “asıl” rejim olduğu ortaya konmuştur. Buna rağmen eşler anlaşma yapmak suretiyle (mal rejimi sözleşmesiyle), kanunda öngörülen seçimlik mahiyetteki başka bir rejimi seçebilirler.
Medeni Kanunumuzun kabul ettiği seçimlik mal rejimleri ise şöyledir:
- Mal ayrılığı rejimi,
- Paylaşmalı mal ayrılığı,
- Mal ortaklığı.
DİKKAT!!! Mal Rejimi Bakımından Sınırlı Sayı ve Tipe Bağlılık İlkesi Geçerlidir;
Mal rejimleri hukukunda sınırlı sayı ilkesi ve tipe bağlılık ilkesi uygulanır. TMK. m. 202/2 ye göre: “Eşler, mal rejimi sözleşmesiyle kanunda belirlenen diğer rejimlerden birini kabul edebilirler.” TMK. m. 203/c.2’de ise: “Taraflar, istedikleri mal rejimini ancak kanunda yazılı sınırlar içinde seçebilir, kaldırabilir veya değiştirebilirler.” denilmektedir.
Bu kanun maddelerinden de anlaşılacağı üzere, kanunumuzda kural olarak yasal mal rejimi tatbik edilmektedir. Ancak tarafların kanunda belirtilen diğer üç seçimlik mal rejimlerinden birini aralarında yapacakları sözleşme ile kabul etmeleri de mümkündür. Sözleşme ile eşler mal rejimi belirlemezlerse yasal mal rejimi evliliğe tatbik edilecektir.
MAL REJİMİ SÖZLEŞMESİ NE ZAMAN VE NASIL YAPILIR?
Mal rejimi sözleşmesi evlenmeden önce, evlilik sırasında veya evlenmeden sonra yapılabilir.
Eşler mal rejimi sözleşmesi yapmak zorunda değillerdir, seçimlik mal rejimlerinden birini seçmediklerinde aralarında yasa gereği EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ geçerlidir.
TMK. md. 205/1’e göre, “Mal rejimi sözleşmesi, noterde düzenleme veya onaylama şeklinde yapılır. Ancak, taraflar evlenme başvurusu sırasında hangi mal rejimini seçtiklerini yazılı olarak da bildirebilirler.
YASAL MAL REJİMİ / EDİNİLMİŞ MALLARA KATILMA REJİMİ NEDİR?
Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi, Medeni Kanunumuzun 218. Maddesinde düzenlenmiştir. Edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Edinilmiş mallara katılma rejiminin sona ermesi ile her eş diğer eşte bulunan kişisel mallarını geri alacak, eşlerin edinilmiş malları da eşit olarak bölüşülecektir. Edinilmiş malların tasfiyesine ilişkin detaylı açıklamalara aşağıda yer verilmiştir.
Aşağıda sayılanlar, edinilmiş mallara değer olarak eklenir:
- Eşlerden birinin mal rejiminin sona ermesinden önceki bir yıl içinde diğer eşin rızası olmadan, olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmalar,
- Bir eşin mal rejiminin devamı süresince diğer eşin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler. (Dikkat; Davalı eş adına kaydedilmeden doğrudan 3. kişi adına alınan malvarlıkları tasfiyeye dahil edilmektedir.)
Konunun daha anlaşılır olabilmesi için Değer artış payı ve Katılma Alacağının ne olduğuna kısaca değinelim.
Değer Artış Payı Nedir?
Eşlerin evlilik devam ettiği süre içinde birbirlerinin malına yapmış oldukları katkıları mal rejiminin sona ermesinden sonra birbirlerinden talep etmeleri halinde talep edilen bu alacağın adı değer artış payı alacağıdır.
Eşlerden biri diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır.
Katılma Alacağı (Artık Değer) Nedir?
Artık değer, eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır.
YASAL MAL REJİMİ VE MAL GRUPLARI?
Medeni Kanunumuzun yasal mal rejiminde temel ayırım mahiyetinde kabul ettiği malvarlığı gruplarını şöyle ifade etmek mümkündür. Bunlar;
İlki, edinilmiş mallar,
İkincisi, kişisel mallar,
Üçüncüsü, Paylı mülkiyete tabi mallardır.
EŞLERİN EDİNİLMİŞ MALLARI NELERDİR?
Edinilmiş mal, her eşin, mal rejiminin devamı süresince, yani evlilik birliği süresince, karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.
TMK. Md.219’a göre; Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır;
1-Çalışmasının karşılığı olan edinimler,
2-Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,
3-Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,
4-Kişisel mallarının gelirleri,
5-Edinilmiş malların yerine geçen değerler.
KİŞİSEL MALLAR NELERDİR?
Kişisel mallar, paylaşıma tabi olmayan malvarlıklarıdır. Paylaşım dışı kalan kişisel mallar şöyle belirlenmiştir:
1- Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,
2- Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin
sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri,
3- Manevî tazminat alacakları,
4- Kişisel mallar yerine geçen değerler
DİKKAT!!! Yukarıdaki kanun maddesinde belirtildiği üzere, kişisel malların gelirleri; edinilmiş mal mahiyetindedir. Böylelikle, kişisel malların gelirleri de paylaşıma tabi tutulmaktadırlar. Medeni Kanun’un md. 219/f.2,b.4 hükmüne göre kişisel malların gelirleri de edinilmiş mal olarak kabul edilmiştir. Bu hükme göre kişisel malların doğal ya da medeni semere niteliğindeki her türlü geliri edinilmiş maldır. Örneğin, eşlerden birine miras olarak kalan evin kira geliri veya bağın, tarlanın
mahsulü ya da üçüncü bir kişinin yaptığı para bağışının getirdiği faiz geliri, kökeni kişisel mal olmasına rağmen, edinilmiş mal olarak kabul edilmiştir.
DİKKAT;
*Edinilmiş mal, mutlaka edinilmiş mal rejiminin başlangıcından sonuna kadar olan süreç içinde edinilmelidir,
*Mutlaka kazanç karşılığı edinilmelidir (emek de bir karşılıktır),
*Kişisel malların gelirleri de edinilmiş mal kabul edilir,
*Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal kabul edilir.
YASAL MAL REJİMİNİN TASFİYESİ DAVASINDA TALEP EDİLEBİLEN ALACAK KALEMLERİ NELERDİR?
Eşler arasında açılacak mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bir davada şu taleplerde bulunulabilir:
-Nakdi alacaklar (katılma alacağı, değer artış payı alacağı)
-Ayni alacaklar (paylı mülkiyette üstün yarara dayalı talepler, ölüm halinde aile konutu ile ilgili talepler, tarımsal işletmelerin özgülenmesi talepleri)
-Diğer eşte kalan malvarlığının iadesi talepleri
-Mal ayrılığı rejiminden kaynaklı talepler.
YASAL MAL REJİMİ TASFİYESİ DAVASINDA GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME?
*Yasal mal rejiminin tasfiyesi davalarında görevli mahkeme, Aile Mahkemeleridir.
*Eşler veya mirasçılar arasında bir mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda, aşağıdaki mahkemeler yetkilidir:
- Mal rejiminin ölümle sona ermesi durumunda ölenin son yerleşim yeri mahkemesi,
- Boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda, bu davalarda yetkili olan mahkeme,
- Diğer durumlarda davalı eşin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir.
EDİNİLMİŞ MALLARIN HANGİ ANDAKİ DEĞERİ ESAS ALINIR?
*Mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki sürüm değerleriyle hesaba katılırlar.
*Edinilmiş mallara hesapta eklenecek olanların değeri, malın devredildiği tarih esas alınarak hesaplanır.
Dikkat!!! Yargıtay son yıllardaki uygulamasında, eklenecek değer olarak malvarlıklarının devri tarihlerindeki değil tasfiye tarihindeki değeri ile tasfiyeye girmesini kabul etmektedir. Çünkü ülkemizde boşanma davasının açılması ile mal rejiminin tasfiyesi arasında çok uzun yıllar geçmekte ve bu sürelerde taşınmazlar oldukça değer kazanmaktadır.
MAL REJİMİ TASFİYESİNİN BOŞANMA DAVASI İLE BİRLİKTE TALEP EDİLEBİLMESİ HALİ?
Kural olarak yasal mal rejiminin tasfiyesi davalarının, boşanma davalarından ayrı olarak açılması gerekmektedir. Zira, TMK’nın 225. maddesi gereği, açılan boşanma davasında, boşanma kararının kesinleşmesi sonucu, mal rejimi de dava tarihinden itibaren sona ermiş sayılacaktır. Boşanmanın kabulü ve kararın kesinleşmesi, mal rejiminden doğan alacak hakkının muaccel olması için bekletici mesele oluşturur. Bu nedenle uygulamada boşanma davası ile birlikte boşanma dilekçesi içinde yer
alan katılma alacağı talepleri boşanma davasından ayrılarak nisbi harca tabi bir alacak davası olarak davaya devam edilmektedir.
YASAL MAL REJİMİNİN SONA ERMESİ
Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer.
Evlilik;
*Boşanma ile sona ermiş ise, boşanma davasının açıldığı tarihte sona erer.
*Eşlerden birinin ölümü ile sona ermiş ise, ölen eşin ölüm tarihinde sona erer.
*İptal ile sona ermiş ise, iptal davasının açıldığı tarihte sona erer.
*Haklı sebeplerin varlığı halinde hakim kararı ile mal ayrılığı rejimine geçilmiş ise, davanın açıldığı tarihte sona erer.
*Eşlerin başka bir mal rejimini seçmeleri halinde ise sözleşmenin yapıldığı tarihte sona erer.
BOŞANMA DAVASI SONRASI EDİNİLMİŞ MALIN ELDEN ÇIKARILMASI HALİ?
Edinilmiş malların nelerden ibaret olduğu mal rejiminin sona erdiği ana göre tayin edilecektir. Yani boşanma davasının açıldığı an veya ölüm anıdır. Bu sebeple Yargıtay’ın boşanma davasının açılmasından sonra fakat tasfiyeden önce davalı eşin edinilmiş mal niteliğindeki taşınmazların devrine rağmen, tasfiye tarihi itibariyle değerinin artık değer hesabında dikkate alınması gerektiğini kabul ettiğini görmekteyiz.
ANLAŞMALI BOŞANMA PROTOKOLÜ İLE KATILMA ALACAĞINDAN FERAGAT HALİ?
Anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminin tasfiyesine ilişkin hüküm koymaya engel bir yasal düzenleme veya kural yoktur. Ancak protokolde mal rejiminin tasfiyesi, özellikle katılma alacağından feragat açıkça ve anlaşılır şekilde yazılmalıdır. Zira, protokolde yazılan ibarenin ne şekilde yorumlanacağı ciddi manada önem arz etmektedir.
Örneğin, “maddi ve manevi hiçbir talepte bulunmayacağız” ifadesi yeterli değildir. Yine, “her türlü maddi (parasal) şahsi eşyalarımız karşılıklı olarak aldık ve bu konuda birbirimizden alacağımız bulunmamaktadır” yazılması yeterli değildir. Buna karşın örneğin, “maddi ve manevi tazminatlar da dahil hiçbir parasal talepte bulunulmayacaktır” ifadesi yeterli olacaktır.
ZİNA veya HAYATA KAST SEBEBİYLE BOŞANMA HALİNDE KATILMA ALACAĞI DURUMU?
Zina veya hayata kast sebebiyle tarafların boşanması halinde, Medeni kanunumuza göre; hakime, zina ve hayata kast halinde hakime katılma alacağını indirme veya tamamen ortadan kaldırma yönünde takdir
hakkı tanımıştır.
Hayata kast veya zina gibi evlilik birliğine paramparça eden, böylelikle ağır kusurlu davranan eşin katılma alacağı almasının “hakkaniyet” duygusunu ağır surette ihlal ettiği hallerde hakime bu adaletsizliği önleme yetkisi veren hükmün amacı, eşler arasındaki hakkaniyeti adil şekilde tesis etmektir.