KONYA NÖBETÇİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNE
DAVACI :
VEKİLİ : Av. Hasan Basri Sarı
Feritpaşa Mh. Ulaşbaba Cd. Mustafa Kaya İş Merkezi No 24/ 301, Selçuklu/Konya
DAVALI : …..
Elektronik Tebligat Adresi : ………
KONU : Müvekkilin Haksız yere ihraç edilmesi sebebiyle ödediği aidatların ve kendisine verilmesi gereken taşınmaz mülkiyetinin kaybından kaynaklı olarak açacağımız alacak davasıdır.
AÇIKLAMALAR :
Müvekkil ……….., davalı ……… ÜYESİDİR. Müvekkil bu kooperatife üyeliğinden kaynaklı olarak yıllarca aidat ödemesi yapmış ve bu üyelik sebebiyle sahip olduğu bir dükkanı bulunmaktadır.
Müvekkil hakkında …… tarihinde alınan genel kurul kararı ile müvekkil, “…….” kooperatif üyeliğinden ihraç edilmiştir. Müvekkil işbu ihraç kararı üzerine ……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin……. E. Numaralı dosyası kapsamında dava açmış ve açtığı dava neticesinde, “……….. ” şeklinde hüküm kurulmuştur. İşbu dosya kapsamında müvekkil mahkeme kararı ile sabit olmak üzere davalı kooperatifin üyesidir. İş bu mahkeme kararıyla , müvekkilin haksız bir şekilde kooperatiften çıkarılmasının engellenmiştir. İş bu karar neticesinde müvekkilin üyeliği devam etmiştir.
İş bu mahkeme kararına rağmen müvekkil tekrar haksız ve hukuksuz bir şekilde üyelikten çıkarılmıştır. Müvekkile tebligat yapılmaması nedeniyle iş bu ihraç tarihi ve ihraç nedeni tarafımızca bilinmemektedir. Koop. K. m.16 gereği çıkarılma kararı noter kanalıyla tebliğ edilmelidir. Aksi halde usulsüz tebligat hükümleri uygulanır ve çıkarılma işlemi geçersiz sayılır. İş bu çıkarılma neticesinde ne noter aracılığıyla ne de diğer tebliğ kanaları ile herhangi bir tebliğ yapılmamıştır. Bu nedenledir ki müvekkilin üyeliği usulen ve hukuken devam etmelidir. Ancak genel kurul tarafından haksız şekilde alınan çıkarılma kararı nedeniyle, müvekkilin sahip olduğu taşınmaz sebebi ile ihraç kararından önce mevcut taşınmazdan kira geliri bulunmakta iken ihraç kararının ardından bu gelirden mahrum kalmıştır. Müvekkil hakkında ifa ettiği aidat borçlarının yeniden tahsili amaçlı olarak haksız şekilde gönderilen ihtarnameye müvekkilin borcun hangi aylara ve neye binaen istendiğini belirtir cevap dilekçesine de herhangi bir cevap vermeyen davalı kooperatif, müvekkili haksız şekilde ihraç ederek sahibi olduğu taşınmaz başkalarına devretmiştir. Müvekkil yıllarca ödeme yaptığı taşınmazdan ve taşınmaza bağlı kira gelirlerinden mahrum kalmıştır.
Yargıtay da vermiş olduğu Emsal bir kararda ;
“…Somut olayda, dosyada 1. ihtarname ve tebliğ şerhi bulunmamaktadır. İhraç kararına dayanak yapılan ikinci ihtarnamede de yukarıda belirtilen şekilde açıklık bulunmamakta, 400,00 TL ana para borcunun 1 ay içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği anlaşılmaktadır. Davacının hangi ay için ne kadar borçlu bulunduğu ayrı ayrı ve açık bir şekilde belirtilmediğinden, hangi ayların aidatın istendiği, talep edilen aylara ilişkin aidat alacağı ödemesinin 30 gün gecikmiş olduğu tespit edilememektedir. Bu durumda mahkemece, birinci ihtarname sunulmadığından, ikinci ihtarnamede ise hangi aylara ait aidat borcunun istendiği hususu denetlenemediğinden davacının usulüne uygun olmayan ihtarnamelerle temerrüde düştüğü kabul edilerek ihraç kararı verilemeyeceği gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddi ve istinaf başvurusunun esastan reddi kararı doğru olmamış, istinaf mahkemesi kararı kaldırılarak ilk derece mahkemesi kararının bozulması uygun görülmüştür.” (Y. 15. HD., T. 18.03.2021, E. 2021/653, K. 2021/1007) şeklinde hüküm kurulmuştur.
Müvekkil hakkında verilen haksız ihraç kararının iptalinden sonra müvekkile taşınmazdan kaynaklı herhangi bir ödeme yapılmamıştır. Müvekkil yıllarca kooperatife üye olmasına ve taşınmazın mülkiyetin taşınmazını üzerine almasına hak kazanmasına rağmen müvekkile tapuda devir yapılmadığı gibi müvekkile aidat adı altında ekstra ödemeler çıkarılmıştır. Müvekkil üyeliği devam ettiği süreçlerde kendisine yükletilen ekstra ücretler dahil ödemesi gereken bütün ücretleri eksiksiz ödemesine rağmen haksız bir şekilde hiçbir geçerli neden gösterilmeden kooperatiften ihraç edilmiştir. Müvekkil hakkında alınan haksız ihraç kararı……. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ……. E. Numaralı dosyası kapsamında iptal edilmiştir. Müvekkilin dükkan için ödediği meblağlar ve aidatlar ise kendisine iade edilmemiştir.
Kooperatif ortaklığından çıkan veya çıkarılan kişilerin kooperatifteki birikmiş ödemelerinin geri verilmesi konusunda “alacak davası” açmaları için öncelikle alacağın vadesinin dolmuş olması gerekir. Bu süre kooperatif ana sözleşmesine göre o yılın bilanço tarihinden başlayarak 1 aydır.
Bilanço tarihi, bilançonun genel kurulca görüşülerek onandığı tarihtir.
Faiz istenebilmesi için, kooperatiften iade isteminde bulunarak kooperatifin direnime düşürülmesi gerekir.
Bilançonun görüşüldüğü genel kurul tarihinden başlayarak bir ay geçmeden ödeme isteğinde bulunulması durumunda istek kabul edilmeyebilir. Ancak bu istek ilgiliye vade tarihinden başlayarak yasal faiz isteme hakkı verecektir. Geç ödemede uygulanacak faiz türü, yasal faizdir. İade edilecek miktar ilgilinin ödediği paradır. Bu miktardan bilançoda yer alan geçmiş yıllar gideri ile dönem gider fazlası toplamının ortak sayısına bölünmesi suretiyle hesaplanan miktar düşülebilir. İadede genel kurul kararı olmadan bir artırım yapılamaz.
Müvekkil ……. yılında kooperatiften aldığı dükkanın tapu devrinin yapılmaması ve haksız ihracı sebebi ile kira gelirinden mahrum kalmıştır. Ayrıca önemle belirtmek gerekir ki …….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin……… E. Numaralı dosyası kapsamında müvekkil verilen haksız ihraç kararını iptal ettirdikten sonra kooperatif genel kurulunda alınan haksız bir kararla müvekkilin yeniden ihracına karar verilmiştir. Karar ise müvekkile tebliğ edilmemiştir. Koop. K. m.16 gereği tebligatın noter vasıtasıyla yapılması gerektiğinden usulsüz tebligat hükümleri uygulanmalıdır. Bu sebeple mahkemenin iade kararının ardından alınan ihraç kararı da haksız ve usulsüzdür. Koop. K. 16. maddesinde yapılan değişiklikler ile “Kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebepler anasözleşmede açıkça gösterilir. Ortaklar anasözleşmede açıkça gösterilmeyen sebeplerle ortaklıktan çıkarılamazlar” hükmüne ver verilmiştir. İş bu madde değişikliği neticesinde ortakların haklı sebeple üyelikten çıkarılmaları engellenmiştir. Zira Koop. K. m. 16/1 gereğince kooperatif ortaklığından çıkarılmayı gerektiren sebeplerin, anasözleşmede “açıkça” gösterilmesi zorunludur. yapılan değişikliğin ardından, ortağın anasözleşmede öngörülmeyen bir sebeple (ki bu sebep, haklı bir sebep olsa dahi) ortaklıktan çıkarılması artık mümkün değildir. Üyelikten çıkarma mutlaka ana sözleşmede açıkça belirtilen bir sebepten kaynaklanmalıdır. Çıkarma sebebi anasözleşmede düzenlenmeyen bir nedene dayanıyorsa, Kanun’un mutlak emredici şekilde düzenlemiş olduğu hükme bir aykırılık söz konusu olacaktır (KoopK m. 16/1, c. 2). Bu ihtimalde, ortada şeklen var olarak görülen bu karar, emredici hükme aykırılık nedeniyle batıl olacak ve baştan itibaren geçersiz kabul edilecektir. İşbu sebeplerle müvekkil hakkında verilen haksız ihraç kararına binaen müvekkilin yaptığı ödemelerin iade edilmemesi ve akabinde taşınmazın kira gelirinden mahrum kalması sebebiyle işbu alacak davamızı ikame etme zorunluluğumuz hasıl olmuştur.
Koop. K. hükümleri gereği ortaklık sıfatı ancak çıkarma kararının kesinleşmesi ile birlikte sona erecek; ayrılma payını ve anasözleşme ile öngörülmüşse diğer haklarını alma hakkı elde eden ortağın şirketle olan bağı ortadan kalkacaktır. Ancak kararın kesinleşmesi için gerekli olan üç aylık süre, kararın ihraç edilen kişiye noter aracılığıyla tebliğinden itibaren işlemeye başlayacaktır. Bu nedenledir ki ihraç kararı, çıkarılan ortağa usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediği sürece, üç aylık hak düşürücü sürenin de işlemeye başlamaması gerekir. İhraç kararı, çıkarılan ortağa noter aracılığıyla tebliğ edilmelidir. Önemle belirtmek gerekir ki noter vasıtasıyla tebliğ , ispat şartı değil, geçerlilik şartıdır. Kooperatiften çıkarılan ortak , ayrılma payını alarak şirketten ayrılacaktır ve bu pay, her hâlükârda pay sahibinin sermayeye katılma borcu için ödemiş olduğu bedele ve mevduata tekabül etmelidir. Çıkarılan ortak, anasözleşmede öngörülen sebep gerçekleşmediği halde hakkında çıkarma kararı alınan şirketten, bundan kaynaklı uğradığı zararı varsa, TAZMİNAT davası açma hakkına da sahiptir.
Koop. K. m. 16 kapsamında açılan işbu davada, anasözleşmede öngörülen sebepler müvekkilin şahsında gerçekleşmediği gibi Kanun’da öngörülen çıkarma prosedürüne de hiçbir şekilde uyulmamıştır. Yargıtay kararlarında da bariz şekilde görüldüğü üzere , aksini ispat yükümlülüğü , davalı kooperatif şirket üzerindedir.
Başka bir Emsal Yargıtay Kararında ;
“Davacı vekili, davalıların müvekkilinin üyesi bulunduğu kooperatifin yönetim kurulu üyeleri ve müdürü olduklarını, kooperatifin yapmış olduğu inşaatların 36 ayda bitirileceğine ilişkin taahhüdü olmasına rağmen süresinde inşaatların bitirilmediğini, bu nedenle müvekkilinin kira gelirinden yoksun kaldığını ileri sürerek, şimdilik 6.000.- YTL’nin davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili, davacıya herhangi bir taahhüdün olmadığını ve yönetim kurulu üyesi olan müvekkillerinin genel kurullarda ibra edildiklerini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesinde “bu kanunda aksine açıklama olmayan hususlarda Türk Ticaret Kanunu’ndaki anonim şirketlere ait hükümler uygulanır” denilmektedir. Dava dilekçesinde, kooperatifin yapmış olduğu inşaatların davalılar tarafından kasten bitirilmediği ve dairelerin teslim edilmediği, bu nedenle kira kaybının oluştuğu iddia edilerek, davalıların sorumlu olduğu belirtilmiş olup, dava kooperatif adına değil ortaklık sıfatına dayanılarak açılmış ve davacı tazminatın kendisine ödenmesini istemiştir. Bu itibarla, temyize konu davanın TTK’nun 341. maddesine dayalı sorumluluk davası olmayıp 336/5. maddesine dayalı tazminat davası olduğu kuşkusuzdur.
Ayrıca, davacı tarafından aynı konumda olan bir kısım üyelere tahsis edilen dairelerin tapularının devredildiği halde kendisine tahsis edilen dairenin tapusunun verilmediği ileri sürülmüş olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. madde hükmünde yazılı eşitlik ilkesi gereğince, tüm ortaklara daire tesliminin aynı tarihte yapılması gerekmektedir.
Bu itibarla mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar göz önüne alınıp, 1163 S.K.’nun 62. maddesine uygun bir şekilde ve yöneticilerin şahıslarına karşı açılan bu davada, davacı ile aynı konumda olan diğer ortaklara dairelerin teslim edilip edilmediği araştırılarak ve şayet teslim edildi ise, davacıya dairenin teslim edilmemesinin davacının zararına neden olduğu kabul edilerek, oluşacak sonuca göre bir hüküm verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın niteliğinde hataya düşülerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir (11. HD. 14.10.2008, 8214/11160).
Kooperatif üyesi olan davacı, dairelerin zamanında teslim edilmediği iddiasıyla kooperatif yöneticilerinden yoksun kaldığı kira gelirinin tahsilini talep etmiştir. Dosya kapsamından davacının, bir kısım üyelere tapu verilmesine rağmen kendisine tapu verilmediğini iddia ettiği anlaşılmaktadır. Eşitlik ilkesi uyarınca, tüm ortaklara daire tesliminin aynı anda yapılması gerekir. Davacı ile aynı konumda olan diğer ortaklara daire teslim edilip edilmediği araştırılmalıdır. İddia edildiği gibi teslim varsa, davacının zarara uğradığının kabulünün gerektiği Yukarıda esas numarası belirtilen yargıtay kararı ile sabittir.
Müvekkilin bir zamanlar kira geliri elde ettiği taşınmazdan ve taşınmaz gelirinden haksız ihraç kararı ile kooperatif üyeliğinden çıkarılan müvekkil daha sonrasında açtığı dava ile haksız ihraç kararını iptal ettirmiştir. Bu süreç zarfında taşınmaza ait kira gelirlerinden tamamen mahrum olan müvekkil daha sonrasında kooperatif tarafından yeniden haksız şekilde ihraç edilmiştir. İşbu ihraç kararı ise usulüne uygun tebliğ edilmemesi sebebi ile müvekkilin bilgisi dışındadır. Müvekkilin mahrum kaldığı kira gelirleri ve haksız ihraç sebepleriyle davalı kooperatif doğrudan sorumludur.
HUKUKİ SEBEPLER : TMK,HMK,KOOPERATİFLER KANUNU SAİR ALAKADAR MEVZUAT
HUKUKİ DELİLLER : Tanık, Kooperatifte bulunan müvekkilin üyelik ve taşınmaz bilgilerinin tamamı ( celbi talep olunur.), ………. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …….. E. Numaralı dosyası ( celbi talep olunur), Keşif, Bilirkişi, yemin isticvap sair her türlü hukuki delil..
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz edilen ve re’sen değerlendirilecek sebeplerle ;
Müvekkilin taşınmaz üyeliği kapsamında mahrum kaldığı kira bedeli sebebiyle fazlaya ilişkin her türlü hakkımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik …….. TL tazminatın davalı kooperatiften alınarak müvekkile verilmesine,
Davalı kooperatifin mahkeme kararına rağmen haksız bir şekilde davacı müvekkili üyelikten çıkarma işleminin iptali ve bu süreçte müvekkilin mahrum kaldığı kira bedelinin müvekkile ödenmesi , mahkemeniz hakimliği üyelikten çıkarma işleminin iptaline ilişkin kararın iptali konusunda aksi kanaatte ise müvekkil tarafından ödenen ücretlerin tamamının faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine karar verilmesini,
Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep ederiz.
DAVACI VEKİLİ
AV.HASAN BASRİ SARI