Ortaklığın giderilmesi davası, bir taşınır veya taşınmaza birlikte malik olan kişilerin o malı anlaşarak paylaşamamaları nedeniyle paydaşlardan birinin dava açarak, malın paylaştırılmasını istediği davadır.

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI

İZALE-İ ŞUYU (ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ) DAVASI NEDİR? Ortaklığın giderilmesi davası, birlikte mülkiyetin sona erdirilmesine ilişkindir. Bu dava neticesinde birden çok malik, birlikte sahip oldukları mülkiyet hakkını sona erdirerek ferdi mülkiyete geçerler. Bu dava neticesinde, elbirliği mülkiyetinde ortakların; paylı mülkiyette ise paydaşların, doğrudan ve tek başına mülkiyet hakları doğar. İzale-i şuyu davası bir diğer adıyla ortaklığın giderilmesi davası, taşınır veya taşınmaz üzerinde birlikte mülkiyet çeşitlerinden olan paylı mülkiyet ya da elbirliği mülkiyetin mevcut olması durumunda ortaklar arasında paydaşlığa son verilmesi ile kişisel mülkiyet tesis edilmesini sağlamaya yönelik dava türüdür.

MÜLKİYET TÜRLERİ ve ORTAK MÜLKİYET ?
Tek kişi mülkiyeti, diğer adıyla kişisel mülkiyet, bir mal üzerinde bulunan mülkiyet hakkının yalnızca tek bir kişiye ait olmasını ifade eder. Yani tek malik vardır.
Birlikte mülkiyet ise, birden fazla kişinin aynı eşya üzerinde aynı anda birlikte mülkiyet hakkına sahip olmasıdır. Bu mülkiyet türünde mülkiyet hakkına aynı anda birden fazla kişi sahiptir. Medeni Kanunda birlikte mülkiyet ikiye ayrılmıştır. Birden fazla kişi bir eşya üzerindeki mülkiyet hakkında belirli oranlarda pay sahibi ise paylı mülkiyet; yine birden fazla kişi aralarındaki ortaklık nedeniyle bir eşyaya belirli oranlar ve paylar olmadan ortak bir şekilde malik ise elbirliği mülkiyeti söz konusu olur. Elbirliği mülkiyeti ancak kanunun öngördüğü hallerde veya kanunun düzenlediği sözleşmeler dolayısıyla oluşabilmektedir.

Elbirliği Mülkiyet Halleri;
-Miras Ortaklığı
-Adi Şirket
-Genel Mal Ortaklığı
-Aile Malları Ortaklığı

Elbirliği Mülkiyetinin Sona Erme Halleri;
TMK md.703′ de düzenlenmiştir. Buna göre; elbirliği mülkiyeti, 1-malın devri, 2-topluluğun dağılması veya 3-paylı mülkiyete geçilmesi ile sona erer. Görüldüğü üzere kanun, bu üç durumda elbirliği mülkiyetinin sona ereceğini düzenlemiştir. Ancak bunların dışında eşyanın tamamen yok olması ve kamulaştırma gibi durumlarda da elbirliği mülkiyeti sona erer.

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI ?
Ortaklığın giderilmesi davası, bir taşınır veya taşınmaza birlikte malik olan kişilerin o malı anlaşarak paylaşamamaları nedeniyle paydaşlardan birinin dava açarak, malın paylaştırılmasını istediği davadır. Ortaklığın giderilmesi davası, hukuki dayanağını TMK’nın 698. Maddesi ve devamındaki hükümlerden almaktadır.
Paylaşma istemi
Madde 698- Hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. Paylaşmayı isteme hakkı, hukukî bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmî şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir. Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz.
Paylaşma biçimi
Madde 699- Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak
bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir. Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi hâlinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir. Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.

Paydaşlar paylı mülkiyeti sona erdirmek ve fiilen de malı paylaşmaya karar verdiklerinde bunu iki şekilde yapabilirler. Tüm paydaşlar oybirliği ile anlaşıp malı paylaşırlarsa rızai paylaşma söz konusu olur. Ancak anlaşma sağlanamazsa paydaşlardan en az birinin dava açması yoluyla da paylaşma gerçekleşecektir. Buna da kazai paylaşma denir. Bu durumda ortaklığın giderilmesi davası açılır ve aynen paylaşma (taksim), paraya çevirme yoluyla paylaşma (nakden taksim) veya kat mülkiyetine çevirme yoluyla paylaşma yapılır.

Rızai Paylaşımda ; Paydaşlar kendi aralarında anlaşarak bir paylaşma sözleşmesi ile ortaklık konusu malı
aralarında paylaştırırlar. Ancak bunun için tüm paydaşların oybirliği ile karar alması mecburidir.

Kazai Paylaşımda ise ; Paylı mülkiyetin giderilmesi hususunda paydaşlar aralarında anlaşmış ve bir paylaşma sözleşmesi yapmışlarsa kazai paylaşmaya gerek yoktur. Ancak paydaşların anlaşamadıkları
durumunda paylı mülkiyet, ortaklığın giderilmesi davası yoluyla sona erdirilir. TMK md. 698’e göre; hukukî bir işlem uyarıncaya da paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması nedeniyle paylı
mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir. Yani her bir paydaşın, ortak mülkiyetin sona erdirilmesini isteme hakkı vardır.

Aynen Paylaşma (Taksim) ;
Aynen paylaşma, paylaşılmak istenen malın fiziki anlamda birden çok parçaya bölünerek ayrılması ve ayrılan parçaların paydaşlara payları oranında özgülenerek tek kişi mülkiyeti kurulması halidir. Böylece kişi tek başına malik olur.

Paraya Çevirme Yoluyla Paylaşma (Nakden Taksim) ;
TMK md.699/3’e göre; bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur. Eğer aynen bölünme mümkün değilse, yapılacak olan satış açık artırma yoluyla yapılır.

Kat Mülkiyetine Çevirme Yoluyla Paylaşma ;
KMK m.10/7’ye göre; kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi davalarında, mirasçılardan ya da ortak maliklerden biri, taksimin, kat mülkiyeti kurulması
ve bağımsız bölümlerin tahsisi suretiyle yapılmasını isterse, hakim, o taşınmazın mülkiyetinin, kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı tahsisine karar verebilir .

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİNİN İSTENEMEYECEĞİ HALLER ?
1-) Paylı Malın Sürekli Bir Amaca Özgülenmiş Olması;
TMK md.698/1’de; ‘’Hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir.’’ Şeklinde bir düzenleme yer almaktadır. Bu düzenlemeden anlaşılacağı üzere, üzerinde paylı mülkiyet bulunan şey sürekli bir amaca özgülenmiş ise paylaşma istenemez. Buna örnek olarak genellikle iki taşınmazı birbirinden ayıran çit, duvar, yol ve kuyu gibi örnekler verilebilir.

2-) Sözleşme ile Sınırlandırma ;
TMK md.698/1’e göre paylaşmanın istenemeyeceği bir diğer hal de paydaşların anlaşmasıdır. Ancak; paydaşların paylaşma isteme hakkının aralarında yapacakları bir sözleşme ile en fazla 10 yıla kadar sınırlayabilirler. Bu sözleşme için de paydaşların oybirliği ile karar almaları gerekir.

3-) Uygun Olmayan Zaman ;
TMK md.698/3’de; ‘’Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz.’’ düzenlemesi yer alır. Örneğin; pamuk üretiminin yoğun bir şekilde icra edildiği Bergama’da pamuklar, pamuk tarlalarından, birden fazla kimsenin malik olduğu (üzerinde paylı mülkiyet bulunan) pamuk toplama makineleri ile
toplanmaktadır. Bu makinenin hasat zamanı olan sonbaharda paylaşılması talebi, uygun olmayan zaman kavramı ile karşılaşacak ve paylaşma istenemeyecek, istense dahi reddedilecektir.

4-) Kat Mülkiyetinden Kaynaklı Sınırlama ;
Kat Mülkiyeti Kanunu md.7’de açık bir şekilde; kat mülkiyetine ya da kat irtifakına tabi olan gayrimenkulde ortaklığın giderilmesi istenemez denmektedir. Bu durumda arsa üzerinde oluşacak paylar dolayısıyla ortaklığın giderilmesi istenemeyecektir. Bu durum, zemini oluşturan arsanın yanı sıra, ortak kullanıma ayrılmış otopark, bahçe, havuz gibi eklentileri de kapsayacaktır.

PAYLAŞMA DURUMUNDA İNTİFA HAKKI SAHİBİNİN DURUMU NE OLUR ?
TMK md.700’de; ‘’Bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması hâlinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder’’ şeklinde bir düzenleme yer almaktadır. Buna göre; intifa hakkı; ortaklık giderilince sona ermez. Paya düşen bedel üzerinde devam eder.

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINDA GÖREVLİ ve YETKİLİ MAHKEME ?
Ortaklığın giderilmesi davasında görevli mahkeme, sulh hukuk mahkemeleridir.
Yetkili mahkeme ise genel yetki kurallarına göre belirlenir. Ancak Taşınmazlara ilişkin olarak
açılacak ortaklığın giderilmesi davasında, taşınmazın bulunduğu yer sulh hukuk mahkemesi
kesin yetkilidir.

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINDA DAVACI KİMDİR ?
Türk Medeni Kanunu madde 698/1’e göre, paydaşlardan her biri malın paylaştırılmasını isteyebilir. Kanundan da belirtildiği üzere, ortaklığın giderilmesi davasında, dava açma hakkı tüm paydaşlara aittir. Davanın tek bir paydaş veya ortak tarafından da açılabilir oluşu göz önünde bulundurulduğunda, davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı olmadığı anlaşılmaktadır. Birden çok paydaş veya ortağın birlikte diğerlerine karşı bu davayı açması durumunda aralarındaki ilişki ihtiyari dava arkadaşlığıdır.

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINDA DAVALI KİMDİR ?
Bu davanın davalısı, paylaşmaya yanaşmayan veya paylaşma konusunda anlaşılamayan paydaş veya ortaklardır. Bunlarda birden çok kişi olabilir. Davanın tüm paydaşlara veya ortaklara yönlendirilmesi ise zorunludur. Zira davalı paydaşların veya ortakların arasında mecburi dava arkadaşlığı ardır ve davanın sonucundan hepsi etkilenecektir.

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINDA BEKLETİCİ MESELE YAPILAN HALLER ?
Ortaklığın giderilmesi davası açıldığında bazı durumlarda bekletici mesele söz konusu olabilmektedir. Bu durumların ilki, ortaklığın giderilmesi istenen taşınır ya da taşınmaza ilişkin olarak mülkiyet konusun ihtilaflı olmasıdır. Bu gibi durumlarda Sulh Hukuk Mahkemesi, taraflara Asliye Hukuk Mahkemesi’nde ihtilafın konusuna göre mülkiyet hakkına ilişkin olarak dava açması için süre verir. Belirlenen süre
içerisinde dava açılmaz ise, ortaklığın giderilmesi davası da reddedilir.

İkinci durum ise , Ortak ve paydaşlar arasında ceninin bulunması halindir. Bu durumda da , çocuğun doğumuna kadar dava bekletilecek ve doğumundan sonra velisi veya vasisi vasıtasıyla dava
neticelendirilecektir. Zira taraf teşkilinin sağlanması gerekir.

ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASINDA ARABULUCULUK ?
Ülkemizde 01.09.2023 tarihinde yapılan kanun değişiklikleri neticesinde Ortaklığın giderilmesi davası, zorunlu arabuluculuğa tabi hale gelmiştir. Bir dava şartı olan arabuluculuğa gidilmeden ortaklığın giderilmesi davası açılması halinde, dava şartı eksikliğinden dava reddedilecektir.

EMSAL YARGITAY KARARLARI

YARGITAY ONDÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ, Esas: 2018/2775, Karar: 2019/710, Tarih:23.01.2019
“Dava konusu taşınmaz hakkında tapu iptali ve tescil davası bulunması halinde bu davaların sonunda pay ve paydaş durumu değişebileceğinden ortaklığın giderilmesi davasının sonucu da etkilenecektir. Bu nedenle, açılan tapu iptali ve tescil davaları 6100 sayılı HMK’nın 165/1. maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerekir.”

YARGITAY ALTINCI HUKUK DAİRESİ, Esas: 2001/2856, Karar: 2001/3036, Tarih: 16.04.2001
“Ortaklığın giderilmesi davalarında davanın paydaşlardan bir veya birkaçı tarafından kendileri dışında kalan tüm paydaşlar aleyhine açılması zorunludur. Zira paydaşlar arasında mecburi dava arkadaşlığı ilişkisi vardır. Bu itibarla iştirakli ortaklardan birinin murisine ait payın ortaklığın giderilmesi istemine ilişkin bir dava dinlenilemez. Alacaklının tetkik merciinden aldığı yetkiye dayanarak açmış olduğu ortaklığın giderilmesi davasında da aynı kurallar uygulanır. Bu halde bir anlamda alacaklı borçlu yerine kaim olarak bir maldaki ortaklığın giderilmesini istemek durumundadır. Alacaklının açmış olduğu ortaklığın giderilmesi davasında tüm paydaşların davaya girmeleri incelemenin malın bütünü hakkında yapılması ve taşınmazın tamamı hakkında hüküm kurulması gerekir. Mahkemece taksime karar verilirse borçluya isabet eden kısım icraca satılarak borç ödenir. Satışına karar verilmesi halinde borçlunun payına düşen paradan borca yeter miktarı icra dosyasına yatırılır.”

YARGITAY SEKİZİNCİ HUKUK DAİRESİ, Esas: 2013/17562, Karar: 2014/5883, Tarih: 01.04.2014
“Ortaklığın giderilmesi davasında, bu davanın davacısı E.’ye muhdesatın aidiyetinin tesbiti bakımından süre ve imkan verilmemiş olması gözetildiğinde taşınmazların muhdesatlarla birlikte satılması halinde satın alacak kişinin muhdesatlar üzerinde de hak sahibi olacağı, muhdesatta hak sahibi olduğunu iddia eden E. aleyhine elatmanın önlenmesi ve kal davası açarak taşınmazdan el çektirme ihtimali dikkate alınarak eldeki davayı açmakta davacı E.’nin hukuki yararının olduğunun kabulü gerekir. Ortaklığın giderilmesi davası kesinleşmiş olsa dahi satış aşamasında da açılabileceği gibi satıştan sonra da önce tespit davası açılarak olumlu karar alındıktan sonra diğer paydaşlara karşı eda davası niteliğindeki alacak (rücu) davasının açılması da mümkündür. Bu konuda kanuni bir engel bulunmamaktadır. Aksi halde hakkın özünün ortadan kalkması söz konusu olacaktır.”

İyi olmak kolaydır. Zor olan adil olmaktır..

VİCTOR HUGO