KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ (TCK m. 116)
KONUT DOKUNULMAZLIĞININ İHLALİ NEDİR ?
Konut dokunulmazlığının ihlali, kişinin kendisine özgü barış ve sükununu ve yuvasındaki yaşamının sulh ve selametle cereyanı için var olması gerekli güvenlik duygusunun sarsılmasını ifade etmektedir. Bireylere karşı işlenen ve aynı zamanda onların muhtaç oldukları güvenlik ve sükunu ihlal eyleyen bu fiillerin, hürriyete karşı işlenen suçlar arasında bir suç olarak tanımlanması uygun görülmüştür.
Konut Dokunulmazlığı kişinin, özel yaşam alanı olan ve bu itibarla mekan kavramıyla bağlantılı olarak dışarıya karşı korunan Konut’un içerisinde huzur ve güven duygusuyla yaşamını sürdürme hakkı olarak tanımlanmalıdır. Bu hak yalnızca mülkiyet ekseninden değil öncelikle özel yaşamın gizliliği ve özel yaşama saygı çerçevesinde değerlendirilmesi zaruri bir haktır. Bu sebeple konut kişi özgürlüğünün temel taşlarından biri olup, korunması ve dokunulmazlığına müdahalenin önlenip cezalandırılması devletin temel ödevlerinden biridir.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin 12nci maddesinde şöyle denmektedir:
“Hiç kimse özel hayatı, ailesi, meskeni veya yazışması hususlarında keyfi karışmalara, şeref ve şöhretine karşı tecavüzlere maruz bırakılamaz. Herkesin bu karışma ve tecavüzlere karşı kanun ile korunmaya hakkı vardır.”
Madde-116
(1) Bir kimsenin konutuna, konutunun eklentilerine rızasına aykırı olarak giren veya rıza ile girdikten sonra buradan çıkmayan kişi, mağdurun şikayeti üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Birinci fıkra kapsamına giren fiillerin, açık bir rızaya gerek duyulmaksızın girilmesi mutat olan yerler dışında kalan işyerleri ve eklentileri hakkında işlenmesi hâlinde, mağdurun şikâyeti üzerine altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(3) Evlilik birliğinde aile bireylerinden ya da konutun veya işyerinin birden fazla kişi tarafından ortak kullanılması durumunda, bu kişilerden birinin rızası varsa, yukarıdaki fıkralar hükümleri uygulanmaz. Ancak bunun için rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik olması gerekir.
(4) Fiilin, cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi halinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
FİİL
Konut dokunulmazlığını ihlal suçunda yasaklanan fiil; failin kendisini oradan çıkartmak hakkına sahip olan birinin rızasına aykırı olarak konutuna veya konutun eklentisine (yada işyeri veya eklentisine) girmesi veya rıza ile girdikten sonra çıkmaması olarak tanımlanmış, böylelikle söz konusu hareketlerden
birinin yapılması ile suç gerçekleşeceğinden, konut dokunulmazlığını ihlal de seçimlik hareketli bir suç olarak metinde tanımlanmıştır.
FAİL
Kanunun bir suçun işlenmesi için failin belirli bir hukuki veya fiili bir durumda bulunmasını, belirli nitelikleri taşımasını şart koştuğu durumlarda özgü/mahsus suçtan bahsedilir. Konut dokunulmazlığının ihlali bu anlamda “Özgü Suç” olmadığından herkes tarafından işlenebilir fail herkes olabilir.
Aile fertleri aynı konutta birlikte yaşıyorlarsa, bu konut dahilinde birbirlerine karşı bu suçu işlemeleri mümkün değildir zira kanun konutu bir bütün olarak ve aynı yerde yaşayan bütün aile fertleri bakımından korumaktadır. Bu sebeple aynı çatı altında yaşayan aile fertlerinden biri, konuta ya da burada
birlikte yaşayan kimselerin odasına rıza hilafına girerse, konut dokunulmazlığını ihlal suçunu işlemiş olmayacaktır.
Eşler için olası durumları ayrı ayrı ele almak gerekmektedir. Eşler arası evlilik birliği devam ediyorsa ve eşler aynı konutu paylaşıyorsa aile bireyleri için geçerli olan, eşler için de geçerli olacak ve birbirlerine karşı bu suçun faili olamayacaklar fakat hakim tarafından ayrılık kararı verilmesi yahut birlikte yaşamaya ara verilmesi halinde bu suçun faili olabileceklerdir.
ŞİKAYET
Konut dokunulmazlığını ihlal suçunun TCK. m. 116/1’de ve m.116/2’de düzenlenen şeklinin takibi şikayete tabi kılınmakla birlikte m. 116/4’te böyle bir hüküm olmadığından genel hükümler dairesinde re’sen takip olunacaktır. Suçta konut dokunulmazlığı ihlal edilmiş herkes şikayet hakkına sahiptir.
GÖREVLİ MAHKEME
Maddenin 1’inci ve 2’nci fıkralarındaki suçlara bakma görevi sulh ceza mahkemesine, 4’üncü fıkradaki nitelikli halde ise asliye ceza mahkemesine aittir.
KUSURLULUK
Konut dokunulmazlığını ihlal suçu bilerek ve isteyerek yani kasten işlenebilir. Bu suç taksirle işlenemez. Taksirle işlenmesi halinde ise cezalandırılmaz.
DAVA ZAMANAŞIMI
Bu suçlara ilişkin dava zamanaşımı süresi 8 yıl olmakla birlikte, 116/4’üncü fıkrada yer alan nitelikli unsurların yanı sıra 119/1’inci fıkradaki nitelikli hallerin birlikte uygulanması halinde dava zamanaşımı, 15 yıllık süreye tabi olacaktır.
SUÇUN NİTELİKLİ HALLERİ
TCK.’nın 116/4 Maddesinde Öngörülen Nitelikli Haller:
1- fiilin cebir veya tehdit kullanılmak suretiyle işlenmesi
2- fiilin gece vakti işlenmiş olmasıdır.
TCK’nın 119. Maddesinde Öngörülen Nitelikli Haller
Konut dokunulmazlığının ihlali ile iş ve çalışma hürriyetinin ihlali suçlarının;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten
yararlanılarak,
e) Kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
EMSAL YARGITAY KARARLARI 
Yargıtay 2. CD. 03.03.2011 – E.2009/37642 K.2011/ 4276
“…. Dosya içeriğine göre, sanığın kendisini terk ederek kayınpederine giden eşini geri getirmek
amacıyla, kayınpederine ait evin kapısının açılmaması üzerine, suça konu eve balkondan girmesinden ibaret olayda, konut dokunulmazlığını ihlal suçunun yasal unsurlarının oluştuğu ve
bu sebeple sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulması gerektiği düşünülmeden, ….”
Yargıtay CGK 29.11.2018 – E.2015/4-483 K.2018/590
“…. mağdurun bulunduğu odaya elinde bulunan bıçakla girmesi mağdur üzerinde korkutucu
etki yarattığı ve sanığın mağduru dövmesi üzerine, müştekiler … ve …’ın sanığa engel olmaya
çalıştıkları sırada, sanığın elinde bulunan bıçakla müştekileri tehdit etmesi karşısında, sanığın
konuttan çıkmamak adına silah kullandığı ve konuttan çıkmama eylemini silahla işlediği
tartışmasızdır.”
Yargıtay 18. CD 05.12.2018 – E.2018/4938 K.2018/16460
“… Konut dokunulmazlığını ihlal etme suçunun oluşabilmesi için, sanığın, rızaya aykırı olarak
bir kimsenin konutuna ya da konutunun eklentilerine girmesi veya rıza ile girdikten sonra
çıkması istenilmesine rağmen konuttan ya da eklentisinden çıkmaması gerekmektedir. Somut
olayda tarafların beyanlarına göre sanığın, yaralama suçunun sanıkları olan ev sahipleri …,
… ve …’un evinde misafir olarak kaldığı, sanık evden ayrıldıktan sonra ev sahiplerinden …’un
kimliğinin cüzdanında olmadığını fark ettiği, sanığın konuta rızayla girdiği, rıza ile girdikten
sonra buradan çıkmama durumunun da söz konusu olmadığının anlaşılması karşısında konut dokunulmazlığını ihlal etme suçunun maddi unsurunun gerçekleşmediği gözetilmeden
sanığın beraati yerine hükümlülük kararı verilmesi ….”
Yargıtay 18. CD 06.04.2016 – E.2015/29125 K.2016/7044
“… Konutun aile bireylerinden ya da birden fazla kişi tarafından birlikte kullanılması durumunda, birlikte oturanlardan birinin konuta girme konusunda geçerli rızasından söz edebilmek için bu kişinin rızasına dayanarak giren failin konutta oturan diğerlerinin haklarını ihlal
etmemesi gerekir. Başka bir anlatımla, konutu birlikte kullananların failin konuta girmesine
dair rızasının geçerli olması için, rıza açıklamasının meşru bir amaca yönelik, hukuka uygun
olması yanında eylemin konutu kullanan diğer kişilerin haklarını ihlal edici nitelikte olmaması
gerekir. Bu açıklamalar ışığında, somut olayda, sanığın, suça konu konuta tanık …nin rızasıyla
girdiğine dair delillerin neler olduğu karar yerinde tartışılıp açıklanmadan, yetersiz gerekçe ve
eksik kovuşturma ile sanığın beraatine karar verilmesi …”
Yargıtay 18. CD 04.04.2016 – E.2015/26893 K.2016
“… Sanığın suç tarihinde saat: 22:00 sıralarında katılan …’a ait konutun samanlık olarak
belirtilen bölümüne girmesi şeklinde gerçekleşen eyleminin sabit olduğu olayda, suçun işlendiği saat göz önünde bulundurulduğunda meşru kabul edilemeyecek bir amaç ile girdiği
anlaşıldığından, TCK’nın 116/1-3’te yer verilen suçun oluştuğu gözetilmeden, sanık hakkında
yasal olmayan ve yerinde görülmeyen gerekçeyle, yazılı şekilde hüküm kurulması….”
Hasan Basri SARI
Hukuk & Danışmanlık Bürosu