KONYA NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE
DAVACI : …..
VEKİLİ : Av. Hasan Basri SARI
Feritpaşa Mh. Ulaşbaba Cd. Mustafa Kaya İş Merkezi No 24/301 Selçuklu/Konya
DAVALI : ……..
DAVA DEĞERİ : ….. TL (fazlaya dair tüm talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydıyla)
KONU : Davalının, müvekkile karşı Kişisel Verileri, Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirmek veya Yaymak suçunu işlemesi neticesinde, davalının işbu haksız eyleminden ötürü müvekkilin kişilik haklarının zarar görmesi nedeniyle, …… TL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili talepli Manevi Tazminat dava dilekçemizin sunulmasından ibarettir.(Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla)
AÇIKLAMALAR :
Yukarıda kimlik bilgileri verilen davalı, müvekkilin fotoğrafını hukuka aykırı şekilde ele geçirmiş ve işbu fotoğrafı hukuka aykırı şekilde paylaşarak müvekkili hedef haline getirmeye ve aşağılamaya çalışmıştır. Davalının işbu haksız eyleminden ötürü, müvekkil şikayetçi olmuş ve yapılan ceza yargılaması neticesinde, …. Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas ve … Karar Sayılı dosyası kapsamında, davalı hakkında neticeten ….. mahkumiyetine hükmedilmiştir.
Aşağıda detaylıca belirteceğimiz sebepler doğrultusunda, izinsiz şekilde fotoğrafı paylaşılan, hakaretlere maruz kalan, davalının işbu eylemi nedeniyle hedef haline getirilen müvekkilin; kişilik hakları zedelenmiş, psikolojik travma yaşamış, kendisini kötü hissetmiş ve derin üzüntü ve keder yaşamıştır. Bu nedenler doğrultusunda davalıdan,……. TL manevi tazminatın, haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etme gerekliliğimiz hasıl olmuştur. Şöyle ki;
Davalı, müvekkilden habersiz şekilde müvekkilin fotoğrafını ele geçirmiş ve ele geçirdiği bu fotoğrafı kendi Whatsapp uygulamasından, altına “…….” yazarak alenen paylaşmıştır. Müvekkil, arkadaşları aracılığıyla, davalının işbu haksız eylemini öğrenebilmiştir. (Davalının, izinsiz şekilde ele geçirerek kendi hesabında paylaştığı fotoğraf dilekçemizin ekinde sayın mahkemenize sunulmuştur EK-2)
Müvekkilin işbu durumu öğrenmesinin akabinde davalıdan şikayetçi olması üzerine, yapılan ceza yargılamasında …. Asliye Ceza Mahkemesinin 2023/294 Esas ve 2024/428 Karar Sayılı dosyası neticesinde; …….” şeklinde hüküm tesis ederek, davalının müvekkile karşı işlediği isnat edilen suç sabit görülmüş ve cezalandırılmasına karar verilmiştir.
KÖKLEŞMİŞ YARGI KARARLARINDA CEZA MAHKEMESİNCE BELİRLENEN MADDİ OLGUNUN HUKUK HAKİMİNİ BAĞLAYACAĞI KABUL OLUNMAKTADIR. HER NE KADAR CEZA MAHKEMESİ KARARI HENÜZ KESİNLEŞMEMİŞ İSE DE DAVALININ İSNAT EDİLEN SUÇU İŞLEDİĞİ SABİT GÖRÜLMÜŞTÜR. BU NEDENLERLE, DAVACI MÜVEKKİL LEHİNE UYGUN BİR MİKTARDA MANEVİ TAZMİNATA KARAR VERİLMESİ GEREKİR.
Zira, Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/14832 E. 2019/508 K. Sayılı ilamında; “Mahkemece, dosya kapsamına göre dava konusu eylemlerin sabit olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar dava konusu olay nedeniyle davalı hakkında açılan kamu davası sonucunda hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına karar verilmiş ve bu karar hukuk hakimini bağlamaz ise de dosyada mevcut deliller ve özellikle ceza yargılamasında toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalının, davacıya yönelik hakaret ve tehdit eylemlerinin sabit olduğu anlaşılmakla; olayın oluş şekli de gözetilerek mahkemece davacı lehine uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekir. Şu halde, mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmiş olması doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.” şeklinde hüküm kurmuştur.
Bilindiği gibi; manevi zarar, zarar gören kişinin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen objektif azalma ve kayıplardır. Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir”. Yine Borçlar Kanunu’nun 58. Maddesine göre, “Kişilik hakkının zedelenmesinden zarar gören, uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat adı altında bir miktar para ödenmesini isteyebilir.” Dolayısıyla yaşadığı haksız fiil sebebiyle kişilik hakları zedelenen müvekkilimizin manevi tazminat talep etme imkanı doğmuştur.
Ayrıca, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/5769 Esas ve 2020/280 Karar sayılı ilamında, manevi tazminatın caydırıcılık unsuruna atıf yapmaktadır. Şöyle ki; “Manevi tazminat davalarında, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplardan çıkılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen HAKSIZ EYLEMLERDE VEYA TAKSİRLİ DAVRANIŞLARDA TATMİN DUYGUSU YANINDA CAYDIRICILIK UYANDIRAN ORANLARDA MANEVİ TAZMİNAT TAKDİR EDİLMESİ GEREĞİNİ ORTAYA KOYMAKTA; KİŞİ HAKLARININ HER ŞEYİN ÖNÜNDE GELDİĞİNİ ÖNEMLE VURGULAMAKTADIR.
BU İLKELER GÖZETİLDİĞİNDE; ASLOLAN İNSAN YAŞAMIDIR VE BU YAŞAMIN YİTİRİLMESİNİN YAKINLARINDA AÇTIĞI DERİN IZDIRABI HİÇBİR DEĞERİN TELAFİ ETMESİ OLANAKLI DEĞİLDİR. BURADA AMAÇLANAN SADECE BİR NEBZE OLSUN RAHATLAMA DUYGUSU VERMEK; ÖTE YANDAN DA ZARAR VEREN YANI DA DİKKAT VE ÖZEN GÖSTERMEK KONUSUNDA ETKİLEYECEK BİR YAPTIRIMLA, CAYDIRICI OLABİLMEKTİR.(HGK 23.6.2004, 13/291-370)
Yargıtayın söz konusu içtihatları gözetilerek, manevi tazminat miktarının belirlenirken caydırıcılık unsuru da ölçüt alınmalıdır. Zira işbu haksız fiili gerçekleştiren davalı, müvekkilin kişilik haklarını zedelemiş, müvekkili hedef göstererek aşağılamaya çalışmış ve müvekkili manevi zarara uğratmıştır. Caydırıcılık unsurunun uygulanması, davalının bundan sonraki yaşamında, kişilerin kişilik haklarına saygı duymayı, kişisel verilerin hukuka aykırı şekilde ele geçirilmemesi ve paylaşılmaması gerektiğini, herhangi bir kimseyi hedef haline getirerek aşağılamaması gerektiğini kanaatimizce öğretecektir. Caydırıcılık unsuru davalıyı aynı zamanda ıslah edecektir.
Talep ettiğimiz manevi tazminat hakkında tam kabul kararı verilmiş olsa bile müvekkilimizin gerçek zararının karşılanması mümkün değildir. Gerçek zararın karşılanması mümkün olmadığına göre en azından caydırıcı bir manevi tazminata hükmedilmesini talep ediyoruz. Yargıtay, Hukuk Genel Kurulunun 23/06/2004 tarihli, 2004/13-291 E. 2004/370 K. sayılı ve Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 18.04.2017 tarihli, 2016/15082 E. 2017/3195 K. sayılı kararlarında; “Manevi tazminat, gelişmiş ülkelerde artık eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuruna da ağırlık verilmektedir. Gelişen hukukta böyle bir yaklaşım kişi haklarını her şeyden önde tutan bir yaklaşımdır ve kişilik haklarına yönelik haksız bir eylem söz konusu olduğunda tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıracak oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.” sonucuna varmış ve manevi tazminatın aynı zamanda bir caydırıcılık aracı olarak kullanılabileceğini içtihat etmiştir.
Ayrıca manevi tazminatta temel olan düşüncelerden biri de, bozulmuş olan ruhi ve bedeni huzurun kısmen ve imkân dairesinde elde edilmesini sağlamaktır. Yaşanılan olaydan dolayı müvekkilimizin ruhi ve bedeni huzurunun kısmen de olsa tekrar sağlanabilmesi ve kişilik haklarının zarar uğratılması nedeniyle yaşamış olduğu üzüntünün kısmen de olsa giderilebilmesi için uygun bir miktar manevi tazminat alması, ilgili mevzuat ve içtihatlar gereği, yerinde ve gereklidir.
Söz konusu ceza dosyası kapsamında davalı, …. tarihinde karakolda alınan ifadesinde, “…….” diyerek açıkça ikrar etmiştir. Ayrıca söz konusu ceza dosyası kapsamında … tarihli duruşmada “……” şeklinde beyanları da mahkeme huzurunda açık ikrarda bulunmuştur. Davalının işbu ikrarı ve hakkında verilen Mahkumiyet kararı ile de tespit edildiği üzere davalının eylemi sabittir. Davalı tarafından işlenen “Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Olarak Ele Geçirmek veya Yaymak” fiili neticesinde müvekkilimizin kişilik hakları ağır şekilde ihlal edilmiştir.
Ayrıntılarıyla izah etmeye çalıştığımız ve …. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas ve …… Karar sayılı dosyası kapsamında sabit olunduğu üzere müvekkil; davalının işbu haksız eylemine maruz kalmış, hedef haline getirilmiş, aşağılanmış, kişilik hakları zedelenmiş ve manevi zarara uğratılmıştır. Bu sebeplerledir ki işbu MANEVİ TAZMİNAT istemli davayı açma zaruretim hasıl olmuştur.
HUKUKİ SEBEPLER : BK, MK, HMK ve ilgili diğer her türlü mevzuat
HUKUKİ DELİLLER :
… Asliye Ceza Mahkemesinin …. Esas ve …. Karar sayılı dosyası (celbi talep olunur),
Davalının paylaştığı, müvekkile ait fotoğraf,(EK-2)
Tarafların sosyal ve ekonomik durum araştırması,
Sosyal Ekonomik durum araştırması kapsamında, davalının sahibi olduğu aktif ve pasif taşınmaz kayıtlarıyla aktif ve pasif araç kayıtlarının dosya arasına alınmasını talep ederiz.
Kolluk fezlekesi, Adli sicil ve nüfus kayıt örnekleri,
Tanık, Bilirkişi İncelemesi, Keşif, Yemin, İsticvap,
Kanuni ve takdiri her türlü delil.
SONUÇ VE İSTEM : Yukarıda arz ve izah olunan ve re’sen değerlendirilecek nedenlerle;
*Öncelikle, davamızın KABULÜNE,
*Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davalının haksız fiili nedeniyle …. TL manevi tazminatın haksız fiil tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
*Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini bilvekale arz ve talep ederiz. (tarih)
Davacı
........
Vekili
Av. Hasan Basri SARI
(e-imzalıdır)
EKLER:
EK-1 : Vekaletname Örneği
EK-2 : Fotoğraf Kayıtları