.......... NÖBETÇİ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE
          (GÖNDERİLMEK ÜZERE)
           ...... ASLİYE CEZA MAHKEMESİNE

DOSYA NO: …… Esas …….. Karar

HAGB KARARINA İTİRAZ EDEN
MÜŞTEKİ SANIK :
……..

MÜDAFİİ : Av. Hasan Basri SARI
Feritpaşa Mh. Ulaşbaba Cd. Mustafa Kaya İş Merkezi
No:24/301, Selçuklu/KONYA

KONU : …… Asliye Ceza Mahkemesi….. tarih,……. Esas …..Karar sayılı ilamı doğrultusunda müvekkile verilen HAGB kararının iptali ve müşteki sanık…… üst hadden cezalandırılması talepli itiraz dilekçemizin sunulmasıdır.

AÇIKLAMALAR :

… Asliye Ceza Mahkemesi…… tarih,…. Esas …. Karar sayılı dosyası üzerinden müvekkilimiz hakkında ……. suçundan yapılan yargılamada müvekkilimiz aleyhine verilmiş bulunan ceza ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yasal düzenlemelerimize ve hukuka aykırıdır. Şöyle ki;
YEREL MAHKEME KARARI:
………….. şeklinde hüküm tesis edilmiştir. ( yerel mahkemenin kararını özetleyerek yazınız)

Yerel mahkemenin iş bu kararına katılmak tarafımızca mümkün değildir. Zira müvekkilin üzerine atılı suçu işlediğine dair şüpheden uzak hiçbir kesin delil bulunmamaktadır. Müvekkilimizin suç işleme kastı bulunmamaktadır. Türk Ceza Kanunu’nun 21. maddesinde kast, “suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek işlenmesi” şeklinde tanımlanmıştır. O halde, kanunumuz düzenlemesine göre de, kastın varlığı için failin hem suçun kanuni tanımında yer alan unsurlar bakımından bilgiye sahip olması yani bilmesi, hem de bu unsurların gerçekleşmesini istemesi gerekmektedir. Yani failin kasten hareket ettiğinin kabulü için suçun maddi unsurlarını içeriğinde barındıran bilinçli bir karar vermesi gerekmektedir. Somut olayda ise müvekkilimiz…… kastı ile hareket etmemiştir. Bu durum da müvekkilimizin söz konusu…. açıkça ortaya koymaktadır. Bu nedenle suçun unsurları da oluşmamıştır.

Şu hususu da önemle belirmek gerekir ki Yargıtay kararlarında da esas alındığı üzere Ceza yargılamasının en önemli ilkelerinden biri olan “in dubio pro reo” yani “kuşkudan sanık yararlanır” kuralı uyarınca, sanığın bir suçtan cezalandırılmasının temel koşulu, suçun kuşkuya yer vermeyen bir kesinlikle ispat edilmesine bağlıdır. Gerçekleşme şekli kuşkulu ve tam olarak aydınlatılamamış olaylar ve iddialar sanığın aleyhine yorumlanarak mahkumiyet hükmü kurulamaz. Ceza mahkumiyeti, yargılama sürecinde toplanan kanıtların bir kısmına dayanılarak ve diğer bir kısmı göz ardı edilerek ulaşılan olası kanıya değil, kesin ve açık bir ispata dayanmalıdır. Bu ispat, hiçbir kuşku ve başka türlü bir oluşa olanak vermeyecek açıklıkta olmalıdır. Yüksek de olsa bir olasılığa dayanılarak sanığı cezalandırmak, ceza yargılamasının en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan, varsayıma dayalı olarak hüküm vermek anlamına gelir. O halde ceza yargılamasında mahkumiyet, büyük veya küçük bir olasılığa değil, her türlü kuşkudan uzak bir kesinliğe dayanmalıdır!
Yargıtay emsal bir kararında(14. Ceza Dairesi’nin 12.11.2019 tarihli, 2015/9801 E. ve 2019/12380 K.); “Sanığın istikrarlı savunmaları ve tüm dosya içeriğine göre, sanığın cezalandırılmasına yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek atılı suçlardan beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi, bozma nedeni sayılmıştır.” şeklinde hüküm tesis etmiştir. İş bu konuya ilişkin diğer bir emsal Yargıtay kararında (14. Ceza Dairesi’nin 05.03.2018 tarihli, 2017/1679 E. ve 2018/1557 K.) ; “Mağdurelerin aşamalardaki çelişkili anlatımları, savunma ile tüm dosya içeriği nazara alındığında sanığın atılı suçlardan mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatı yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi yasaya aykırı olup hükmün bozulması gerekir”. yönünde hüküm tesis ederek kuşkudan sanık yararlanır ilkesinin önemine dikkat çekmiştir.

Huzurdaki davada müvekkilimizin yalnızca bir varsayım üzerine cezalandırılmıştır.. Ancak Ceza hukukunda mahkumiyet kararı bir varsayım veya ihtimale dayandırılarak verilemez. Sanığın suç işlediğine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delilin mevcut olmaması durumunda şüpheden sanık yararlanır ilkesinin uygulanması ve beraat kararı verilmesi gerekir. Nitekim, yukarıda da belirttiğimiz üzere Yüksek Mahkeme Yargıtay’ın görüşü de bu yöndedir.

Müşteki sanık….. ” ……” dosya kapsamında alınan … raporu doğrultusunda sabittir. Müvekkilin Genel Adli Muayene raporu ve beyanlarına doğrultusunda “……” tespit edilmiştir. Tüm bu hususlar göz önünde bulundurulduğunda müşteki sanık…. yönünden takdir edilen cezada, …. takdiri indirim uygulanması ve hakkında HAGB ye hükmedilmesi usul ve yasaya kati surette aykırıdır. Zira müşteki sanık … üzerine atılı suçu işlediği kesin deliller doğrultusunda aşikardır. İş bu nedenler doğrultusunda yerel mahkeme tarafından kurulan hüküm usul ve yasaya aykırı olup itirazımız neticesinde kaldırılması gerekmektedir. Usul ver yasaya aykırı hükme itiraz ediyor; müvekkil açısından maddi ve manevi unsurları oluşmayan bu suç yönünden yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak müvekkilin beraatine karar verilmesini; …. ise kesin deliller doğrultusunda üzerine atılı suçu işlediği sabit olması nedeniyle hakkında indirim uygulanmaksızın üst hadden cezalandırılmasını talep ediyoruz.

Tüm açıklamalar ışığında müvekkilimizin suç işleme kastı ve dosya kapsamında her türlü şüpheden uzak kesin delil bulunmadığından yargılamaya konu olayda bu suçun unsurlarının oluşmadığı aşikardır. Bu sebeple ….. Asliye Ceza Mahkemesi… tarih…… Esas …… Karar sayılı dosyasında müvekkilimiz hakkında verilen ceza ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz etme gereğimiz hasıl olmuştur. İş bu nedenler neticesinde müvekkilin BERAATİNE, Müşteki sanık …. ise üst hadden cezalandırılmasına karar verilmesini talep ediyoruz.

SONUÇ VE TALEP : Yukarıda arz ve izah olunan ve re’sen değerlendirilecek sebeplerle;

-Haklı itiraz başvurumuzun kabulü ile …. Asliye Ceza Mahkemesi….. tarih,…. Esas …… Karar sayılı HÜKMÜN itiraz incelemesi neticesinde kaldırılarak müvekkilin BERAATİNE,

-Sanık …. Hakkında verilen HAGB kararının kaldırılarak üst sınırdan cezalandırılmasına,
karar verilmesini vekaleten talep ederiz. (tarih)

Sanık Müdafii
Av. Hasan Basri SARI