ÇOCUĞUN CİNSEL İSTİSMARI SUÇU


Cinsel İstismar Suçu Türk Ceza Kanunu’nun 103. Maddesinde düzenlenmiştir.

İstismar kelimesinin tanımı Birleşmiş Milletler tarafından “zor kullanımıyla ya da eşit olmayan veya zorlayıcı koşullarda, cinsel nitelik taşıyan fiili ya da tehdit içeren fiziksel müdahale” şeklinde yapılmıştır.
TCK m.103 kapsamına giren cinsel davranışların vücuda teması zorunlu kıldığını ifade etmek gerekmektedir. Çocuğun cinsel istismarı suçu, kanunda belirlenen belli yaştaki çocuğun bedenine FİZİKSEL TEMASTA BULUNMA şeklinde cinsel davranışlar sergilenmesi ile oluşur.

Yargıtay tarafından verilen kararlarda da çocuğun cinsel istismarı suçunun oluşabilmesi için mağdurun vücut dokunulmazlığının ihlal edilmesinin gerekli olduğu görülmektedir.

Çocuğun cinsel istismarı suçunun temel hali, sarkıntılık şeklinde gerçekleşmesi suretiyle daha az cezayı gerektiren hali ve vücuda organ ya da sair cisim sokulması suretiyle gerçekleşmesi halinde daha fazla cezayı gerektiren nitelikli hali düzenlenmiştir

TCK m.103
• Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır.

Cinsel istismar deyiminden;
• On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
• Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
• Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
• Suçun;
• Birden fazla kişi tarafından birlikte,
• İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
• Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
• Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
• Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle, işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
• Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
• Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
• Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.

TCK 103. Madde gerekçesine göre, on sekiz yaşından büyük yetişkin sayılan kimselere yönelik gerçekleştirilen cinsel eylemler cinsel saldırı olarak, on sekiz yaşın altındaki çocuklara yönelik cinsel nitelikli eylemler ise cinsel istismar şeklinde tanımlanmıştır.

Henüz on beş yaşını tamamlamayan veya on beş yaşını tamamlamakla beraber fiilin hukuki anlam ve neticesini tam olarak algılayabilecek yeteneği gelişmeyen çocuklara yönelik gerçekleştirilmiş olan “her türlü cinsel davranış”; on beş yaşını tamamlayan ve fiilin anlam ve neticesini algılayabilme yeteneğine sahip durumdaki çocuklardaysa cebir, hile, tehdit ya da iradeyi etkileyen başkaca bir sebebe bağlı olarak gerçekleştirilen “cinsel davranışlar” TCK 103/1a-b’de düzenlenen suçun basit şeklindeki fiiller olarak sayılmaktadır.

TCK 103. Madde 2. Fıkrasıyla cinsel istismar suçunun nitelikli hali düzenlenmiştir. Buna göre cinsel istismar vücuda bir organ ya da sair bir cisim sokularak gerçekleştirilmişse, söz konusu suçun basit haline kıyasla daha ağır bir cezayla cezalandırmayı gerektirir. Bu durumda yaptırıma tabi olan eylem “vücuda organ ya da sair bir cisim” sokulmasıdır. “Suçun bu nitelikli hali için, vücuda vajinal, anal veya oral yoldan organ veya sair bir cismin ithal edilmesi gerekir. Bu bakımdan vücuda penis ithal edilebileceği gibi, vajinal veya anal yoldan cop gibi sair bir cisim de ithal edilebilir.”

Çocuk cinsel istismarı sayılabilecek eylem ve davranışlar:
“Teşhirci davranışlar, çıplaklık, cinsel organların amaçlı olarak gösterilmesi, çocuğun soyulması, röntgencilik, banyo yaparken, soyunurken ve tuvalette amaçlı olarak çocuğun seyredilmesi, çocuğun dudağından öpülmesi, yetişkinin dilini çocuğun ağzına sokması, çocuğun bacaklarının, göğüslerinin ve genital bölgelerinin ovalanması-okşanması ya da kendi organlarının çocuk tarafından ovalanması ve okşanması, çocuğun cinsel olmayan organlarına cinsel uyarım sağlamak amacıyla başlangıç aşaması olarak dokunulması ve okşanması, çocuğa mastürbasyon yaptırmak, oral ya da genital kontak kurmak veya kurdurmak, çocuğun oral, anal ya da genital organlarına penis, parmak ya da bir nesne sokmak”…

Cinsel istismar suçunda mağdurun vücut dokunulmazlığı ihlal edecek boyutlara ulaşmayan fiiller de yer almaktadır. Örnek olarak çocuklara yönelik cinsel motivasyon ile sözlü sataşma, mastürbasyon yapma, çocuğa dokunmaksızın sözle soyulması şeklindeki fiillerle işlenen suçlar cinsel taciz suçunun konusunu oluşturmaktadır.

FAİL
TCK 103. Maddeye göre cinsel istismar suçu herkes tarafından işlenebilir. Dolayısıyla bu suçun faili çocuklar da olabilmektedir.

MAĞDUR
Bu suçta maddi konu bir insan olarak kabul edilmektedir. Buradan hareketle insan dışındaki diğer canlılar ile ölmüş kişiler açısından bu suçun oluşması söz konusu değildir
TCK 103. Maddeye göre çocuklar yani on sekiz yaşını tamamlamamış bireyler bu suçun konusu olarak belirtilmektedir.
TCK 103. Madde 1. Fıkra a bendi on beş yaş altı ve on beş yaşını tamamlamış ancak on sekiz yaşını tamamlamamış olmasına rağmen fiilin anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmiş durumda olmayan çocuklara yönelik her türlü cinsel davranışları cinsel istismar suçu kapsamında düzenlemiştir.
On beş yaşını tamamlamış on sekiz yaşından küçük olan ve eylemin hukuksal anlam ve sonucunu algılama yeteneğine sahip durumdaki çocuklara yönelik cinsel davranışların cinsel istismar olarak kabul edilebilmesi için cebir, hile, tehdit ve diğer iradeyi etkileyen bir sebebe bağlı şekilde gerçekleştirilmiş olması gerekmektedir.
Çocuk Koruma Kanunu 3. Madde 1. Fıkra a bendine göre “daha erken yaşta ergin olsa bile, on sekiz yaşını doldurmamış kişi” çocuk sayılmaktadır. Buradan hareketle evlilik veya mahkeme kararı ile ergin kılınmış çocuklara yönelik gerçekleştirilmiş olan eylemler, cinsel istismar suçunun konusunu oluşturacaktır.

GÖREVLİ VE YETKİLİ MAHKEME

Çocuğun cinsel istismarı suçunun basit halinin düzenlendiği TCK 103. Madde 1. Fıkradaki sarkıntılık düzeyinde kalması halinde görevli mahkeme asliye ceza mahkemeleridir. TCK 103. Madde 1. Fıkrada sayılan basit hali ile 2., 6. ve 7. Maddeler ile düzenlenen Çocuğun cinsel istismarı suçunun nitelikli hallerinde ise davaya bakmakla görevli mahkeme ağır ceza mahkemeleri olacaktır.

Yetkili mahkeme, suçun işlendiği yer mahkemesidir. CMK 12. Madde 2. Fıkraya göre de “Suç teşebbüs aşamasında kalmış ise son icra hareketinin yapıldığı yer, temadi halinde işlenmiş ise temadinin sona erdiği yer, zincirleme olarak işlenmiş ise son suçun işlendiği yer mahkemesi yetkili mahkemedir.

ZAMANAŞIMI

Çocukların cinsel istismar suçunun basit şeklinin dava zamanaşımı süresi 15 yıldır. Söz konusu cinsel suçlar, bu zamanaşımı süresi içerisinde her zaman soruşturulabilir ve fail hakkında kamu davası açılabilir.

     EMSAL YARGITAY KARARLARI

Yargıtay 5. CD.30.01.2006, 2005/18597, 2006/343
“ Sanığı tehdit ederek zorla götürdüğü evinde mağdura “ seni yapacağım ” dedikten sonra eline aldığı kırık şişeyi ona doğrultup korkutarak soyunmasını sağlayıp kırık şişeyi onun vücudunda dolaştırırken dışarıda bulunan köpeğin havlaması üzerine “ buradan ayrılma, köpeği senin yanına alıp geleceğim, seni yapacağım” diyerek dışarı çıkması üzerine mağdurun pencereden atlayıp kaçması şeklindeki olayın 5237 sayılı yasanın 103/2 ve 35. maddelerinde düzenlenen nitelikli cinsel istismar suçuna teşebbüs suçunu…”

Yargıtay 5. CD.26.09.2005, 2003/7673, 2005/20232
“ …evine su almak için gittiği sanığın kendisini zorla yatak odasına götürüp yatırdığını, ilişkiye zorladığını, üstüne abandığını, sanığa tekme ile vurup yere düşürdüğünü ve ondan düşen bıçağı yöneltince geri durduğunu ve bundan yararlanıp kaçıp evine gittiğini ileri sürmüş olması karşısında iddiasının nitelikli cinsel istismara teşebbüs niteliğinde olduğu…”

Yar. 5. CD.27.10.2005, 15761/21713
“ Dosya içeriğine göre sanığın parmağını 6 yaşındaki mağdurenin cinsel organına sokmak suretiyle tasaddide bulunma olarak kabul edilen eyleminin vücuda organ sokma niteliğinde olması nedeniyle 5237 Sayılı yasanın 103/2 maddesinde düzenlenen nitelikli cinsel istismar suçunu oluşturacağı…”

Av. Hasan Basri Sarı