Makalemize başlamadan önce şu hususu ifade etmek gerekir. Esasen 3 farklı halde istihkak davası açılabilmektedir. Bunlar;
1-Miras Hukukundan Kaynaklanan İstihkak Davası,
2-İcra İflas Hukukundan Kaynaklanan Hacizde İstihkak Davası (Buraya tıklayarak makalemize erişebilirsiniz),
3-Eşya Hukukundan Kaynaklanan (malın elden çıkması halinde) İstihkak Davası (Buraya tıklayarak makalemize erişebilirsiniz).
Bu makalemizde; Miras hukukundan kaynaklanan istihkak davasına yer verilmiştir.
MİRAS HUKUKUNDAN KAYNAKLANAN İSTİHKAK DAVASI
Mirasta istihkak davası, murisin ölümü ile mirasçılara kalan malvarlığı değerlerinin başka kimselerin elinde bulunması halinde söz konusu olur. Mirasçılar bu davada haklarını ispat ederek malların kendilerine teslim edilmesini sağlayabilirler. Bu dava ile mirasçılar, terekeye dahil malları haksız zilyet olarak elinde bulunduran kişiden alınarak malların tekrar terekeye dönmesini amaçlamaktadırlar. Özetle; Miras sebebiyle istihkak davasının amacı, tüm tereke mallarının terekeye dönüşünün sağlanmasıdır. Bu dava, zilyet olmayan mirasçının mirasçı olmayan haksız zilyete karşı açtığı bir davadır. Ayrıca unutulmamalıdır ki, bu dava mirasçılara mirasbırakandan geçen bir dava olmayıp, mirasçı olmaları nedeniyle aslen ve doğrudan doğruya mirasçıların şahıslarında doğan bir davadır
Medeni Kanunumuzun 637. Maddesine göre; “Yasal veya atanmış mirasçı, terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı mirasçılıktaki üstün hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası açabilir.” denilmektedir.
MİRAS SEBEBİYLE İSTİHKAK DAVASININ KONUSU
Bu dava, taşınır ve taşımaz şeklindeki maddi mallar için açılabileceği gibi, alacak haklarıyla fikri ve sınai haklar gibi maddi olmayan mallar için de açılabilir.
MİRAS SEBEBİYLE İSTİHKAK DAVASININ DAVACISI VE DAVALISI
Davacı; Bu davanın davacısı, dava konusu tereke veya tereke malına zilyet olmayan mirasçıdır. Dolayısıyla, bu davanın davacısı, yasal ve atanmış mirasçılardır. Bu nedenle, mirastan çıkarma, mirastan yoksunluk, mirası red ve feragat gibi sebeplerle mirasçılık sıfatını kaybedenler bu davayı açamazlar. Vasiyet alacaklıları da, mirasçı olmadıkları için bu davayı açamazlar.
Ayrıca , mirasın paylaşılmasından önce mirasçıların, birbirlerine karşı miras sebebiyle istihkak davası açmaları mümkün değildir. Zira bu dava ancak, atanmış veya yasal mirasçı olmayan üçüncü kişilere karşı açılabilir.
Davalı; Mirasçıların, tereke üzerindeki miras hakkı, mutlak bir haktır. Dolayısıyla, miras sebebiyle istihkak davası da, niteliği itibariyle mutlak bir davadır. Bu nedenle mirasçılar, söz konusu malları haksız olarak elinde bulunduran herkese karşı ihlâlin önlenmesi ve malların geri verilmesi için bu davayı açabilirler. Özetle; davalı, yasal veya atanmış mirasçı olmayan üçüncü kişi zilyettir.
MİRAS SEBEBİYLE İSTİHKAK DAVASINDA GÜVENCE
Bu davada; davacı, hakkın korunması için davalının güvence göstermesini veya dava konusu taşınmaza tedbir konulmasını isteme hakkına sahiptir.
MİRAS SEBEBİYLE İSTİHKAK DAVASINDA SÜRELER
Bu davada belirtilen süreler, hak düşürücü süreler olmayıp, zamanaşımı süreleridir. Miras sebebiyle istihkak davası iyiniyetli zilyede karşı, davacının kendisinin mirasçı olduğunu ve iyiniyetli zilyedin terekeyi elinde bulundurduğunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve her halde miras bırakanın ölümünün veya vasiyetnamenin açılmasının üzerinden 10 yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. İyi niyetli olmayanlara karşı zamanaşımı süresi ise 20 yıldır.
Ancak; Davalı, davacıya karşı kazandırıcı zamanaşımı savunmasında bulunamaz. Yani bu davada; davalı, tereke malını zamanaşımı yoluyla kazandığını ileri süremez. Ancak, zamanaşımı yoluyla kazanma yasağı yalnızca miras sebebiyle istihkak davasının zamanaşımı süreleri içinde geçerlidir. Yani miras sebebiyle istihkak davası için öngörülen sürelerin sona ermesinden sonra davalı, pek doğaldır ki kazandırıcı zamanaşımı yolu ile söz konusu malı kazandığını öne sürebilir.
MİRAS SEBEBİYLE İSTİHKAK DAVASINDA İSPAT YÜKÜ
Davacı, bu davada aşağıdaki üç temel hususu ispat etmekle yükümlüdür. Bunlar;
1)Kendisinin mirasçılıkta üstün hak sahibi olduğunu, yani dava konusu olayda en yakın yasal ya da atanmış mirasçı sıfatına sahip bulunduğunu ispat etmelidir. Bu durumu, mirasçılık belgesi, nüfus tablosu, mirasçı atanmasını içeren vasiyetname veya miras sözleşmesi vb. Belgelerle ispatlayabilir.
2)Davacı, dava edilen malların veya malın terekeye ait ve dahil olduğunu ispat emek zorundadır. Bu durumu, tapu sicili, trafik sicili gibi belgelerle ispatlayabilir.
3)Davacı son olarak, dava konusu tereke malının, haksız olarak davalının elinde bulunduğunu ispat etmekle yükümlüdür.
Davalı da; dava konusu mala, özel bir hukuki sebebe dayanarak zilyet olduğu iddiasını ispatlayarak bu davanın reddini sağlayabilir.
MİRAS SEBEBİYLE İSTİHKAK DAVASINDA GÖREV VE YETKİ
Görev; Miras sebebiyle istihkak davalarında görevli mahkeme, asliye hukuk mahkemeleridir.
Yetki; Yetkili mahkeme ise, mirasbırakanın yerleşim yeri mahkemesidir. Miras sebebiyle istihkak davası, dava konusu malların türüne ve bulundukları yere bakılmaksızın mirasbırakanın son yerleşim yerinde açılır. Dolayısıyla, taşınmaz başka bir yerde bulunsa bile bu davanın açılacağı yer, mirasbırakanın yerleşim yeri asliye hukuk mahkemesidir.
MİRAS SEBEBİYLE İSTİHKAK DAVASINA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

YARGITAY ONDÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ
Esas : 2015/1903
Karar : 2015/6462
Tarih : 11.06.2015
“Bir kimse terekenin veya terekeye giren bir malın mirasçısı olarak sahibi bulunduğunu ileri sürüp o terekenin veya o terekeye giren bir malın, terekeyi veya malı elinde bulunduran kimseden kendisine teslimini istediği ve davalı tarafından davacının miras hakkına itiraz edildiği hallerde Türk Medeni Kanununun 637. maddesi hükmüne uygun bir miras sebebiyle istihkak davası söz konusu olur. Mirasçılar arasında elbirliği hali devam ettiği sürece birbirlerine karşı adi istihkak davası açılmasına gerek bulunmamaktadır. Çünkü mirasçılar bu durumda paylaşım davası açarak paylarına düşecek değerlerin kendilerine verilmesini talep edebilirler. Somut uyuşmazlıkta davacı ve davalılar murisin alt soyudur. Davalılar, davada davacı tarafın mirasçılık sıfatına karşı koymamıştır. Tarafların mirasçılık sıfatları üzerinde bir uyuşmazlığın bulunmadığı hallerde, miras sebebiyle istihkak davasından söz edilemez. Uyuşmazlık Türk Medeni Kanununun 640 ve devam maddelerinde belirtilen mirasın paylaşılmasına ilişkindir. Paylaşma davalarında Sulh Mahkemesi görevlidir. (TMK m. 640/2) Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir (HMK m. 1). Yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınması gerekmektedir. Kaldı ki göreve ilişkin itiraz da ileri sürülmüştür. Bu nedenle mahkemece dava dilekçesinin görev yönünden reddine ve dosyanın görevli sulh hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.”
YARGITAY İKİNCİ HUKUK DAİRESİ
Esas : 2004/6405
Karar : 2004/7351
Tarih : 07.06.2004
“Miras bırakanın tasarruflarının iptali veya tenkisi mirasın paylaşılması ve miras sebebiyle istihkak davalarında miras bırakanın yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Bu yetki kesin yetki olup, yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözönüne alınır.”
YARGITAY ONDÖRDÜNCÜ HUKUK DAİRESİ
Esas : 2017/5151
Karar : 2018/95
Tarih : 09.01.2018
“Tereke mallarını elinde bulunduran kişiye karşı mirasçılık sıfatına dayanılarak açılan istihkak davası “adi istihkak” davası olup, bu davada zamanaşımından söz edilemez.”