Avukat,  Ağır Ceza Hukuku,  Ağır Ceza Hukuku,  Boşanma Hukuku,  Boşanma Hukuku,  Hukuk Bürosu,  Hukuk Büroları

T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/10743
K. 2005/9503
T. 4.10.2005
• YOKSULLUK NAFAKASI ( Yeniden Evlenmek Veya Fiilen Evliymiş Gibi Yaşamak Nafakanın Kaldırılması Nedeni Olduğu )
• NAFAKANIN KALDIRILMASI ( Lehine Yoksulluk Nafakasına Hükmedilen Kişinin Yeniden Evlenmesi Veya Taraflardan Birinin Ölümü Halinde Nafakanın Kendiliğinden Kalkacağı )
• FİİLEN EVLİYMİŞ GİBİ YAŞAMAK ( Evlenme Olmaksızın Fiilen Evliymiş Gibi Yaşaması Yoksulluğun Ortadan Kalkması Ya Da Haysiyetsiz Yaşam Sürmesi Durumlarında İse Mahkeme Kararı İle Kaldırılabileceği )
• YENİDEN EVLENMEK ( Lehine Yoksulluk Nafakasına Hükmedilen Kişinin Evlenmesi Halinde Nafakanın Kendiliğinden Kalkacağı )
4721/m. 175, 176
ÖZET : Dava, yoksulluk nafakası bağlanan kişinin imam nikahı ile evli olduğu iddiasına dayalı yoksulluk nafakasının kaldırılması talebine ilişkindir. Lehine yoksulluk nafakasına hükmedilen kişinin yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü halinde nafaka kendiliğinden kalkar; evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz yaşam sürmesi durumlarında ise mahkeme kararı ile kaldırılabilir. Açıklanan hususlar nazara alınmadan yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi hatalıdır.
DAVA : Taraflar arasında görülen nafaka davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davada, davalının başka bir kişi ile imam nikahı ile evlenerek o Şahıstan çocuk sahibi 01duğu ileri sürülerek yoksulluk ve iştirak ( 220.YTL ) nafakasının kaldırılması talep edilmiş, mahkemece, davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı tarafından ileri sürülen sebepler iştirak nafakasının kaldırılmasını gerektirmediğinden mahkemece, iştirak nafakasının kaldırılması davasının reddine karar verilmesinde usule aykırılık görülmemiştir.
Ancak, Türk Medeni Kanunu’nun 175. maddesinde; boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek eş, kusuru daha ağır olmamak şartıyla geçimi için diğer eşten mali gücü oranında süresiz olarak nafaka isteyebilir” hükmü getirilmiştir. T.M.K.’nun 176. maddesinde ise irat biçiminde ödenmesine karar verilen nafaka veya maddi tazminatın alacaklı, tarafın yeniden evlenmesi veya taraflardan birinin ölümü halinde kendiliğinden kalkacağı; alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması veya yoksulluğun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi halinde mahkeme kararıyla kaldırılacağı hükme bağlanmıştır.
Somut olayda; davacı tarafından iddiaların ispatı hususunda tanık deliline dayanılmış olmakla birlikte tanıkların müspet-menfi bilgileri sorulmamış, dava dilekçesinde ileri sürülen olaylar hakkında bilgileri sorulmamıştır.Kaldı ki, davalının nüfus kaydı celbedilerek boşanma kararından sonra çocuğu olup-olmadığı da araştırılmamıştır.
Mahkemece, eksik inceleme sonucunda yazılı olduğu şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 04.10.2005 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.