Eşlerden biri şahsen veya vekili olan avukat aracılığı ile, aile mahkemesinde dava dilekçesi ile boşanma davası açabilir.

Çocuğun üstün yararı gözetilerek anneye veya babaya verilir. Yargıtay kararlarında çocuğun bedensel, fikri ve ahlaki bakımdan en iyi şekilde gelişebilmesi ve böyle bir gelişmenin oluşabilmesi çocuğa sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanmış olmasına bağlanmıştır. Bu anlamda yargılama aşamasında alınan SİR raporunda uzman veya uzmanlar bu koşulları hangi ebeveyn sağlayacağına ilişkin bir değerlendirme yapar ve hakim ise bu değerlendirmeye ve dosyada diğer delil beyanlara göre velayet konusunda bir karar verir.

Çocuğun bu konulardaki üstün yararını belirlerken; çocuk yetişkin biri olmuş olsaydı, kendisini ilgilendiren bir olayda, kendi yararı için ne gibi bir karar verebilecekti ise, çocuk için karar veren makamındaki kişinin de aynı yönde karar vermesi gerekir; yani çocuğun farazi düşüncesi esas alınacaktır. Bu anlamda kendisini ifade edebilen bir çocuğun velayet konusunda beyanları hakimin kararını etkileyecektir.

Anne olarak çalışmıyor olmanızın velayete bir etkisi bulunmamaktadır. Mahkemece velayet size verildiğinde hem sizler için hemde çocuklar için nafakaya karar verilecektir.

Müşterek çocukların velayetinin anneden alınarak babaya verilebilmesi için mahkemeler belirli şartlar aramaktadır. Buna göre ; annenin müşterek çocuklarının bakımını ihmal ettiğine veya çocuklara ağır fiziksel şiddet uyguladığı veya annenin ağır hastalık hali veya annenin genel ahlak kurallarına aykırı hayat yaşadığı gibi ağır durumların olması gerekmekte olup aksi halde müşterek çocukların velayeti anneye verilir. Yukarıda belirttiğim durumlar anne olarak sizde yok ise eşinizin tehditlerini dikkate almayınız.

Tarafların ekonomik durumları ve çocuğun/ eşin ihtiyaçları dikkate alınarak hâkim tarafından belirlenir.

Hayır olmaz. Zira davanın kimin tarafından önce açıldığı önemli değil önemli olan boşanma konusunda haklı gerekçelerinizin olması ve bu gerekçelerinizin de en az bir kısmını ispat etmeniz gerekmektedir.

Boşanma davası ortalama ilk dere mahkemesinde bir ile bir yıl arasında karar çıkmakta olup mahkemece verilen bu kararının istinaf mahkemesine gitmesi halinde 24 ile 27 arasında istinaf mahkemesinde karar çıkmakta, yine bu kararın temyiz mahkemesi olarak yargıtaya gitmesi halinde ortalama bir yıl içerisinde karar çıkmaktadır.Bu nedenle çekişmeli bir boşanma davasının ortalama dört yıl civarın da sürebilmektedir. Ancak istisnai durumlarda bu süre biraz daha uzayabilmeltedir.

Anlaşmalı boşanma davası açıldıktan sonra ortalama bir ile üç hafta arası içerisinde bitirilebilmektedir.

Boşanma kararı verilmeden ve bu karar kesinleşmeden mal rejimi davasından karar verilemez. Boşanma davasının çekişmeli bir şekilde devam etmesi halinde bu davanın dört yıl süreceği düşünülecek olur ise mal rejimi davası ise ortalama beş yıl sürebilmektedir.

Önemle belirtmek gerekir ki her iki davanın belirli bir aşamasında eşler anlaşmalı bir şekilde boşanmak için şartlar konusunda anlaşır ise her iki davada kısa süre içerisinde bitecektir.

Boşanma davası ile birlikte eşinizden aşağıda belirttiğimiz taleplerde bulunabilirsiniz. Buna göre ;

-Maddi ve Manevi Tazminat

  • Nafaka
    -Çocuk var ise velayeti ve çocuklar için nafaka
    -Düğünde takılan takılar eşiniz tarafından alınmış ise bunları talep etme hakkınız
    -Mehir senediniz var ise bunu etme hakkınız
    -Evlilik sürecinde edinilen , taşınmaz, taşınır veya var ise bunlara ilişkin katılma alacağı talebiniz

Babanızdan sizlere miras kalan payınız sizin kişisel malınız olmanız nedeni ile eşiniz bundan bir talepte bulunamaz.

Yargıtay kararlarına göre eşlerin boşanma davasından önce bir yıl içerisinde devredilen menkul ve gayri menkuller mal rejiminin tasfiyesine konu edinir.
“Kural olarak, boşanma davasının açıldığı anda eşlerin mevcut malları (TMK. 235 m.) göz önüne alınarak tasfiyeye tabi tutulacağı kabul edilmekte ise de, bu tarihten önceki 1 yıl içerisinde elden çıkarılan malların da tasfiyede gözetileceği öngörülmektedir” (Yargıtay 8. HD. T. 31.3.2015, E. 2014/1703 K. 2015/7288 )

Bunların dışında muvazaalı bir şekilde sizin katılma alacağınızı azalmak için mal kaçırmış olması durumunda tapu iptal tescil davası ve tasarrufun iptali gibi davalar açılabilmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir